"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.11.2006-05.06.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde kepçe operatörü olarak çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin tam olarak ödenmediğini, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretlerinin zamsız olarak ödendiğini, davalının içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle birçok işçinin iş sözleşmesini feshettiğini, davacının kömür tozu bulunan, kömür yanması sebebiyle zehirli duman çıkaran kömür işletmesinde çalıştığını ancak yasal çalışma saatlerine riayet edilmediğini, davacının bayramlarda, ulusal bayram ve genel tatiller ile ayda iki hafta sonunda çalıştığını, ayrıca fazla çalışma ücretlerinin tam ödenmemesi veya hiç ödenmemesi, Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin eksik yatırılması, çalışma şartlarının ağır olması ve yıllık çalışma saatlerinin aşılması nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi uyarınca davacının iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin davacıya eksiksiz olarak ödendiğini, davacının gerçek dışı iddialarda bulunarak iş sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, kıdem tazminatı talep etme ... bulunmadığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporuna göre davacının ödenmemiş fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacağı olduğu, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, davalı tarafından sunulan çalışma takip çizelgelerinde davacının imzası bulunmadığından değerlendirmeye esas alınmadığı, tanık beyanlarına göre davacının 01 Mart-31 Temmuz arasındaki dönemde haftanın 6 günü 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığı, yasal ara dinlenme süreleri düşüldüğünde haftalık fazla çalışmasının 3 saat olduğu, 01 Ağustos-28 Şubat tarihleri arasında iş yoğunluğu sebebiyle haftanın 3 günü 08.00-17.00, 3 günü 08.00-21.00 saatleri arasında çalıştığı, ayrıca bu dönemde ayda ortalama iki hafta tatilinde bir hafta 08.00-17.00, diğer hafta 08.00-21.00 saatleri arasında çalışması sebebiyle yasal ara dinlenmeler düşüldüğünde haftalık fazla çalışmasının 14,5 saat olduğu, ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkuk edilen aylarda daha fazla çalışıldığı yazılı belgeyle ispatlanamadığından bu ayların fazla çalışma ücreti alacağı hesabında dışlandığı, bordrolara göre fazla çalışma ücreti yapılmayan aylar bakımından fazla çalışma ücreti hesaplandığı, tanık beyanlarına göre davacının 01 Ağustos- 28 Şubat arasında ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, bordrolara göre hafta tatili ödemesi yapılan aylarda hafta tatili ücretinin günlük ücretin 1,5 katı üzerinden ödenmesi gerekirken günlük ücretle ödendiği, bu aylar bakımından hafta tatili ücretinin ödenmeyen 0,5'lik kısmının hesaplandığı, tanık beyanlarına göre davacının dinî bayramlar haricindeki ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, bordrolarda ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödemesi yapıldığı anlaşılan aylar dışlanarak kalan aylar bakımından hesap yapıldığı, davacı işçinin uzun süre ve devamlı olarak her gün fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hesaplanan fazla çalışma ücreti yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanmayıp tanıklar tarafından bildirilen ayrıntılı vardiya sistemine göre belirlendiğinden hesaplanan fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden takdiren % 30 oranında indirim uygulandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde; davacıya fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin çalıştığı dönemde eksiksiz olarak ödendiğini, davacının iş sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, kıdem tazminatı talep etme ... bulunmadığını, davacının fazla çalışma ücretinin ödendiğinin dosya içerisinde bulunan bordro ve banka hesap dökümlerinden anlaşıldığını, bordro ve banka hesap ödemelerine davacının herhangi bir ihtirazı kaydı bulunmadığını, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacağı taleplerine ilişkin herhangi bir yazılı belge sunmadığını belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, fesih, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı Kanun'un 41, 44, 46, 47, 63 üncü maddeleri ile 120 nci maddesindeki atıf uyarınca yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.