Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4184 E. 2024/7553 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, iş sözleşmesinde ücretin belirlenmesine ilişkin hükmün yorumundan kaynaklanan ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde ücretin tespitine ilişkin hükmün boş bırakıldığı ve tarafların ücret konusunda anlaşamadığının anlaşılması karşısında, davacının iddia ettiği oranda ücret farkı alacağına hak kazanmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı hastahanede çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret, ikramiye, ilave tediye, ulusal bayram ve genel tatil ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın idari yargıda çözülmesi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçen işçiler ile yeni iş sözleşmesi imzalandığını, asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak ödeme yapılacağına yönelik ücret belirlemesi yapılmadığını, sözleşmenin oran kısmı boş olmasına rağmen sonradan müvekkilinin iradesi dışında doldurulduğunu, sözleşmede yapılan tahrifat nedeniyle idari soruşturma başlatıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanlarından davalı İdarenin işçilerden sözleşmenin ücrete ilişkin kısmını boş bırakmalarını istediği, davacı ve diğer işçilerin ise, bu kısmı hak ettiği miktara göre %35 olarak doldurdukları ancak davalı İdarenin bu sözleşmeyi bu hâliyle kabul etmemesi üzerine ücret kısmının boş bırakıldığı yeni bir sözleşme imzaladıklarını beyan ettikleri, dava konusu uyuşmazlıkta davacı ile kadroya geçtikten sonra imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin maddesinde herhangi bir oran yazılmadığı, bu durumda taraf iradelerinin davacının aylık ücretinin asgari ücretin ücretin yüzde 35 fazlası şeklinde belirlenmesi yönünde uyuşmadığı, davacının ücretinin her asgari ücret artış dönemi için belirlenen yüzde üzerinden hesaplanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin iş sözleşmesinde boş bırakılmış olan yüzdelik ücret kısmını hak edişi olan asgari ücretin %35 fazlası şeklinde doldurduğunu, taraflarca imzalanan iş sözleşmesinde müvekkilinin iradesi açıkça ortada olmasına karşın 2019, 2020 ve 2021 yıllarında asgari ücrete gelen zam miktarının ücretine yansıtılmadığını, müvekkilinin İdare tarafından uygulanan baskıya rağmen iş sözleşmesindeki ücret maddesini asgari ücretin %35 fazlası şeklinde doldurduğunu, sözleşmenin esaslı unsuru olan ücret kısmının boş bırakılması hususunda baskı gösteren davalı İdarenin kötüniyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin açıkça hukuka ve hakkaniyete de aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların rızasına uygun olarak düzenlenen iş sözleşmesinin ilgili maddesinde ücret kısmında herhangi bir oran belirlenmediği gerekçesiyle davacının vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. Dairemizin 11.10.2023 tarihli ve 2023/10077 Esas, 2023/14107 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.