Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4200 E. 2024/6827 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, alt işveren nezdinde çalıştığı davalı işyerinde, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalı asıl işverenden tahsil edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının sendika üyelik bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği ve bu dönem için hesaplanan alacakların hüküm altına alındığı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri (Tes İş) Sendikasının üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde alt işverenler nezdinde çalıştığını, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulanmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek ücret farkı, ikramiye, sosyal yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacı ile davalı işveren arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firmanın işçisi olduğunu, davalı ... AŞ'nin (TEİAŞ) ihale makamı konumunda olduğunu, davacının çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini, “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik”te toplu sözleşme farklarının 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işleri kapsadığı, davalı İdarenin sorumlu olmadığını, davacının sendika üyesi olduğunun işverene bildirildiğini gösterir yazılı bir müracaat olmadığını, davacının bordrolarında da sendika aidatının kesilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2023 tarihli kararı ile; davalı TEİAŞ'ın yüklenici firmalardan hizmet satın aldığı, davacının yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait trafo merkezinde çalıştığı, yapılan işin yardımcı iş mahiyetinde olduğu, davalı TEİAŞ tarafından hizmet alım ihalelerinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi gereğince yapıldığı, davacının talebinin alt işveren ile ilgili Sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklar olduğu, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden asıl işveren TEİAŞ’ın 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesine göre sorumluluğu bulunduğu, davacının Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen karar gereğince yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinden faydalanma hakkının bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarının ödenmediği, seri dava dosyalarının toplam 54 adet dosyadan oluştuğu, bu dosyaların tamamının tensip zaptı ve duruşmalarının aynı gün yapıldığı, bu nedenle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin %40'ı oranında vekâlet ücretine hükmedildiği, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, ayrıca her ne kadar davalı tarafça ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de; davacı tarafça zamanaşımı uğrayan miktarlar dışlanarak ıslah yapıldığı, bu nedenle de zamanaşımına uğrayan miktarın bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 29.03.2023 tarihli kararı ile; davacının toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili sendika üyesi olduğu, buna ilişkin belgenin dosyada bulunduğu, Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen karar gereğince yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinden faydalanma hakkının bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarının ödendiği olgusunun işveren tarafından gerekli belgeler sunularak ispat edilemediği, davacının talep ettiği dönemin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 27.02.2017 tarihli ve 15.05.2016-31.10.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi içerisinde kaldığı, bilirkişi raporu ve ek raporlar birlikte değerlendirildiğinde davacının çalıştığı alt işverenin açıkça tespit edilerek çalışma süresinin doğru bir şekilde belirlendiği, ilgili toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplamaların doğru olarak yapıldığı, bilirkişi raporunun denetlenebilir ve bilimsel verilere uygun olduğu, hak düşürücü süre ile ileri sürülen zamanaşımı def’inin dikkate alındığı, bu şekilde yapılan hesaplama neticesinde tespit edilen rakamın İlk Derece Mahkemesince ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı dikkate alınarak hüküm altına alındığı, davalı tarafın istinaf başvurusunun yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.07.2023 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince üyeliğin Met Enerji Ür. İnş. Taah. Tur. San. ve Tic. AŞ'ye bildirildiği tarih araştırılarak, davacının toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükmünden bildirim tarihinden itibaren yararlanabileceği dikkate alınarak bu tarihten itibaren toplu iş sözleşmesindeki ücret zammının uygulanması, bu şekilde belirlenecek ücret üzerinden ücret farkı alacağı ile diğer alacakların hesaplanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak davacının sendika üyelik bildirim tarihi tespit edilerek bu tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, bu döneme ilişkin alacakların hesaplanarak hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; hak düşürücü süre itirazının ve zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davalının ihale makamı olduğunu, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendine göre istisna kapsamında olan trafo merkezlerinin işletilmesine yönelik hizmet alım işleri için Yüksek Hakem Kurulu kararı ile imzalanan toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan fiyat farkının davalı tarafından ödenmesinin mümkün olmadığını, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan hizmet alımı yapılan firmaların sorumlu olduğunu, dosyada işçinin üyeliğinin bildirildiğine dair bilgi ve belgenin bulunmadığını, bilirkişi raporu ve ek rapordaki hesaplamaların hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Toplu iş sözleşmesinden yararlanma” kenar başlıklı 39 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.

(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.

(3) Toplu iş sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında iş sözleşmesi sona eren üyeler de, iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu iş sözleşmesinden yararlanır.

(4) Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. (İptal dördüncü cümle:Anayasa Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli ve E.:2020/57; K.:2020/83 sayılı Kararı ile)..."

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.