Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5123 E. 2024/7060 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, çalıştığı şirketin yanı sıra, onunla organik bağ içinde olduğu iddia edilen başka bir şirketten de işçilik alacaklarını talep edebilmesi mümkün müdür?

Gerekçe ve Sonuç: Birlikte istihdam, işyeri devri, asıl işveren-alt işveren ilişkisi gibi hukuki ilişkinin veya organik bağın varlığını ispatlayacak delil bulunmadığı gözetilerek, davalı ... şirketinin davacının işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağına ve bu davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verildiğinden, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İstanbul Anadolu 22. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... Yapı Endüstri ve Tic. AŞ (... Yapı Şirketi) ile davalı... Mühendislik Tesisat İnş. Elekt. Taah. ve Tic. AŞ (Delta Mühendislik Şirketi) yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... Gayrimenkul Geliştirme AŞ (... Şirketi) ve ...yönünden ise davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı... Mühendislik Şirketi vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 14.06.2005-18.08.2016 tarihleri arasında, ...bünyesinde davalı... Mühendislik Şirketi nezdinde mühendis olarak çalıştığını, davalı ... Yapı Şirketinin inşaat müteahhitlik şirketi olduğunu, Emaar Square projesinin yapım işini yürüttüğünü, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin en son şantiye şefi olarak çalışmaktayken iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık ücretli izin, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Dava dilekçesinde Emaar Gayrimenkul Geliştirme AŞ davalı olarak gösterilmiş olup davacı vekili 08.06.2017 tarihli celsede davalı Şirketin ünvanının ... Gayrimenkul Geliştirme AŞ olduğunu ve düzeltmek istediklerini belirtmiş; davalı ... Şirketi vekili taraf değişikliğini kabul etmediklerini belirtmiş; davaya davalı ... Gayrimenkul Geliştirme AŞ yönünden devam edilmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ...ve... Mühendislik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketlere el konularak ... (TMSF) yetkililerinin kayyum olarak atandığını, bu nedenle belgelere erişimde güçlük yaşandığını, davacı ile davalı ...arasında istihdam ilişkisi bulunmadığını, davacının çalıştığı dönemde asıl işverenlerin diğer davalılar ... Yapı Şirketi ve ... Şirketleri olduğunu, bu nedenle davalı... Mühendislik Şirketine de husumet yöneltilemeyeceğini, davacının iddialarını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Yapı Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili Şirket arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının diğer davalı... Mühendislik Şirketinin işçisi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Davalı Emaar Gayrimenkul Geliştirme AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının çalıştığı Emaar Square projesinin sahibinin dava dışı ... Gayrimenkul Geliştirme AŞ olduğunu, davalı Şirketin bu proje ile bir ilgisinin olmadığını, söz konusu proje kapsamındaki inşaat yapım işinin bir bölümünün 01.02.2013 tarihli anahtar teslim sözleşmesi ile davalı ... Yapı Şirketine verildiğini, bu nedenle müvekkili Şirketin ve dava dışı ... Gayrimenkul Geliştirme AŞ'nin dava konusu alacaklardan sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 22. İş Mahkemesinin 17.10.2019 tarih, 2016/663 Esas ve 2019/490 Karar sayılı kararı ile; davacının 14.06.2005-18.08.2016 tarihleri arasında davalı... Mühendislik Şirketi nezdinde mühendis olarak çalıştığı, toplam hizmet süresinin 11 yıl 2 ay 5 gün olduğu, davalılardan ... Şirketi ile davalı ... Yapı Şirketi arasında Güney Bölgesi işleri sözleşmesi kapsamındaki işlerin yürütülmesi ve tamamlanması bakımından sözleşme yapıldığı, sözleşme konusu işin tamamının yapımının davalı ... Yapı Şirketine verildiği, ancak Emaar Şirketinin çalışan kişileri seçen ve denetleyen işyeri sahibi olduğu, ayrıca faaliyet alanında inşaat yapım işlerinin bulunduğunun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşıldığından asıl işveren konumunda olduğu ve davacının işçilik alacaklarından sorumlu olduğunun tespit edildiği, davalılar ...ve... Mühendislik Şirketlerinin grup şirketi olduğu, ticaret sicil kayıtlarında benzer ortaklık yapılarına sahip oldukları ancak davacı asılın celsedeki beyanında bildirdiği üzere... Mühendislik Şirketinde işe başladığı, ...bünyesinde birlikte istihdam edildiğinin ispat edilemediği anlaşıldığından davalı ...nin taraf sıfatının bulunmadığı, davalı ... Yapı Şirketinin davalı... Mühendislik Şirketi ile elektro mekanik işleri kapsamında alt yüklenicilik sözleşmeleri yaptığı, taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğu ve davalı ... Yapı Şirketinin işçilik alacaklarından, davacının ... Yapı Şirketi nezdindeki hizmet süresi boyunca birlikte sorumlu olduğu, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı ve kıdemine göre 190 gün yıllık ücretli izin ... bulunduğu, ispatlanamayan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile asgari geçim indirimi taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın ...yönünden husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 2019/3614 Esas, 2022/2579 Karar sayılı kararıyla, davacının iş sözleşmesinin sona eriş şekline göre kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının kullanmadığı yıllık izinleri karşılığı yıllık ücretli izin alacağı bulunduğu, davalı ... Yapı Şirketinin davalı ...ye bağlı olan... Mühendislik Şirketi ile alt işveren sözleşmeleri imzaladığı, davalı ... Yapı Şirketinin üstlendiği Emaar projesinde sözleşme ile işin bir bölümünü devrettiği, böylelikle... Mühendislik Şirketi ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulduğu, davacının sigortalı olarak gözüktüğü... Mühendislik Şirketi ile ...arasında organik bağ bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğu, Davalı ... Gayrımenkul Geliştirme AŞ'nin söz konusu projenin ihale makamı olduğu, işin tamamını diğer davalı ... Yapı Şirketine devrettiği bu nedenle davaya konu işçilik alacaklarından davalı ... Yapı Şirketinin asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğu, davalı ... Şirketinin ihale suretiyle üst yapı işlerini farklı bir şirkete devrettiği, bu nedenle açılan davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... Yapı Şirketi ve davalı... Mühendislik Şirketinin istinaf başvurularının esastan reddi, davacının ve davalı ... Şirketinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... Şirketi yönünden husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı... Mühendislik Şirketi ve ...vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 12.06.2023 tarihli ve 2023/4588 Esas, 2023/8981 Karar sayılı kararı ile birlikte istihdam, işyeri devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi gibi bir hukuki ilişkinin ispatlanmadığı somut davada, davalı ...yönünden davanın husumetten reddi yerine dava konusu işçilik alacaklarından bu davalının da sorumlu tutulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda somut davada birlikte istihdam, işyeri devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi gibi bir hukuki ilişkinin ispatlanmadığı, bu nedenle davalı ...yönünden davanın husumetten reddi gerektiği belirtilerek davalı ... Yapı Şirketi ile davalı... Mühendislik Şirketi yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... Şirketi ve ...yönünden ise davanın husumetten reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı... Mühendislik Şirketi vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davacıyı ...ve... Mühendislik Şirketinin birlikte istihdam ettiklerini, ...ve... Mühendislik Şirketlerinin Ticaret Odası kayıtları incelendiğinde; davalı Şirketlerin ortakları, yönetim kurulları, ticaret siciline kayıtlı faaliyet merkezleri ve faaliyet konularının aynı olduğunu, davanın ...yönünden reddinin hatalı olduğunu, tanıkların işverene karşı davalarının olmasının tanık beyanlarına itibar edilmemesini gerektirmeyeceğini, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, asgari geçim indirimi alacaklarının ödenmediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı... Mühendislik Şirketi vekili; müvekkili Şirketin TMSF gözetiminde olduğunu, harç sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, alacaklardan müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı şartlarının oluşmadığını, davacının hizmet süresine göre hiç yıllık ücretli izin kullanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın tümden reddi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ...nin davacının işçilik alacaklarından sorumlu tutulup tutulamayacağına yöneliktir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3109 Esas, 2021/1075 Karar sayılı kararında organik bağ kavramı şu şekilde açıklanmıştır:

"...

Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.

Şirketler arasında ortakların akraba olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir veya şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması organik bağ için yeterli değildir (Baycık, G.: İşverenin Tespitinde Birlikte İstihdam ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Kurumları, İş Uyuşmazlıklarında Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Değerlendirme Toplantısı (Seminer Bolu/Abant – 06 Nisan 2019), Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası, Ankara 2019, s. 20).

Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde, ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak, şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp iş alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve davalı... Mühendislik Şirketi vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.