"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/50 E., 2023/105 K.
DAVA TARİHİ : 03.12.2013
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 27.12.2016 tarihli kararı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 03.11.2020 tarihli kararı ile Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Hastanede fizik tedavi doktoru olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin 03.10.2013 tarihinde feshedildiğini, fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 10.000,00 TL olup 2012 yılı 7. ayından itibaren aylık ücretlerinin, 8. ayından itibaren hak edişlerinin ödenmediğini, 27 günlük yıllık izin alacağının bulunduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, yıllık izin, hak ediş ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenle davaya cevap verme imkânı bulamadıklarını, davacı hak ediş usulü ile çalıştığından aylık 10.000,00 TL ücret aldığının kabulüne göre karar verilemeyeceğini, Hastanenin 16.09.2013 tarihinde kapandığını, davacının ise 11.09.2013 tarihinde başka bir hastanede çalışmaya başladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.06.2016 tarihli kararıyla; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, yıllık izinlerinin tammaını kullanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 27.12.2016 tarihli ilâmıyla; dosya içeriğindeki delillere göre davalı Şirketin işlettiği Diyarbakır’daki Hastanenin dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğinden (03.01.2014) önceki bir tarihte (17.09.2013) kapatıldığı, bu adrese yapılan tebligatın usulsüz olduğu, bu durumda davalı vekilinin bilirkişi raporunun Şirketin merkez adresine tebliğinden sonra verdiği dilekçesindeki delillerin toplanması, tanıklarının dinlenmesi, bu amaçla gerekli usuli işlemlerin tamamlanması gerekirken savunma hakkını kısıtlar biçimde tanıkların dinlenmesinden sarfı nazar edilmesi ve diğer delillerin toplanmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 23.01.2020 tarihli kararı ile; toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 03.11.2020 tarihli ilâmıya; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının 10.09.2013 tarihinden kayden fesih tarihi olan 03.11.2013 tarihine kadar işyerinde fiilî çalışması bulunmadığından bu dönemin, işçilik alacaklarının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiği, davacının görev yaptığı departmana ait istek dönemini kapsayan Sosyal Güvenlik Kurumu Medula Sistemi kayıtlarının getirtilmesi, bu kayıtlardan davacının çalıştığı gün ve saatlerin tespitinin mümkün olup olmadığının belirlenmesi, çalışma gün ve saatlerinin tespiti mümkün ise fazla çalışma süresi ve çalıştığı ulusal bayram ve genel tatil günlerinin sayısı bu kayıtlara göre belirlenerek hesaplanması; davacının performansına, baktığı hasta sayısına, yaptığı tıbbi işlemlere göre miktarı değişen hak ediş usulü ile çalışması nedeni ile yaptığı fazla çalışmanın zamsız kısmını hak ediş sureti ile belirlenen ücretin içinde aldığı, sadece %50 zamlı kısmını almadığı söz konusu olduğundan sadece %50 zamlı kısmı ve çalışmış ise hesap edilecek ulusal bayram ve genel tatil ücretinin, davacının temyizi bulunmadığı dikkate alınarak ve davalı yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden hüküm altına alınması gerektiği, Medula Sistemi kayıtlarından davacının çalıştığı gün ve saatlerin tespitinin mümkün olmaması hâlinde ise dosyada mevcut bilirkişi raporunda %150 zamlı saat ücretine göre hesap edilen fazla çalışma ücretinin yukarıda belirtildiği üzere davacının sadece %50 zamlı kısmını talep edebileceği gözetilerek karar verilmesi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından ise şimdiki gibi hüküm kurulması gerektiği; kabule göre de Mahkemece ilk kararda fazla çalışma alacağı olarak net 19.006,53 TL'nin hüküm altına alındığı, bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesine rağmen davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin bozmadan sonra fazla çalışma alacağının net 43.543,78 TL olarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, bozma sonrası Mahkeme gerekçesinde davacının banka kayıtları ile 2012 Temmuz ayı ücretinin tamamen ödendiği ve bu ayın mahsup edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen bozma öncesi hesaplamaya dâhil edilen 4.000,00 TL'nin mahsup edilmeden hak ediş ve ücret alacağının bozma öncesi gibi hüküm altına alınmasının da hatalı olduğu gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının sadece aylık net 10.000,00 TL ücret ile çalıştığını, davacının davalı Hastanede hak ediş usulü ile çalıştığını, sürekli olarak aylık net 10.000,00 TL üzerinden çalışması olmadığını, davalı Hastane aleyhine davası olan davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, Medula Sistemi kayıtlarına göre hesaplama yapılması gerektiğini, fazla çalışmanın ücretin içinde kabul edilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; hesaplamaya esas çalışma döneminin belirlenmesi ile davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına, hak ediş alacağının miktarına ve bozma ile oluşan usuli kazanılmış haklara riayet edilip edilmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 44, 47, 63 ve 68 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.