"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2585 E., 2024/190 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 13. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/13 E., 2022/293 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacının borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı ... Tütün Mamülleri ve Pazarlama Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Tütün Mamülleri ve Pazarlama Anonim Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin marketlere sigara satım ve dağıtımına yönelik faaliyet gösteren davalı ... Tütün Mamülleri ve Pazarlama Anonim Şirketi işyerinde 26.04.2018 tarihinden itibaren satış temsilcisi olarak asgari ücretle çalışmaya başladığını, işveren şirket tarafından davacının ilki işe giriş sırasında 150.000,00 TL, ikincisi ise çalışma devam ederken teslim edilen ürünlere ve cari hesaba karşılık olarak 256.000,00 TL bedelli olmak üzere iki adet teminat senedini vermeye zorunlu tutulduğunu, işe ihtiyacı olan davacının bu iki senedin dışında içeriği boş bir taahhütname de vermiş olduğunu, davacının iş sözleşmesinin işveren Şirket tarafından 04.12.2018 tarihinde noterden gönderilen bildirimle haklı neden olmaksızın feshedildiğini, fesih sonrasında davacıdan alınan teminat senetlerinin kendisine iade edilmediğini, işyerinde davacıdan kaynaklı bir zarar söz konusu olmadığını, teminat olarak verilen lehdar kısmı boş olan senetlerin işveren Şirket tarafından ciro edilmeksizin doğrudan davalı ... tarafından İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2018/14912 ve 2018/14914 Esas sayılı dosyalarından ihtiyati haciz kararı da alınmak suretiyle kambiyo takibine konu edildiğini, davacının İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, Savcılık soruşturmasının 2018/146066 numaralı dosya ile devam ettiğini, davacı işçiden başka işyerinde çalışan diğer bir kısım işçilerin aleyhine de teminat senetleri ile icra takipleri başlatıldığını, teminat olarak alınan senetler sebebiyle işçinin borcunun işverene verdiği zarar miktarı ile sınırlı olduğunu, zararı işverenin ispatlamak durumunda bulunduğunu, teminat niteliğinde alınan senetlerin işverenin zararını kanıtlamadığı sürece geçersiz sayılması gerektiğini ileri sürerek İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2018/14912 Esas ve 2018/14914 Esas sayılı takip dosyalarına konu edilen senetlerin, teminat senedi olduğunun tespiti ile teminat senetleriyle kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılamayacağı gerekçesiyle takiplerin iptalini, davacının borçlu olmadığının tespitini ve davalılar aleyhine %40'dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili; davalı Şirketin, anlaşmalı olduğu firmaların tütün mamullerinin satış ve dağıtımını yaptığını, davacının ise 26.04.2018 tarihinden itibaren davalı Şirket nezdinde satış temsilcisi sıfatı ile çalıştığını, davalı Şirket tarafından yapılan denetim çalışmaları esnasında birtakım personellerin, sistem üzerinde görülen ve fatura karşılığı kesilerek oluşan tutarların gerçek anlamda bulunmadığının, müşterilerden yapılan tahsilatların davalı Şirkete teslim edilmemek suretiyle Şirket güveninin kötüye kullanıldığının tespit edildiğini, davacının davalı Şirketin güvenini kötüye kullandığını ve Türk Ceza Kanunu anlamında suç ihtiva eden iş ve işlemlerde bulunduğunu, bu sebeple davalı Şirketin, davacının iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi uyarınca feshettiğini, davaya konu yaptığı senetlerin takip alacaklısının diğer davalı ... olduğu belirtildiğinden ve icra takibinin davalı Şirket ile bir ilgisi bulunmadığından müvekkili hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili; müvekkiline herhangi bir arabuluculuk daveti gerçekleştirilmediğinden davanın bu hâliyle usulden reddinin gerektiğini, davacı aleyhine düzenlenen iki adet senet bulunduğunu ve senetlerin üzerinde yer alan imzaların davacıya ait olduğunu, bedellerinin nakden verildiğini, davacının iddialarını herhangi bir belgeye dayandıramadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ticaret hukuku hükümlerine dayalı senetlerin teminat' kaydı içerdiğinde kambiyo senedi vasfını kaybettiği, uygulamada bazı işkollarında çalışanlardan işverenin teminat amacı ile senetler alındığının bilindiği, kanıtlanması hâlinde bu şekilde alınan senetlerin teminat senedi niteliğinde sayılması gerektiği, işçi işveren arasındaki ilişkilerde ispat kurallarının daha geniş kapsamlı olduğu, işçinin ekonomik ve sosyal açıdan daha güçlü konumda olan işverene karşı korunması ilkesi kapsamında İş hukukunun sözleşme hukuku alanından ayrılmış olduğu, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilebildiği, işçiden teminat olarak alınan senet sebebiyle işverene verdiği zarar veya yedindeki nakit miktarı ile sınırlı olarak sorumlu tutulduğu, işverenin zararı ve işçiden alacağı olduğunu ispatlaması gerektiği, buna göre davalı işverenin ve davacı işçi aleyhine icra takibine geçen diğer davalının, davacıdan alacaklı olduğunu kanıtlaması hâlinde kanıtlanan miktar kadar davacının söz konusu senet nedeniyle borçlu olduğunun kabulü gerektiği, ancak davacı işçi ve davalı işveren Şirket nezdinde çalışan bir kısım başka işçilerden müteşekkil müştekiler tarafından kendilerinden işe girişte veya işin devamında alınan teminat senetlerinin haksız şekilde icra takibine konu edildikleri iddiasıyla yapılan suç duyurusu üzerine İzmir Cumhuriyet Savcılığının 2018/146066 Soruşturma sayılı dosyasına kayıtlı olarak başlatılan soruşturmada davalı Şirkete bağlı saha müdürü olarak çalışan İ.E.B’nin ifadesinde davacıdan teminat seneti alındığını doğruladığı, yine yargılama esnasında dinlenen işyerinde çalışıp ayrılmış olan davacı tanıkları ve işyerinde çalışmaya devam eden davalı Şirket tanıkları tarafından kendilerine davalı işveren Şirketin teslim edilen araba ve tütün ürünlerine karşılık teminat senedi verdiklerini beyan etmeleri nedeniyle davalı işveren Şirkette teminat senedi alma uygulaması olduğunun anlaşılmış olduğu, davacı işçinin 26.04.2018 tarihi ile 29.11.2018 tarihi arasında davalı Şirket bünyesinde satış temsilcisi olarak çalıştığı, menfi tespit davası konusu icra takiplerine müstenit 01.09.2017 tanzim, 10.08.2018 vade tarihli, 150.000,00 TL bedelli bono ile 24.04.2018 tanzim, 30.09.2018 vade tarihli, 256.000,00 TL bedelli her iki bononun lehdarının diğer davalı ... olduğu, 256.000,00 TL bedelli olan bonoda kefil kısmında A.A. ve M.A'nın kimlik bilgileri ile adres ve imzalarının yer aldığı, davacı tarafın savunmasını doğrular şekilde bu bononun lehdar kısmı boş hâldeki fotokopisini dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, davalı ...'in, davacıyla arasındaki şahsi nedene dayanan borç ilişkisi olduğuna yönelik savunmalarının tümüyle çelişkili olduğu, zira, ifadesinde; bir arkadaşının isteğiyle bunu geri ödeyecek geliri ve maddi durumu bulunmayan davacı işçiye çok kısa sürede geri ödenmek üzere 400.000,00 TL borç verdiğini ileri sürmesine karşın senedin vade tarihinin yaklaşık 1 yıl sonraya olduğu, yanı sıra davalı işveren Şirket vekilince davacıdan teminat senedi alındığının inkar edildiği, işyeri kayıtları üzerinde yaptırılan billirkişi incelemesinde de bu yönde bir kayıt bulunmadığının tespit edildiği, ancak taraf beyanları, davalı Şirketin iştigal konusu, işin ve işyerinin niteliği, senetlerin içeriği, tüm tanık beyanları, ceza soruşturması kapsamında ifadesi bulunan İ.B'nin anlatımı ile tüm deliller ışığında davaya konu edilen senetlerin, davacı işçinin işverene teminat amacıyla verdiği iki adet teminat senedi olduğu, davalı işveren Şirketin, davacıyı, düzenlediği fatura karşılığı tutarların gerçek anlamda bulunmadığı, Şirket irsaliye evrakları ile zimmetlenen ürün stok rakamlarının olması gereken adetlerde bulunmadığı, müşterilerden yapılan tahsilatları uhdesinde tuttuğu gibi suçlamalarla işten çıkarttığı, bu nedenle de davacı tarafından imzalanarak davalı işveren Şirket tarafından alınan teminat senetlerinin diğer davalının alacaklı gösterilmesi suretiyle doldurulup onun aracılığıyla davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı dosya kapsamı ile sübut bulduğu, davalı işverenin davacı işçinin kendisine maddi zarar verdiğini ve bu sebeple alacağı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle kötüniyet tazminatı talebi reddedilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davanın görevsiz Mahkemede görüldüğünü, kambiyo takibine yönelik açılan menfi tespit davasının Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, Şirketin davada taraf sıfatı bulunmadığını, senetlerin diğer davalı ... lehine düzenlendiğini, davacıdan hiçbir surette teminat senedi alınmadığını, senede karşı senetle ispat kuralının geçerli olduğunu, davacı tanık ifadelerinin hükme esas alınamayacağını, dinlenen davacı tanığı G.C'nin davalı Şirkete aynı konuda dava açmış olduğunu ve davacı ile aralarında menfaat birliği bulunduğunu, diğer tanık T.A'nın beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, davalı tanığının da ifade ettiği gibi teminat senedi alındığı durumlarda alacaklı hanesinde davalı Şirketin olacak şekilde ve tüm unsurları ile yazılı olarak düzenlendiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, özellikle dinlenen tanıkların Şirkette teminat senedi alındığını doğruladığı, soruşturma dosyasında beyanda bulunan davalı Şirket çalışanı İ.E.B'nin davacıdan da senet alındığını beyan ettiği, davacının dava dilekçesi ekine senetlerden birinin doldurulmamış fotokopisini sunduğu, davacıya borç verdiğini söyleyen ...'in de hayatın olağan akışına aykırı çelişkili beyanlarda bulunduğu, davanın takibe konulan senetlerin işverene verilen teminat senedi oldukları iddiasıyla açılması nedeniyle işveren Şirketin davada taraf sıfatının bulunduğu, işçi ve işveren ilişkisi nedeniyle İş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Şirket vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı işçi aleyhine İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2018/14912 Esas ve 2018/14914 Esas sayılı dosyalarında kambiyo takibine dayanak yapılan 150.000,00 TL ve 256.000,00 TL bedelli senetlerin, teminat senedi olup olmadıkları ve davacının bu senetler nedeniyle borçlu olup olmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Menfi tespit ve istirdat davaları" kenar başlıklı 72 nci maddesinin beşinci fıkrası şu şekildedir:
"Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. "
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... Tütün Mamulleri ve Pazarlama AŞ vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.