"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1813 E., 2023/2637 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 42. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/541 E., 2023/174 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan ilk yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 22.06.2008-29.06.2019 tarihleri arasında davalı Şirketin Rusya'da bulunan işyerinde demir ustası olarak aylık net 2.500,00 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak işveren tarafından feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, yurt dışında çalışması geçen işçilerin çalıştıkları ülkenin koruyucu hükümlerinden faydalanarak çalışıp daha sonra Türk hukukunun olanaklarını da tüketmek için Türkiye’de dava açmalarına ve Türk hukukuna göre alacak takibi yapmalarına müsaade edilmemesi gerektiğini, yabancı hukuk ile yetki itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davacının iş sözleşmesi kapsamında davalının Rusya Federasyonu'nda bulunan işyerinde 22.06.2008-29.06.2019 tarihleri arasında çalıştığı, mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya Federasyonu olduğu, davacının iş sözleşmesinin 29.06.2019 tarihinde sonlandığı, davanın ise 06.12.2019 tarihinde açıldığı, fesih tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesindeki 3 aylık dava açma süresine göre davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukuku uygulanması gerektiğini, taraflar arasında imzalandığı iddia edilen Türkiye İş Kurumu iş sözleşmesinin genel işlem koşullarına aykırı olduğunu, işbu davanın açıldığı tarihte yurt dışında çalışılan işçilere çalışılan ülke hukukunun uygulanmasına dair bir Yargıtay içtihadı olmadığından bu sebeple de zamanaşımı yönünden Türk hukuku uygulanması gerektiğini, davacının Rusya hukukuna göre 1 aylık süre içerisinde dava açacağını bilmesinin mümkün olmadığını, bu sürenin kaçırılmasının da geçerli bir nedene dayandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlığın Rusya Federasyonu hukukuna göre çözümlenmesi gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 29.06.2019 tarihinde sonlandığı, davanın ise 06.12.2019 tarihinde açıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için zamanaşımı süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu, davalı tarafça süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince talep edilen alacakların zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek ve davalı Şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verildiği üzere Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına ilişkin olarak öngörülen 3 aylık zamanaşımı süresi 03.07.2016 tarihli Kanun değişikliği ile 1 yıla çıkarılmıştır. Somut olayda, söz konusu Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra davacının iş sözleşmesinin 29.06.2019 tarihi itibarıyla sona erdiği dikkate alındığında; bu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri hakkında 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmekte olup dava tarihi itibarıyla da 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. O hâlde davalı tarafın yasal süresi içinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i gözetilerek dava konusu alacaklar hesaplatılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Kabule göre de; yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.