Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4189 E. 2024/5333 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı işyerinde sürücülü araç kiralama sözleşmesiyle çalıştığı dönemde ücret, fazla mesai, yıllık izin ve diğer işçilik alacaklarının ödenip ödenmediği ve davalı işverenin sorumluluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından yapılan temyiz itirazlarının reddine, bozma kararına uyularak verilen ve davacıya ücret, fazla mesai, yıllık izin gibi işçilik alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar veren yerel mahkeme kararının, usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/296 E., 2022/401 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildiktenve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 01.02.2007-30.04.2014 tarihleri arasında şoför olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini, müvekkilinin haftanın 6 günü 08.00-18.00 saatleri arası çalıştığını ancak fazla çalışmalarının ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, müvekkilinin davalı işyerinde asgari ücret karşılığında çalıştığını, kendi aracını kullandığını, çalıştığı dönemde kira ödemelerinin alt işveren tarafından yapıldığını ancak ücretlerinin ödenmediğini, davalının asıl işveren sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ücret, asgari geçim indirimi ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, husumet itirazında bulunduklarını, davacıya sadece araç kiralama bedeli ödenmesi gerektiğini, dava konusu yapılan alacaklarla ilgili sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.06.2016 tarihli ve 2015/470 Esas, 2016/420 Karar sayılı kararı ile; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, davacıya ücretinin ödendiğinin ispat edilemediği, zamanaşımı def'i göz önüne alınarak davacının alacaklarının 18.01.2011-30.04.2015 tarihleri dikkate alınarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.02.2020 tarihli ve 2017/27631 Esas, 2020/2622 Karar sayılı kararı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek Mahkemece; iş sözleşmesi, davacıya ait banka kayıtları incelenerek dosya içerisinde yer alan imzasız bordrolarda yer alan tutarların davacıya ödenip ödenmediğinin araştırıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği, davacının ıslah dilekçesindeki talebi aşılarak ücret alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, Mahkeme gerekçesinde alacakların zamanaşımı def'i göz önüne alınarak 18.01.2011 tarihinden sonraki dönem yönünden hesaplandığı belirtilmiş ise de 2010 yılından itibaren hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğu, hüküm altına alınan ihbar tazminatına yasal faiz işletilmesi gerektiği ve hükümde temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü belirtilmesine rağmen temerrüt tarihinin hangi tarih olduğuna ilişkin bir açıklama yapılmamasının infazda tereddüt yaratır mahiyette olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde davacı ile imzalanan iş sözleşmesine sürücülü araç kiralama yapıldığı, dolayısıyla davacıya araç kiralama bedeli yanında ücret de ödenmesi gerektiği, davacıya sadece kira bedelinin ödendiği, davacıya ait banka kayıtları incelendiğinde ücret ve asgari geçim indirimi alacakları yönünden davacıya eksik ödeme yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; cevap dilekçesinde belirtilen hususların yanında tanıkların davacı ile aynı yerde çalışmadıklarını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücretinin tespiti ile davacıya eksik ödeme yapılıp yapılmadığı, hükmedilen faiz ve talebin aşılıp aşılmadığı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 26 ncı maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 ve 39 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.