"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/978 E., 2024/220 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30.Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Bor İşletme Müdürlüğünde hizmet alımı yoluyla iş üstlenen alt işverenler bünyesinde kırma eleme işçisi olarak çalıştığını, çalışılan işin Kurumun asli ve sürekli işi olduğunu, alt işverenlerin asıl işi idari ve teknik açıdan yürütebilecek organizasyona ve yeterliliğe sahip olmadığını, aksine alt işveren işçilerinin Kurum yetkililerinden emir ve talimat alarak çalıştıklarını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin işçi temininden ibaret olduğu dikkate alındığında davalı ile değişen alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının açık olduğunu, muvazaa olgusunun emsal mahkeme kararları ile de sabit görüldüğünü, bu sebeplerle Maden-İş Sendikası üyesi olan davacı, baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olarak kabul edilerek davacıya kadrolu sendikalı emsali işçiye ödenen ücretin ödenmesi gerektiğini, ayrıca davacının işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden de yararlandırılması gerektiğini ileri sürerek ilave tediye alacağı ile birlikte toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İdarenin ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, bu kapsamda üretim faaliyetine ait olmayan ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4 üncü maddesinde sayılan işlerin ihale ile dışarıdan satın alındığını, böylece asıl işin üretim faaliyetlerini oluşturan kimyasal ve metalurjik süreçler kapsamında olmayan ve doğrudan üretimle ilişkisi bulunmayan yardımcı işlerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisine konu edildiğini, şirketler ile Kurum arasında muvazaaya dayalı bir ilişki bulunmadığını, davacının Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme kapsamında ihaleyi üstlenen değişik şirketler bünyesinde görev yaptığını, ihale konusu işin dışında bir işte çalıştırılmadığını, davacının çalıştığı şirketlerin değişmesinin muvazaanın emaresi olarak gösterilemeyeceğini, muvazaa bakımından emsal olduğu ileri sürülen mahkeme kararlarının ait oldukları döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri bakımından bağlayıcı olabileceğini, davacının davalı Kurumun işçisi olarak kabul edilmeyeceğini, alt işveren işçisi olarak davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereğince ilave tediye alacağına hak kazanamayacağı gibi asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden de yararlanamayacağını, bu sebeple gerek ilave tediye ücreti gerekse toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddi gerektiğini, talep edilen faiz oranına da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. İhbar olunan ... Anadolum Lojistik AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın Şirkete ihbar edilmesini kabul etmediklerini, belirsiz alacak davasının şartlarının oluşmaması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davalı Kurum ile Şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığını, ilave tediye alacağı bakımından davacının veya Şirketin 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, ayrıca müvekkili Şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanan davacının Kurumun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmayı talep edemeyeceğini, dava dilekçesinde talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, faiz oranına da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2022 tarihli ve 2021/200 Esas, 2022/468 Karar sayılı kararı ile; toplanan deliller, yapılan keşif alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının ... ... Bor İşletme Müdürlüğü bünyesinde ihbar olunan alt işveren şirketlerin işçisi olarak kırma-eleme (proses) işlerinde çalıştığı, çalışılan işte denetim ve idarenin asıl işverenin işçisi olan mühendislerce yapıldığı, alt işverence üstlenilen asıl işin bir bölümünün asıl işverenin kadrolu işçilerinin yapamayacağı ölçüde uzmanlık gerektirecek nitelikte bir iş olmadığı, davacının emir ve talimatları asıl işveren yetkililerinden aldığı, alt işverenin asıl işverenden bağımsız ayrı bir organizasyona sahip olmadığı, bu çerçevede davalı ile ihbar olunan alt işverenler arasındaki sözleşmenin tamamen işçi teminine dayalı muvazaalı bir sözleşme olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmasına göre davacı işçinin baştan itibaren asıl işveren işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı, diğer taraftan davacının asıl işverene ait işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üyeliği veya dayanışma aidatı ödeyerek faydalanma talebi bulunmadığından toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddi gerektiği, davacının sendika üyeliği dava tarihi itibarıyla asıl işverene bildirilmediğinden hak kazanılan diğer alacakların sendikalı olmayan emsal işçi dikkate alınarak hesaplanması mümkün ise de davacı ile birlikte çalışan sendikasız emsal işçi bulunmadığından hüküm altına alınan ilave tediye alacağının davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplandığı, ayrıca Mahkemece aynı tarihli duruşmada 14 seri davanın birlikte görülmesi ve karara çıkması nedeniyle %50 oranında vekâlet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30.Hukuk Dairesinin 27.04.2023 tarihli ve 2022/2580 Esas, 2023/1858 Karar sayılı kararı ile; istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.10.2023 tarihli ve 2023/12227 Esas, 2023/15882 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile somut uyuşmazlıkta davacının dava dilekçesi ile 10,00 TL ilave tediye alacağının tahsilini istediği, ıslah dilekçesinde ise toplam 22.957,60 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, Mahkemece davacının dava ve ıslah dilekçesindeki talebi aşılarak brüt 24.912,42 TL'ye hükmedilmesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesine aykırı olduğu, talepten fazlasına karar verildiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı ve ıslah dilekçesi doğrultusunda 22.957,60 TL ilave tediye ücret alacağının hüküm altına alındığı, diğer alacak taleplerinin bozma kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, kamu iktisadi teşebbüsü olan Kurumun ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesinden ibaret olduğunu, esas işin sevk ve idaresinin kadrolu ve vasıflı işçiler tarafından yapıldığını, bor madeninin aranması ve işletilmesi işlerini Devlet adına yerine getirdiğini, bu kapsamda davacının çalıştığı hizmet alım işinin üretimi aksatmayacak durumda olan yardımcı bir iş olduğunu, ... Bor İşletme Müdürlüğünün İhtiyacı Olan 63 Kişi İle Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımı işinin son yüklenicisi olan ... Anadolum Lojistik AŞ ile Kurum arasında imzalanan ihale sözleşmesinin teknik şartnamesinde işin konusunun ürün kalitesini iyileştirme amaçlı tüm düzen ve temizlik işlerinin yapılması olduğunu, her ne kadar Mahkemece davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki hukuki ilişki muvazaalı kabul edilmiş ise de; 09.11.2009 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan ... Ana Statüsü'nün ''Teşekkülün Faaliyet Alanı ve Görevleri'' başlıklı 6 ncı maddesinin (a) bendinde Kurumun görevleri arasında ''...Teşekkülün faaliyet alanındaki görevlerini gerçekleştirmek üzere ihtiyaç duyduğu mal ve hizmeti almak, yapım işlerini yapmak, yaptırmak...'' işlerinin sayıldığını, dolayısıyla yardımcı işin alt işverene verilmesinde muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilmeyeceğini, kaldı ki davacının Kurumun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanma şartlarını taşımadığını, 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediye alacağına da hak kazanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, hükmedilen ilave tediye alacağı miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.