"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.06.2023 tarihli ilâmı ile İlk Derece Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin önce Başkent Ulaşım ve Doğalgaz Taah. San. Tic. AŞ (BUGSAŞ), daha sonra fesih tarihine kadar Ankara Katı Atıkları Enerji Değr. Bilg. İnş. Nak. ve Taah. Yem. San. ve Tic. AŞ (BELKA AŞ) işçisi olarak gösterilmek suretiyle davalıya ait işyerinde otobüs şoförü olarak çalıştığını, hizmet alım sözleşmeleri ile yüklenicilere verilen işin davalının asıl işi olmakla birlikte teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmediğini, hizmet alım sözleşmelerinin işçi teminine yönelik olması nedeniyle asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, ayrıca davalı ile BUGSAŞ arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin eki teklif birim fiyat sözleşmesinde şoför olarak çalışan personele asgari ücretin %276 fazlası ücret ödeneceği düzenlenmesine rağmen müvekkilinin ücretlerinin bu hükme göre ödenmediğini, muvazaa sebebiyle baştan itibaren davalının işçisi olan müvekkilinin 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanun'un 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) kapsamında ilave tediye alacağına hak kazandığını, ayrıca sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekkülleri 6772 sayılı Kanun kapsamında sayıldığından bu nedenle de müvekkilinin ilave tediye alacağı olduğunu, iş sözleşmesinin 07.06.2018 tarihi itibarıyla haksız olarak feshedildiğini, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını, bayram yardımı ve ikramiye alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, BUGSAŞ ve BELKA AŞ ile müvekkilinin imzaladığı hizmet alım sözleşmelerine dayalı olarak çalışması nedeniyle davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkili ile dava dışı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, muvazaa tespitine ilişkin 2011 tarihli müfettiş raporunun iptali için açılan davada Ankara 1. İş Mahkemesinin 2011/493 Esas, 2013/1457 Karar sayılı kararı ile davalı Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletmesi Müessesesi (EGO) Genel Müdürlüğü ile BUGSAŞ arasında imzalanan 01.06.2010 tarihli 2956 adet personel alımına ilişkin hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olmadığına karar verildiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (375 sayılı KHK) geçici 23 ve 24 üncü maddeleri kapsamında sermayesinin yarısından fazlasına sahip olunan BUGSAŞ ile 31.05.2018 tarihinde doğrudan hizmet alımı işine ait sözleşme imzalandığını, davacının iş sözleşmesini haksız ve bildirimsiz olarak kendisinin feshettiğini, diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, bakiye yıllık izin, ücret ve ilave tediye alacaklarının bulunduğu, işe alındığı tarihten itibaren davalıya ait işyerinde otobüs şoförü olarak çalışan ancak kayıtlarda bazen BUGSAŞ, bazen de BELKA AŞ işçisi olarak görünen davacının emir ve talimatları davalı EGO Genel Müdürlüğünün yetkililerinden aldığı, bu nedenle davalı ile dava dışı Şirketler arasındaki ilişki muvazaalı olduğundan davacının gerçek işvereni olan davalı EGO Genel Müdürlüğünün işçilik alacaklarından sorumlu tutulması gerektiği, davacının bilirkişi raporunda hesaplanan alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 28.10.2021 tarihli kararı ile; davalı ile dava dışı BUGSAŞ ve BELKA AŞ arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun yargı kararları ile belirlendiği, davacının davalı EGO Genel Müdürlüğünün işçisi sayılması gerektiğinden davalının ilave tediye alacağından sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, davalı vekilinin buna ve diğer yönlere ilişkin; davacı vekilinin ise ücret artış oranına ve ödemelerin mahsubuna ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 09.02.2022 tarihli ilâmı ile; 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 sayılı KHK) 126 ncı maddesi ve 7079 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 117 nci maddesi ile (aynen kabul) 375 sayılı KHK'ya ek 20 nci maddenin eklendiği, 02.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya geçici 24 üncü madde eklenerek belediyede ya da bağlı kuruluşlarda personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı yoluyla çalıştırılan işçilerin belediye şirketlerinde işçi statüsüne geçirilmesinin düzenlendiği, hükümlerin yürürlüğe girmesinden ve 696 sayılı KHK uyarınca işçilerin belediye şirketlerinde işçi statüsüne geçirilmesinden sonra, belediyeler ile bağlı kuruluşlarının doğrudan personel çalıştırılmasına ilişkin hizmet alımını 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki sınırlamalara tâbi olmaksızın doğrudan hizmet alımı suretiyle, birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası bu idarelere ait ve hâlen bu kapsamda hizmet alımı yaptığı mevcut şirketlerinden yapabileceğine dair açık düzenleme karşısında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin geçerli olduğu, bu durumda şirket hissesinin büyük bir kısmının ya da tamamının belediyeye ait olmasının muvazaanın bulunduğuna dair bir kriter olmayacağı gibi belediyenin ve bağlı kuruluşlarının personel çalıştırılmasına ilişkin hizmet alımlarının işçi teminine yönelik olduğu iddiasının da kabulünün mümkün olmadığı, işçilerin aynı şekilde çalışmaya devam etmeleri ve işçilere işin yürütümü ile ilgili bazı talimatların asıl işveren yetkililerince verilmiş olmasının da başlı başına muvazaayı göstermeyeceği, davacının hizmet alım sözleşmesi dışında başka bir işte çalıştırıldığına dair bir bilginin de dosyada bulunmadığı; bu itibarla davacının 02.04.2018 tarihine kadarki çalışma dönemi için muvazaanın kabulü yerinde ise de 02.04.2018 tarihinden fesih tarihine kadarki dönemde davalı EGO Genel Müdürlüğü ile dava dışı BELKA AŞ ve BUGSAŞ arasında muvazaalı ilişki bulunduğu tespit edilerek davacının davalı EGO Genel Müdürlüğünün taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması ve ilave tediye alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğu, gerekirse bilirkişi raporu almak suretiyle 02.04.2018 tarihinden sonrası için davacının kendi ücretine göre tazminat ve alacakları belirlenerek hüküm altına alınması, bu dönem için ilave tediye alacağının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki EGO Genel Müdürlüğünün asli işleri arasında olan Ankara'daki toplu ulaşımı sağlama görevini sermayesinin büyük çoğunluğunun Belediye bünyesindeki bir birime ait olan dava dışı şirketler aracılığıyla yapıyor olması ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasındaki düzenleme karşısında bozma kararının gerekçesini oluşturan mevzuat hükümlerinin 02.04.2018 tarihinden sonraki dönem yönünden de ilişkinin muvazaalı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmasının mümkün olmadığı, bu nedenle 02.04.2018 tarihine kadar olduğu gibi bu tarihten sonraki dönemde de davalı EGO Genel Müdürlüğü ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Dairemiz bozma ilâmında 02.01.2018 tarihi yerine, davacının 02.04.2018 tarihine kadarki çalışma dönemi için muvazaa kabulünün yerinde olduğunun belirtilmesinin maddi bir hatadan ibaret olduğu, bu husus da dikkate alınmak suretiyle 696 sayılı KHK'nın ek 20 nci maddesi ile 136 ncı maddesi hükümleri uyarınca 02.01.2018 tarihinden fesih tarihine kadarki dönemde davalı EGO Genel Müdürlüğü ile dava dışı BELKA AŞ ve BUGSAŞ arasında muvazaalı ilişki bulunduğu tespit edilerek davacının davalı EGO Genel Müdürlüğünün taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması ve ilave tediye alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğu yönündeki Dairemiz bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.06.2023 tarihli ilâmı ile; 696 sayılı KHK'nın 126 ncı maddesi ile 375 sayılı KHK'ye eklenen ek 20 nci maddesinin birinci fıkrasındaki düzenleme ile belediye ve bağlı kuruluşlarının personel çalıştırılmasına dayalı hizmetleri 4734 sayılı Kanun'un 22 nci maddesindeki limit ve şartlar ile 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki sınırlamalara tâbi olmaksızın kurdukları veya mevcut olan şirketlere gördürmelerinin mümkün hâle geldiği, bu itibarla anılan düzenlemenin yürürlük tarihinden sonraki dönem yönünden davalı ile dava dışı Şirketler arasındaki ilişkinin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, işçilerin aynı şekilde çalışmaya devam etmelerinin ve işin yürütümü ile ilgili bazı talimatların asıl işveren yetkililerince verilmiş olmasının da başlı başına muvazaayı göstermeyeceği, bozma kararında 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen ek 20 nci maddenin yürürlük tarihi 02.04.2018 olarak yazılmış ise de bu maddenin yürürlük tarihinin 02.01.2018 olması nedeniyle davalı ile dava dışı Şirketler arasındaki ilişkinin 02.01.2018 tarihinden sonraki dönem yönünden muvazaalı olmadığının kabul edilmesi gerektiği, dava dışı Şirketlerin belediye şirketi olmakla birlikte 6772 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları arasında bulunmaması nedeniyle davacının 02.01.2018 tarihinden sonraki çalışma süresi bakımından ilave tediye alacağına hak kazanmasının mümkün olmadığı, davacının 02.01.2018 tarihine kadar olan çalışma dönemi yönünden muvazaanın kabulü yerinde ise de 02.01.2018 tarihinden fesih tarihine kadar olan dönem yönünden davalı ile dava dışı BUGSAŞ ve BELKA AŞ arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığı anlaşıldığından davacının bu tarihten sonrasına ilişkin muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin ve ilave tediye talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen ek 20 nci maddenin yürürlük tarihi olan 02.01.2018 tarihinden sonra davalı ile dava dışı ihbar olunan Şirketler arasında muvazaalı ilişkinin ispatlanamadığı, dava dışı Şirketlerin 6772 sayılı Kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşları arasında bulunmaması sebebiyle davacının 02.01.2018 tarihinden sonraki muvazaaya ilişkin taleplerinin ve ilave tediye alacağı talebinin reddine karar verildiği, ilave tediye dışlanarak davacının 30 günlük çıplak brüt ücreti, yemek yardımı, ulaşım yardımı ve sosyal yardım da eklenerek tazminata esas brüt ücretinin tespit edildiği ve tazminat alacakları yönünden bu tutar esas alınarak karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davalı ile yüklenici firmalar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının tüm hizmet süresi yönünden davalı EGO Genel Müdürlüğünün işçisi sayılması gerektiğini, müvekkilinin, BUGSAŞ ve BELKA AŞ tarafından değil de bu Şirketlerin asıl işveren olduğu işyerinde başkaca yüklenici firmalar tarafından çalıştırılmış olsa idi bu defa geçiş sürecinden yararlanacağını ve sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olacağını; ancak müvekkilinin yüklenici firmalar bünyesinde değil de bizzat belediye teşebbüsü olan kamu kuruluşu niteliğindeki BELKA AŞ ve BUGSAŞ bünyesinde kayden çalıştırıldığından ve dolayısıyla zaten kamu işçisi statüsünde olduğundan 375 sayılı KHK'dan yararlandığının düşünülemeyeceğini, sözleşme ve şartnameler ile işçilerin işe alım ve işten çıkarılmaları, ödenecek ücretler, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaları hâlinde ödenecek ücretler, günlük çalışma sistem ve süreleri, İdarece istenildiği takdirde fazla çalıştırılabileceği gibi son derece ayrıntılı düzenlemelerin yapıldığını, söz konusu düzenlemelerin, yüklenim konusu işin düzenlenmesinin ve ifasının tamamen EGO Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirildiğini gösterdiğini, çalıştırılacak işçilerin işe alınmasında ve işten çıkarılmasında tamamen EGO Genel Müdürlüğünün yetkili olduğunu, işçilerin çalışma gün ve saatlerinin EGO Genel Müdürlüğü tarafından belirleneceğini, işçilere ödenecek ücret ve sosyal hakların EGO Genel Müdürlüğü tarafından belirlendiğini, bu hususların sözleşmenin tamamen işçi teminine yönelik olduğunu gösterdiğini, 696 sayılı KHK kapsamında verilmiş bir kadrodan bahsedilemeyeceğini, bu hâlde davalı EGO Genel Müdürlüğü ile BUGSAŞ ve BELKA AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun ve müvekkilinin baştan itibaren EGO Genel Müdürlüğü işçisi olduğunun kabulü gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminata ve işçilik alacaklarına esas ücret hesabının hatalı yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; zamanaşımı def'i, hak düşürücü süre ve husumet itirazlarını tekrar ederek, davacının çalıştığı dava dışı Şirketler ile müvekkili arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, 5393 sayılı Belediye Kanunu hükümleri gereğince belediyelerin kurdukları şirketlere bazı işlerini gördürmesinin mümkün olduğunu ve bunun işçi temini olarak kabul edilemeyeceğini, öte yandan 696 sayılı KHK ile personel çalıştırılmasına dair hizmet alım sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler yapıldığını, belediye ve bağlı kuruluşların belediye şirketlerinden doğrudan hizmet alımı yapmasının önünün açıldığını, bu açıdan da artık muvazaadan söz etmenin mümkün olmadığını, kaldı ki davacının muvazaa iddiasını ispat edemediğini, ilave tediye ... olmadığını, diğer alacaklara ilişkin kabulün de yerinde olmadığını belirterek
İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ile ihbar olunan Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığına ve buna göre davacının tazminat ve işçilik alacaklarının bozma ilâmı doğrultusunda doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 375 sayılı KHK ile 696 sayılı KHK'ya eklenen ek 20 nci madde, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.