"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait Gölcük Tersanesi Komutanlığı işyerinde çalıştığını, Türk Harb-İş Sendikası üyesi olarak işletme toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Günde ancak 7,5 saat çalışılabilecek işler" başlıklı 4 üncü maddesinin "gürültülü işler" başlıklı (p) bendinin "gürültü düzeyi en yüksek maruziyet etkin değerini (8h=85 dB (A)) aşan işler", "Pnömokonyoz yapan tozlu işler" başlıklı (s) bendinin (I) numaralı alt bendinin ise "pnömokonyoz yapan tozların bulunduğu işyerlerindeki işler" hükmünü içerdiğini, Yönetmelik kapsamında bulunan bir fabrikada çalışmasına rağmen söz konusu madde hükmüne aykırı olarak günde 8,5 saat çalıştırıldığını, benzer durumda olanlar için açılan davaların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, Yönetmelik'in 7 nci maddesinde Yönetmelik'te sayılan işlerde fazla çalışma yapılamayacağının açıkca düzenlendiğini, toplu iş sözleşmesi hükmüne göre Yargıtayca yapılan fazla çalışmasının karşılığı olan ücretin %80 zamlı olarak ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığını; ayrıca toplu iş sözleşmesinin 52 nci maddesinin "Kısa çalışma primi" başlıklı (c) bendinin de “Verilmesini gerektiren sebeplerin geçici olarak ortadan kalkması halinde tamamen kesilmek, müktesep bir hak sayılmamak ve başkaca bir ödemeyi etkilememek üzere “sağlık kuralları bakımından günde azami yedibuçuk saat veya daha az çalışılması gereken işler hakkında yönetmelik kapsamında istihdam edilen işlerin fiili çalışma sürelerine % 14 kısa çalışma primi ödenir.” hükmünü içerdiğini, Yönetmelik'e göre 7,5 saat kapsamında bir işte çalışmasına rağmen günde 7,5 saat çalıştırılmadığından (8,5 saat çalıştırıldığından) %14 kısa çalışma priminin hiç ödenmediğini, sonuç olarak 7,5 saat çalışması gerektiğinin tespiti ile haksız olarak ödenmeyen yarım saat fazla çalışma ve 20.09.2013 tarihinde yürürlüğe giren 24. Dönem ve devamı Toplu İş Sözleşmelerinin 52 nci maddesinde belirtilen kısa çalışma priminin temerrüt tarihlerinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının yaptığı işin niteliği gereği Yönetmelik kapsamında olmadığını, günde 8,5 saat ve haftada 42,5 saat çalışmasına rağmen haftada 45 saat çalışmış gibi ücret ödemesi yapıldığını bu nedenle davacı lehine fazla çalışma alacağı hesaplaması yapılmasının ve hesabın %80 zamlı yapılmasının zaten fiilen çalışılmadığı hâlde toplu iş sözleşmesi hükmü gereğince ödenmiş olan ücretin tekrar ödenmesine sebebiyet vereceğinden kabulünün mümkün olmadığını ve davacı iddialarının tamamen haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.11.2021 tarihli kararı ile; 25. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 52 nci maddesinin (c) bendindeki düzenlemeye göre kısa çalışma priminden yararlanabilmek için işçinin Yönetmelik kapsamında çalışmasının zorunlu olduğu, Yönetmelik'te günde 7,5 saat veya daha az sürelerde çalışılmasını gerektiren işyerlerinin ayrı ayrı sayıldığı ve gürültü düzeyi en yüksek maruziyet etkin değerini aşan işlerin bu Yönetmelik kapsamında olduğunun açıkça belirtildiği, davacının dosya içerisinde mevcut şahsi işyeri dosyası kapsamında gürültü düzeyi en yüksek maruziyet etkin değerini aşan işlerde çalıştığı anlaşıldığından toplu iş sözleşmesinin 52 nci maddesinin (c) bendinde düzenlenen kısa çalışma priminden yararlandırılacağı kanaatine varıldığı, puantaj kayıtlarının incelenmesinde ise davacı işçinin çalışmasının haftalık 45 saati aşmasa da günlük 7,5 saat sınırını aşan sürenin Yönetmelik ve toplu iş sözleşmesi gereği fazla çalışma niteliğinde olduğu, yarım saat ara dinlenmesi ile 8,5 saat çalışılan günler için davacı yönünden 8 saat- 7,5 saat = 0,5 saat fazla çalışma hesabı yapılması gerektiği, fazla çalışmalar için prim ödenemeyeceğinden %14 kısa çalışma priminin 7,5 saat ve daha az çalışılan süreler için hesaplandığı ve %15 oranında verimliliği teşvik primi ödendiğinden mükerrer olmaması için yapılan hesaplamadan tenzil edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 17.03.2022 tarihli kararı ile; davacının davalıya ait Gölcük Tersanesinde çalıştığı, davacının çalışmış olduğu işyerinin Yönetmelik kapsamına girip girmediğinin tespiti için işyerinde keşif yapılarak alınan bilirkişi heyet raporunda, çalışılan ortamda pnömokonyoz yapabilecek tozların zararlı etkilerine maruz kalabileceğinin tespit edildiği, davacı işçinin işyerinde yaptığı işin Yönetmelik kapsamında yapılabilecek işler kapsamında olduğu, diğer taraftan Yönetmelik kapsamına giren işlerde çalışmada kullanılan maddelerin özellikleri, çalışma şartları, uygulanan teknoloji ve alınan teknik ve idari toplu koruma önlemlerinin iş güvenliği ve sağlığı bakımından önemine göre çalışma saatlerinin yedi buçuk saat ile sınırlandırıldığı, Yönetmelik'in 7 nci maddesinde, Yönetmelik'te sayılan işlerde fazla çalışma yapılmayacağının açıkça düzenlendiği, bu kurallar çerçevesinde Yönetmelik'te sayılan işlerde çalışan işçiler için günlük yedi buçuk saat üzeri olan çalışmaların fazla çalışma olarak nitelendirilmesi gerektiği, buna göre davacının yedi buçuk saat ve üzeri olan çalışmasının fazla çalışma ücreti olarak belirlenmesinin yerinde olduğu, fazla çalışma hesabına kısa çalışma priminin eklenmediği, zamanaşımı kapsamında kalan alacak bulunmadığı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar yönünden toplu iş sözleşmesinde belirlenen oranlarda ve tarihlerden veya toplu iş sözleşmesinde hüküm ve dava tarihinden önce temerrüt yoksa dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faizin başlatılması ve temerrüt olgusunun aranmaması, kanun ve talebe göre işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanması gerekmekte olup Mahkemece de faiz başlangıç ve türünün bu kapsamda tespit edilerek hüküm altına alınmış olduğundan bu hususlarda da isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 07.06.2022 tarihli ilâmı ile; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, yeniden bilirkişi raporu aldırılarak puantaj kayıtları üzerinde yapılacak detaylı inceleme ile kısa çalışma primi alacağı günlük 7,5 saat veya daha az çalışılan saatler için hesaplanması veya fiilen çalışılan tüm süre için hesaplanır ise bu durumda 7,5 saati aşan fazla çalışma süresine isabet eden kısım fazla çalışma ücret alacağından mahsup edilmesi gerektiği, arabuluculuk son tutanak tarihinin aşılarak hesaplama yapılması ile kısa çalışma prim alacağına uygulanan faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyulduğu belirtilerek ek rapor aldırılmış ve kısa çalışma prim alacağı 7,5 saat ve daha az çalışılan günler için hesaplanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, davacının çalışmasının Yönetmelik kapsamında olmadığını, bu husus göz önüne alındığında davacının fazla çalışma ücreti ve kısa çalışma primi alacağına hak kazanamadığını, zira davacının çalıştığı yerde İdarece tüm ölçümlemelerin iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun olarak yapıldığını, çalışanların sağlığını olumsuz yönde etkileyecek ortama izin verilmediğini, davacının fiili çalışmaları haftalık 45 saatin altında olmasına rağmen kendisine haftalık 45 saat çalışmış gibi ücret ödemesi yapıldığını, bunun üzerine bir de fazla çalışma ücretine hükmedilmesinin mükerrer ödemeye yol açacağını, fazla çalışma ücretinin %80 zamlı hesaplanmasının doğru olmadığını, bozma sonrası alınan ek rapor ile yapılan hesaplamalarda İdare aleyhine önceki karar ile hükmedilen alacak miktarlarını aşan hesaplamaların usuli kazanılmış hak ilkesi gereğince reddi gerekirken aksi yönde verilen kararın bozmayı gerektirdiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu fazla çalışma ile kısa çalışma primi alacaklarının hesabı, zamanaşımı ve faiz hususlarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 ve 63 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme.
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı Millî Savunma Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.