"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/347 E., 2024/14 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kadroya geçiş sonrasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi ve bireysel iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak ücretin belirlendiğini ve hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.08.2022 tarihli kararıyla; dosya kapsamında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 30.12.2022 tarihli kararıyla; tarafların kadroya geçiş döneminde imzaladıkları sözleşmenin dosyada bulunduğu ve sözleşmenin 7 nci maddesinde asgari ücretin belli oranda yüzde fazlası olarak ücret düzenlemesi bulunduğu, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, istinaf edenin sıfatına göre fark ücret hesabı ile faiz başlangıçlarının yerinde görüldüğü, faiz türlerinin kanuna uygun belirlendiği; ayrıca alacakların zamanaşımına uğramadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan ikramiye alacağı hesabında hata bulunmadığı ve hesap gereği 2021 başından itibaren sadece bireysel iş sözleşmesinde yazılı artış oranına göre olması gereken ücretin belirlenmesinin isabetli olduğu, davalı İdarenin sunduğu fark bordroların incelenmesinde ise bu bordrolarda temel ücret fark ödemelerinin 01.01.2021 tarihinden itibaren yürürlüğü bulunan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı olduğunun açıkça yazmadığı, ayrıca bu ödemelerin anılan toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden sonra hesaplandığını gösterir bir icmal/cetvel/belge de görülmediği, bu nedenle mahsup işlemi yapılmasının doğru olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 03.05.2023 tarihli kararıyla; bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi uygulanmamasına rağmen davalı İdarece bu toplu iş sözleşmesi uygulanarak fark bordrolar ile birlikte ödenen toplam 153,07 TL'nin mahsup edildiğinin görüldüğü, davalı İdare tarafından Ocak, Şubat, Mart ve Nisan 2021 ayları için yapılan fark bordroları incelendiğinde davacının o aylardaki yevmiyeleri üzerine 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesindeki %12'lik artışın uygulanarak ödenecek miktarın belirlendiğinin anlaşıldığı, davacının 01.01.2021 tarihinden sonraki dönem yönünden fark ücret ve ilave tediye alacakları hesaplanırken; 08.09.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmadan bireysel iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin belirli bir oran fazlası dikkate alınarak davacının ücretinin belirlenmesi, bundan sonra davalı İdarenin 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi nedeniyle 08.09.2021 imza tarihinden sonra fark ücret bordrolarıyla toplu iş sözleşmesinden kaynaklı olarak yaptığı ödemeler dikkate alınmadan sadece hesaplama dönemi içinde yapılan ödemelerin mahsubu ile sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından bozma kararında belirtilen hesaplama unsurları gözetilerek hesaplama yapıldığının anlaşıldığı, davalı yararına müktesep hak teşkil ettiği anlaşılmakla fark alacağı yönünden dava ve ıslah tarihinin faiz başlangıcı olarak aynen kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca eksiksiz ödendiğini, davacının daha fazla ücret alması gerektiğine ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu, davacının 2018 yılı ücretinin korunarak bu ücret üzerinde %4 oranında ücret zammı yapıldığını, davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinde indirime gidilmediğini ve herhangi bir alacağının bulunmadığını, hükmedilen faiz türüne ve başlangıç tarihlerine itiraz ettiklerini belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacakların 01.01.2021 tarihinden sonraki dönem için nasıl hesaplanması gerektiğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle 01.01.2021 tarihi ile arabuluculuk son tutanak tarihi arasındaki, 08.09.2021 tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödendiği anlaşılan bir kısım fark ödemelerin mahsubu hususunun infaz sırasında dikkate alınmasının mümkün olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.