Logo

9. Hukuk Dairesi2024/534 E. 2024/3610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalıya bağlı Orhaneli Termik Santralinde çalıştığı dönemde, davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının davalı kurumun işçisi sayılıp sayılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işveren ile dava dışı alt işveren arasındaki ilişkinin geçerli olduğu, davacının alt işveren bünyesinde çalıştığı ve davalının alt işveren üzerindeki denetim yükümlülüğünün alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğuna delil teşkil etmediği gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/376 E., 2023/2440 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/601 E., 2021/409 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya bağlı Orhaneli Termik Santralinde garson olarak çalıştığını, davalı ile dava dışı alt işverenler arasında kanuna uygun olarak kurulmuş asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, muvazaa bulunduğunu, davacının davalı ... AŞ'nin (EÜAŞ) işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının davalı Kurum işçisi olmadığını, davacının müvekkili Kurumun asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi suretiyle var edilen bir işte çalışmasının söz konusu olmadığını, davacının yapmış olduğu işin elektrik üretim işinden tamamen bağımsız bir iş olduğunu, bu nedenle alt işverenlik sözleşmesinin düzenlenmesinde muvazaadan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl işi elektrik üretimi olan davalıya ait işyerinde davacının yaptığı işin yardımcı iş niteliğinde olduğu, Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/667 Esas sayılı dosyasında davacının davalı EÜAŞ'ın alt işverenleri nezdinde çalıştığını ileri sürdüğü ve söz konusu dosyada davacının asıl işverene bağlı alt işveren nezdinde çalıştığının hüküm altına alındığı, Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/667 Esas sayılı dosyasında verilen hüküm karşısında davacının muvazaa iddiasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ilgili maddelerine aykırı olacağı, davalı asıl işveren ile dava dışı alt işveren arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olduğu, davalının alt işveren üzerindeki kanundan kaynaklanan denetim yükümlüğünün alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunun delili olarak değerlendirilemeyeceği, davacının alt işveren bünyesinde çalıştığının mahkeme kararıyla sabit olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının baştan itibaren davalı EÜAŞ'ın işçisi sayılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesinin muvazaa ile ilgili değerlendirmesinin hatalı olduğunu, alt işverenin davalıya ait işyerinde ayrı bir organizasyon yapısına sahip olmadığını, davalı Kurum ile davacının işvereni olan alt işveren arasındaki sözleşme hizmet alımı değil, işçi teminine yönelik bir işlem olduğunu, gerekçede bahsedilen dosyanın istinaf kararının davacı tarafça bilinmediğini, davanın kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenin davacının çalıştığı işyerinde yardımcı hizmet niteliğindeki işi hizmet alımı ile almaya karar verdiği ve uyguladığı davalı Kurum ile davalıdan yardımcı hizmet işini alan dava dışı şirketler arasında fiilî ve hukuki irtibat olmasının mümkün olmadığı, davalının hizmet alımının işçi temini olarak değerlendirilemeyeceği, davalı asıl işveren ile dava dışı alt işverenler arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olduğu, davacının alt işveren bünyesinde çalıştığı, davalının alt işveren üzerindeki kanundan kaynaklanan denetim yükümlülüğünü kullanmasının alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğuna delil olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının muvazaaya dayanan asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında çalışıp çalışmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.