"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/940 E., 2024/8 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/796 E., 2022/1753 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının değişen alt işverenleri nezdinde 16.01.2014 tarihinde yol çalışmalarında işçi olarak çalışmaya başladığını ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, davacının alt işveren işçisi olarak gösterilmek suretiyle işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin kapsamı dışında tutulmaya çalışıldığını, daha önce muvazaa tespitine ilişkin olarak 544 işçi tarafından açılan davada Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve söz konusu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2013/805 Esas, 2013/1031 Karar sayılı ilâmı ile onandığını, ayrıca ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek müvekkilinin baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fark ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, ayrıca davacının sendika üyeliğinin müvekkili Kuruma bildirilmediğini bu sebeple muvazaa kabul edilse dahi davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı nezdindeki hizmet süresi içindeki çalıştığı işverenler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar sayılı ilâmı dikkate alındığında, davalı ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaaya dayanmadığı gerekçesiyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddine; diğer taleplerin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi heyet raporunda yapılan işin asıl iş kapsamında olması, davalı Kurumun işçilerinin de aynı işi yapması sebepleriyle muvazaa olgusunun sabit olduğunun belirtildiğini, ayrıca müvekkili ile işyerinde aynı işi yapan diğer işçilerin istihdam edildiği firmalarla kurulan hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu yönündeki Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2013/805 Esas, 2013/1031 Karar sayılı ilâmı ile onandığını, davacının baştan itibaren davalının işçisi sayılması talebinin kabulü ile ücret farkı alacağının bu doğrultuda kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davanın husumetten reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ıslah tarihi itibarıyla bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalışma dönemi dikkate alındığında davalı ile dava dışı yüklenici firmalar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulduğu, muvazaa iddiasının ise yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı, zamanaşımı def'inin dikkate alındığı ve husumet itirazının yerinde olmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde davacı vekili tarafndan ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.