"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/4297 E., 2024/24 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/588 E., 2022/1044 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ihale alan firma işçisi olarak davalı işyerinde çalıştığını, davacının davalının asıl işçisi konumunda olduğunun Eskişehir 2. İş Mahkemesinin 2015/205 Esas sayılı kararı ile kabul edilerek 19.06.2015 tarihine kadar ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının hüküm altına alındığını, davacının 18.01.2016 tarihinden itibaren Türkiye Maden İşçileri Sendikasına üye olduğunu ileri sürerek 02.12.2016-31.12.2018 dönemi için ücret farkı, ilave tediye ücreti, ulusal bayram ve genel talil ücreti, yıllık izin ücreti farkı, sendikal haklar ücreti (ek ödeme-denge ödeneği, kira/aydınlatma yardımı, üretim primi, iş riski primi, vardiya zammı için, giyim yardımı, vasıta yardımı, sosyal yardım, ikramiye yardımı) alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ihale alan firmalara bağlı olarak numune alma ve hazırlama elemanı olarak çalıştığını, gerçekte davalı müvekkili idarenin asıl işçisi olmadığını, alt işverenler ile davalı arasında muvazaalı ilişki bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olması nedeniyle davacı ile aynı dönemde çalışan ve aynı işi yapan işçi tarafından açılan Eskişehir 2. İş Mahkemesinin 2015/205 Esas, 2016/174 Karar sayılı dosyasında davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin başından beri muvazalı olduğunun tespitine dair verilen kararın kesinleştiği, davacının tespiti yapılan dosyadaki işle aynı işi yapmakta olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarında da görüldüğü üzere davacının sendikaya üye olduğu tarihe kadar Eskişehir 2. İş Mahkemesinin 2015/205 Esas sayılı dosyasında ihbar olunan şirketlerde aynı işte çalıştığı, davalı Kurum ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olması nedeniyle davacının baştan itibaren Kurumun işçisi sayılması gerektiği, 29.11.2021 tarihli müzekkere cevabına göre dosyada davalı Kuruma yapılan açık bir bildirimin olmadığı, davacı işçinin sendika üyeliğinin davalı işverene açıkça bildirilmemesi nedeniyle işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, davacı ile aynı işi yapan sendikasız emsal işçi bulunmadığından bilirkişi heyetince davacının fiilen aldığı ücreti nazara alınarak yapılan hesaplama neticesinde ilave tediye alacağına kazanacağı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Eskişehir 2. İş Mahkemesince 18.01.2016 tarihinde Sendikaya üye olan davacının 30.03.2016 tarihli alt işverene ve Kamu İşverenleri Sendikasına sendika üyelik bildirimininin işverene bildirim olarak kabul edilmediğini, Sendika bildiriminin asıl işverene yapılmadığına karar veren Mahkemece ücret farkı ve diğer sendikal hak taleplerinin reddedildiğini, Mahkemece bilirkişi raporlarının göz ardı edildiğini, dava dilekçesinde davacının davalı Kurumun asıl işçisi sayılmasına ilişkin talep olmadığını, aynı işyerinde çalışan bazı kişiler için sendika üyeliği tarihi olarak 18.01.2016 tarihinin esas alındığını, işbu dosyada ise asıl işverene bildirim yapılmadığına karar verilerek ücret farkı talebi ve diğer sendikal hakların reddedildiğini, uygulama birliğinin sağlanması ve hukuk güvenliğinin zedelenmemesi için Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları doğrultusunda davacının işveren bildiriminin 31.03.2016 tarihi esas alınarak hazırlanan 29.04.2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinafa başvurmuştur.
2. Davalı vekili; İdare ile ... Sos. Hizm. Dan. Pey. Tem. Gıd. Tic. Ltd. Şti. arasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna (4734 sayılı Kanun) göre, açık ihale usulüyle ve anılan Kanun maddeleri ışığında "numune alma ve hazırlama" işi için hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme ile satın alınan hizmet, 4734 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde tanımlanan hizmetlerden olup ... Sos. Hizm. Dan. Pey. Tem. Gıd. Tic. Ltd. Şti. ile İdare arasında kurulan ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunu, davacının çalışmış olduğu ve doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan bir yardımcı iş kapsamında olduğunu, konusunda uzman kimya ve maden mühendisi gibi teknik bilirkişiler tarafından yeniden keşif yapılarak davaya konu işin niteliğinin değerlendirilmesi gerekirken, böyle bir incelemede bulunmaksızın Mahkemenin önceki tespit nedenlerine dayanarak karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık taşıdığını, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek ilave tediye alacağına dair hesap yapılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri incelendiğinde görüleceği üzere, alt işveren işçilerinin yönetim hakkının tamamen alt işverene ait olup İdarenin bu işçiler üzerinde yönetim hakkını kullanmasının söz konusu olmadığını, durum tespiti için konusunda uzman kimya ve maden mühendisi gibi teknik bilirkişiler tarafından yeniden keşif yapılarak davaya konu işin niteliğinin değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hizmet alımının muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin tamamından faydalanması için tek başına yeterli olmadığı, davacının Sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilmemesi nedeniyle, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığı, işçinin sadece fiilen aldığı ücretine göre hesaplanan ve hüküm altına alınan ilave tediye alacağına hak kazandığı, Mahkemenin muvazaa tespiti ile alacakların kısmen kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvuruslarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı, buna bağlı olarak dava konusu alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.
3. Dairemizin 31.05.2023 tarihli ve 2023/6819 Esas, 2023/8311 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6878 Esas, 2023/7225 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6873 Esas, 2023/7220 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6871 Esas, 2023/7218 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6870 Esas, 2023/7217 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6872 Esas, 2023/7219 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6874 Esas, 2023/7221 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6875 Esas, 2023/7222 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6877 Esas, 2023/7224 Karar sayılı; 17.05.2023 tarihli ve 2023/6876 Esas, 2023/7223 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davalı ile davacıyı çalıştıran alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı kabul edilerek davacı işçinin baştan itibaren davalının işçisi olarak kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
3. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında yer verilen, davacı da dâhil olmak üzere aynı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında aynı işte çalışan işçilerle ilgili olarak muvazaa tespitine dair kesinleşen mahkeme kararları dikkate alındığında, işbu davadaki muvazaa tespitinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. Bölge Adliye Mahkemesince davacının baştan beri davalının işçisi kabul edilmiş ancak sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği gerekçesiyle ilave tediye alacağı dışındaki diğer alacak taleplerinin reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
5. Davacı tarafından 19.06.2015 tarihinde Eskişehir 2. İş Mahkemesinin 2015/205 Esas, 2016/174 Karar sayılı dosyası ile açılan davada davacının baştan beri davalının işçisi olduğunun tespiti ile davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespitine ve ücret farkı alacağının kabulüne karar verilmiş, verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 26.09.2016 tarihli ve 2016/16471 Esas, 2016/20735 Karar sayılı kararı ile onanmıştır.
6. Davacı tarafından 20.06.2015 tarihinden sonraki dönem için bu kez Eskişehir 2. Mahkemesinde 01.12.2016 tarihinde 2016/823 Esas, 21018/143 Karar sayılı dosyası ile açılan davada yine davacının baştan beri davalının işçisi olduğunun tespiti ile fark ücret ve ilave tediye alacaklarının kabulüne yönelik karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/1501 Esas, 2020/732 Karar sayılı dosyası ile incelenmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince davalının faiz türüne dair istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına karar verilmiş, söz konusu karar Dairemizin 15.02.2021 tarihli ve 2020/6588 Esas, 2021/3733 Karar sayılı kararı ile davacının sendika üyeliğinin hangi tarihte gerçekleştiğinin tespiti ile dava konusu alacakların yeniden değerlendirilmesi için bozulmuştur.
7. Bozma kararına uyan Bölge Adliye Mahkemesince yeniden yapılan yargılama neticesinde; 26.01.2022 tarihli ve 2021/995 Esas, 2022/240 Karar sayılı kararı ile davacının sendika üyeliğinin 31.03.2016 tarihinde işverene bildirildiğinin kabulü ile yapılan hesaplama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; Dairemizin 09.05.2022 tarihli ve 2022/5020 Esas, 2022/5648 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
8. Dairemizin, (7) numaralı paragraftaki onama kararı dikkate alındığında, davacının Sendika üyeliğinin 31.03.2016 tarihinde davalı işverene bildirildiğinin kabulü ile dava konusu alacaklarının bu maddi olguya göre belirlenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
9. Açıklanan sebeplerle; dava konusu alacak talepleri için yapılan arabuluculuk başvurusu sonucu düzenlenen son tutanak tarihinin 17.12.2018 olduğu ve daha önce davacı tarafından açılan davadaki talep dönemleri dikkate alınarak dava konusu alacakların yeniden değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.