"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3323 E., 2023/3024 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 5. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/228 E., 2023/60 K.
MAHKEMESİ : Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/51 E., 2023/378 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.09.2023 tarihli ve 2023/51 Esas, 2023/378 Karar sayılı kararı ile Denizli İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası davacı vekili dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiş, görevli İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı ve davalı işçi idaresindeki iş makinesinin, dava dışı mirasçıların murisi olan Y. isimli şahsın kullandığı motosikletle çarpışması sonucu meydana gelen kazada Y. isimli şahsın hayatını kaybettiğini, Y'nin mirasçıları tarafından açılan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talepli davada hükmedilen bedellerin müvekkili tarafından ödendiğini, ödenen tazminat bedellerinin iadesi için müvekkili tarafından kusurlu araç sürücüsü davalı işçiye yönelik iki ayrı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından her iki icra takibine ayrı ayrı itiraz edildiğini, itiraz üzerine takiplerin durdurulmasına karar verildiğini, davalı işçinin kusurundan dolayı iç ilişkide müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, müvekkilinin rücu hakkının bulunduğunu ileri sürerek davalı tarafın yapmış olduğu itirazların ayrı ayrı iptali ile icra takiplerinin devamına ve borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davaya bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının faiz talep edemeyeceğini, müvekkilinin borçlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından yapılan her iki icra takibi için itirazın iptali istemi ile dava açıldığı, açılan davaların Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2023/51 Esas sayılı dosyası üzerinde birleştirildiği, Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği ve davacı talebi üzerine dosyanın gönderildiği, davacıya arabuluculuk son tutanağının aslının ya da onaylanmış bir örneğinin 1 haftalık kesin süre içerisinde dosyaya sunması için süre verildiği, ancak davacı tarafından 16.10.2023 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulmadığının bildirildiği, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi gereği dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmasının zorunlu olduğu, davacı tarafından arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açıldığı, arabuluculuk şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davada her ne kadar asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı ile iş mahkemesine gönderilmiş olsa da dosyanın görev yönünden incelenmesi gerektiğini, davanın işçi işveren ilişkisinden kaynaklanmadığını, bu davada arabuluculuğa başvuru zarureti olmadığını, İdarenin talep ettiği alacağın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasına dair rücu istemi olduğunu, dava konusunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na (6098 sayılı Kanun) dayalı bir alacak olduğunu, rücu talep edilen kişinin karar tarihi ve ödeme tarihi itibarıyla işçileri olmadığını, kararın kamu zararına sebebiyet vereceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işçinin kullandığı, davacıya ait aracın karıştığı kaza neticesinde ölen kişinin mirasçıları tarafından açılan davada hükmedilen ve davacı tarafından ödenen tazminatların, davalı işçiden talep edildiği, davalının kazanın olduğu tarihte davacının işçisi olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki sebeplerinden birinin taraflar arasındaki iş sözlemesinden doğan yükümlülüklerin ihlal edilip edilmediği hususunda olduğu, Mahkemenin yargılama yapmakta görevli olduğu, davacının davadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurması gerektiği, başvuru yapmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesinde hata olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın niteliği, görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihten sonra arabuluculuk dava şartının tamamlanıp tamamlanamayacağı ve davanın 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesine göre dava şartının gerçekleşmemesi sebebiyle usulden reddi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası şu şekildedir:
"(1) Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (Ek cümle:28/3/2023-7445/41 md.) Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında birinci cümle hükmü uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
..."
3. 6100 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi.
4. Dairemizin 30.10.2023 tarihli ve 2023/11279 Esas, 2023/16278 Karar sayılı; 15.01.2024 tarihli ve 2023/13461 Esas, 2024/312 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dairemiz uygulamasına göre, görevsiz mahkemede dava açılmadan önce arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiş olmasına rağmen dosyanın görevli mahkeme esasına kaydedilmesinden önce arabulucuya başvurulmuş ve sürecin sonuçlanarak anlaşamama son tutanağının düzenlenmiş olması durumunda, arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği kabul edilmektedir.
3. Somut olayda, davacı tarafça asliye hukuk mahkemesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı gibi dosyanın görevli iş mahkemesinin esasına kaydedilmesinden önce de arabuluculuğa başvurulmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava şartı arabuluculuk sürecinin hiç işletilmediği tartışmasız olup davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.