"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/171 E., 2023/711 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, kadroya geçmeden önce davacının ücretinin ihale kapsamında asgari ücretin belli oranda fazlası olarak ödendiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde de ücretin asgari ücretin aynı belli oranda fazlası olacağının düzenlendiğini, 31.12.2018 tarihine dek bu düzenlemeye uygun şekilde ödendiğini, ancak 01.01.2019 tarihinden itibaren asgari ücretteki artış dikkate alınmaksızın davacının 2018 yılında aldığı son ücrete %4 oranında zam uygulanmak suretiyle eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek davacının eksik ödemeden kaynaklı ücret, ikramiye, ilave tediye fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, taraflar arasında davacının kadroya geçişi esnasında yapılan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin fazlasını almasını gerektirir bir oran yazılı olmadığını; bu nedenle fark alacak taleplerinin haksız bulunduğunu, kadroya geçişi yapılan işçilerin ücret ile mali ve sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, bu hükme göre 02.04.2018 tarihinden geçerli olmak üzere bu kapsamdaki işçilerin günlük brüt ücretine %4 oranında zam yapılması gerektiğinden davacının ücretine de bu şekilde 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak %4 oranında zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini ve takip eden dönemlerde de Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yazısındaki zamların uygulandığını, davacının alacaklarının eksiksiz ödendiğini, davacı tarafça istenen faiz oranına ve faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca bilirkişi kök ve ek raporlarında yapılan hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliyesi Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 26.10.2022 tarihli kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde sözleşme süresince davacı işçiye her ay brüt asgari ücretin yüzde fazlası üzerinden günlük ödeme yapılacağı kararlaştırılarak artış oranının açıkça tespit edilmiş olduğu, davacının sözleşmesinde belirlenen ücretine ek olarak 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) 23 üncü maddesi gereğince toplu iş sözleşmesi kaynaklı %4 oranında zam yapılması ve toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği, bu durumda davacının fark alacağı talebinin haklı bulunduğu, yanı sıra her ne kadar Mahkemece hatalı şekilde ikramiye alacağı açısından en yüksek işletme kredisi faizine hükmedilmiş ve ayrıca ücret ile ikramiye alacağı açısından toplu iş sözleşmesine göre belirlenen temerrüt tarihi esas alınmış ise de bu hususlar istinaf sebepleri arasında sayılmadığından eleştirilmekle yetinildiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 09.02.2023 tarihli ilâmı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediği belirtilerek davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, davacının talebi de dikkate alınarak ikramiye alacağına en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi uygulanması gerekirken en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmasının hatalı olduğu; ayrıca hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda davacıya belirsiz süreli iş sözleşmesi ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gözetilerek ödenmesi gereken 01.01.2019 ve 01.07.2019 tarihlerine ilişkin ücretin tespitinde davalı Bakanlık aleyhine hata yapılmış olduğu, 01.01.2019 tarihinde 2.558,40 TL olan brüt asgari ücretin %19 oranında fazlasının üzerine %4 oranında ilave zam yapıldığında 3.166,27 TL ücrete karşılık geldiği hâlde, raporda bu tutarın 3.203,40 TL olarak belirlendiği, yine 01.07.2019 tarihinde 30.06.2019 tarihindeki ücreti üzerine %4 oranında ilave zam yapıldığında 3.292,92 TL yerine 3.331,53 TL olarak hatalı hesaplandığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda aldırılan bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; bireysel iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin 2018 yılı asgari ücreti olup kadroya geçiş ücretinin de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmediğini ve toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret zammından ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı diğer ücret eklerinden de faydalandığını, toplu iş sözleşmesi ile ücretinde artış olan davacının diğer yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretin esas alınmasını istemesinin mümkün olmadığını, davacı ve aynı durumda olan sürekli işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılmasının çifte zam durumu oluşturacağını ve bu durumun diğer çalışanlar ile eşitsizliğe yol açacağını, davalı İdarenin uygulamasının hukuka uygun olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile buna bağlı olarak dava konusu fark ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesap yöntemi, faizin türü ve başlangıç tarihi ile arabuluculuk gideri hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.
3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası şu şekildedir:
"(14) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır."
4. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararında, dava şartı olan arabuluculuk gideri bakımından hüküm kurulmadığı saptanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, tarafların dava şartı olan arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları ve sürecin sonunda anlaşamadıkları görülmektedir. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında yer verilen Kanun hükmü uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama gideridir. 6100 sayılı Kanun’un "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda kısmen kabul kararı verilen eldeki davada, arabuluculuk giderinin tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılması gerekmekte iken Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan yargılama gideri bakımından hüküm kurulmaması hatalı olup bozmayı gerektirmektedir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasına yeni bir bent eklenerek "7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 680,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre 602,14 TL'sinin davalıdan, 77,86 TL'sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.