"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/370 E., 2023/2264 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/129 E., 2020/637 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işe başladığı tarihten itibaren derece ve kademelerinin hatalı tespit edildiğini, fiilen santral hizmetlisi olarak çalışmasına rağmen kayıtlarda farklı işçi kadrolarında gösterildiğini ileri sürerek davacının kadrolu işçi statüsünde intibak işlemlerinin yanlış olduğunun ve çalıştığı süre boyunca santral hizmetlisi olarak çalıştığının tespiti ile olması gereken derece kademesi belirlenerek ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve sözleşme ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının Çorum Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak çalışmakta iken 28.10.2000 tarihinde imzalanan protokol kapsamında kadroya geçirildiğini, protokolde mevsimlik işçilikte geçen hizmetlerin intibaklarında değerlendirileceğine ilişkin hüküm bulunmadığından değerlendirme yapılmadığını, davacının kadroya geçmeden önceki hizmetlerinin derece ve kademesinde değerlendirilerek intibak işlemi yapıldığını ve davacıya fark ücretlerinin ödendiğini, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının asıl kadrosunun düz işçi olduğunu, fiilen farklı işlerde görevlendirme suretiyle çalıştığını ve bu görevlendirmelerde kendi muvafakatinin alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalıştığı hizmet süresi ve fiilen çalıştığı kadro pozisyonu dikkate alınmaksızın yapılan intibakın yanlış olduğu gerekçesiyle davacının çalıştığı süre boyunca santral hizmetlisi olarak çalıştığının ve dava tarihi itibarıyla 12. derecenin 25. kademesinde olduğunun tespiti ile intibakının hatalı yapılmasından doğan fark alacaklarının hüküm altına alınmasına karar verilmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının asıl kadrosu ve fiilen görevlendirme evraklarına göre işçinin fiilen çalıştığı pozisyonun görevlendirme sayılmayıp kendi kadrosu gibi hesap yapılmasının hatalı olduğunu, davacının fiilen görevlendirme ile çalıştığı ünvana karşılık gelen tüm ödemelerin yapıldığını, tespit hükmünün hukuki yarardan yoksun olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak yeni derece ve kademesinin tespit edildiğini ve buna göre davacıya ödeme yapıldığını, davacının alacağının bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının derece ve kademe tespitinin davalı tarafça dosya kapsamına sunulan görevlendirme belgeleri ve fiilen yaptığı işi gösterir pozisyon cetvellerindeki farklı pozisyonlarda çalıştığı süreler gözetilerek yapıldığı ve buna bağlı olarak hüküm altına alınan fark alacakların usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının çalıştığı süre boyunca santral hizmetlisi olarak çalışıp çalışmadığı, davalı nezdindeki çalışma süresine göre derece ve kademelerinin doğru yapılıp yapılmadığı ve davaya konu ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve sözleşme ilave tediye farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı ve bu alacakların hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi).
3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2017 tarihli ve 2017/22-2094 Esas, 2017/910 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-100 Esas, 2017/1688 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-594 Esas, 2017/1694 Karar sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda davacı tarafından davaya konu alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle arabulucuya başvurulmuş, anlaşamama nedeniyle 13.01.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Bununla birlikte hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki hesaplamalar dava tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen 13.01.2020 tarihli son tutanaktan önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel hâle gelen talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Diğer yandan davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe kısmında istinaf sebeplerine yer verilmiş olması hatalı ise de belirtilen hata sonuca etkili görülmeyerek eleştirilmekle yetinilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.