Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4735 E. 2024/9167 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacının, kadroya geçişle imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesi ve ilgili toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret ve diğer işçilik alacaklarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücretinin hesabında, kadroya geçiş tarihini takip eden dönemde uygulanması gereken toplu iş sözleşmesi hükümleri yerine hatalı bir şekilde daha sonraki tarihli toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulandığı, ayrıca 2021 yılından sonraki ücretin hesabında da yine hatalı bir şekilde toplu iş sözleşmesinin dikkate alındığı gözetilerek, mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3470 E., 2023/3491 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/77 E., 2022/513 K.

Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekirken sözleşmeye aykırı ücret belirlendiğini ve ödeme yapıldığını ileri sürerek, davacının eksik ödemeden kaynaklı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı, fazla çalışma ücreti, gece çalışması farkı ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, işçilerin kadroya geçirilmeden önceki bireysel iş sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, İdare tarafından bu düzenlemelere uygun bir şekilde ücretin belirlendiğini ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile davacı işçinin talep edilen fark işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 nci maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

2. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

3. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki (3), (4) ve (5) numaralı bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesinin ve bu KHK gereğince 31.10.2020 tarihine kadar uygulanması öngörülen toplu iş sözleşmesinin amacı; gerek alt işverenin taraf olduğu ve 31.10.2020 tarihinden önce sona erecek olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmakta olan, gerekse alt işverenin taraf olduğu herhangi bir toplu iş sözleşmesinden yararlanmayan işçileri belli bir süre için toplu iş sözleşmesi etkisinden mahrum bırakmamaktır. Bu nedenle 02.04.2018 tarihinde 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanmaya başlayan yahut alt işveren nezdindeki toplu iş sözleşmesinin bitimini müteakip kanun gereği kendiliğinden yararlanmaya başlayan işçilerin, aynı dönem içinde bir başka toplu iş sözleşmesinden yararlanmayı talep etmeleri, 375 sayılı KHK gereği mümkün değildir. Bir toplu iş sözleşmesinin geriye etkili olarak yürürlüğe konulabilmesi kural olarak mümkün olsa da sonraki toplu iş sözleşmesi hükümlerinin geriye etkili olabileceği en erken süre önceki toplu iş sözleşmesinin bitim tarihidir. Sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler yönünden yapılacak değerlendirmede de bu ilkeden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Buna göre sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin kadroya geçirildikleri işyerinde yürürlükte bulunan bir toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri için en erken tarih her hâlükârda 01.11.2020 tarihi olmalıdır.

3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 01.01.2019 tarihi ile 31.12.2020 tarihi arasındaki ücretinin tespitinde işyerinde yürürlükte bulunan ... İş Sendikası ile ... arasında imzalanmış olan 10.08.2020 imza tarihli ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin "ücret zammı-iyileştirme" başlıklı 33 üncü maddesindeki; "sözleşmenin yürürlük tarihinde günlük çıplak ücretleri 116.67.2TL sının altında olan işçilerin günlük çıplak brüt ücretlerinin 116,67 TL olarak belirlendiği, bu iyileştirme yapıldıktan sonra 01.01.2019 tarihinde geçerli ücretlerine % 8 zam, 01.07.2019 tarihinden itibaren %4 zam, sözleşmenin ikinci yıl birinci 6 ay için % 5,5, ikinci yıl ikinci 6 ay için %5,75 oranında ücret zammı yapılması"na ilişkin hükmün uygulanması gerektiği belirtilerek davacının ücretinin tespit edildiği anlaşılmıştır. Davacının 01.01.2019-31.12.2020 tarihleri arasında alması gereken ücretin tespitinde, 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nde yer alan zam oranlarının uygulanması gerekirken ... İş Sendikası ile ... arasındaki 10.08.2020 imza tarihli ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması hatalı olmuştur. Davacının 01.11.2020 tarihi itibarıyla söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilse dahi; ilgili düzenleme uyarınca davacıya 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması öngörülen bir ücret zammına ilişkin düzenleme söz konusu olmadığından davacının 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ücret zammı dışındaki diğer hükümlerinden yararlanacağı; ancak toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücrete ilişkin zam oranından yararlanamayacağını kabul etmek gerekir.

Buna göre davacının 01.01.2019-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücreti belirlenirken 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nde yer alan maddeler uygulanmalı ve 31.10.2020 tarihi itibarıyla hak edilen ücret miktarı aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki fark alacakların da buna göre hesaplanması gerekir.

4. Diğer taraftan Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 2021 yılı ücreti de hatalı belirlenmiştir. Şöyle ki; bahsi geçen rapor incelendiğinde, 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin “Ücret Zammı” başlıklı 33 üncü maddesi hükmü uyarınca, bireysel iş sözleşmesi doğrultusunda belirlenen 01.01.2021 tarihindeki temel ücrete %12 oranında ücret zammı uygulandığı anlaşılmaktadır. Ancak arabuluculuğa başvuru tarihi dikkate alındığında, bu tarih itibarıyla henüz 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin imzalanmamış olduğu aşikardır. Bu hâlde 08.09.2021 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin somut davada uygulanması mümkün değildir. Kaldı ki dava dilekçesinde de bu toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammının uygulanmasına yönelik bir talep bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında Mahkemece arabuluculuk başvuru tarihindeki koşullar değerlendirilmeksizin ve dava dilekçesinde talep de mevcut olmadığı hâlde 01.01.2021 tarihinden sonraya ilişkin fark alacakların hesaplanmasında, bireysel iş sözleşmesi doğrultusunda belirlenmiş temel ücrete %12 oranında ücret zammı uygulanması hatalıdır. 01.01.2021 tarihinden sonraki fark alacakların belirlenmesinde yalnızca taraflar arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücrete ilişkin oranın dikkate alınması gerekir.

5. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin uygulanmasının mümkün olmadığı göz önüne alındığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.01.2021-31.12.2021 toplu iş sözleşmesine göre davacının gece zammı alacağının hesaplanması da hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.