Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5542 E. 2024/7596 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonraki dönem için arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacının ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının hesabına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca arabuluculuk faaliyetinin anlaşamama ile sonuçlandığına dair son tutanağın tarihinden sonra tahakkuk eden alacaklar yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemiş olması ve bozma kararına uygun olarak yapılan yargılama ve hüküm tesisi gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/305 E., 2022/524 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 18.10.2022 tarihli ek karar ile süresi içerisinde temyiz talebinde bulunulmadığı gerekçesi ile kararın davalı tarafça temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir.

Ek karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

İlk Derece Mahkemesince, 21.07.2022 tarihli gerekçeli kararın davalı Kurum vekiline 31.08.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince 19.09.2022 tarihinde temyiz başvurusunda bulunulduğu ve bu surette süresi içerisinde temyiz talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir. Ne var ki Dairemizin 01.11.2023 tarihli geri çevirme kararı sonrası davalı Kurumun 04.01.2024 tarihli cevabi yazısında; Bakanlığa ait tek bir UETS adresi olduğu, tebligat yapılan adresin ise Kurum vekili Avukat ... adına kayıtlı UETS adresi olduğu belirtilmekle, yapılan tebligat işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) "Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesine uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 18.10.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

İlk Derece Mahkemesinin asıl kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı 9. Bölge Müdürlüğünde çalıştığını, 01.01.1997-31.12.1998 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin "Ücret zammı" başlıklı 40 ıncı maddesinin yanlış uygulanması sonucu eksik ücret belirlemesi yapıldığını ve bunun üzerinden eksik ücret ödendiğini, 11, 12, 13 ve 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin ücret artışlarının davacının ücretine tam olarak yansıtılmadığını, davalı ile bağıtlanan çerçeve anlaşma protokolleri ve bireysel iş sözleşmeleri ile yollama yapılan düzenleyici hükümlerin yanlış uygulandığını ve davacının ücretinin eksik ödendiğini, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 6 ncı maddesinin son fıkrası gereğince sözleşmenin devamı ilkesi gereğince 01.01.2015 tarihinden sonrası için de son dönem toplu iş sözleşmesinin 40 ıncı maddesinin (E) bendi gereğince zam oranlarının uygulanması ve kıdem terfilerinin ücretlerine eklenmesi gerektiğini, Bakanlık İç Anadolu Bölge Müdürlüğünün 10.12.1998 tarihli yazısı ile davacının ücretine 15.12.1998 tarihinden itibaren zam yapılmasına karar verildiğini, davacının fark ücret alacağının buna göre hesaplanması gerekirken eksik uygulamalar nedeniyle davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının eksik ödendiğini ileri sürerek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, alacağın tamamının belirli olup kısmi dava açılamayacağını, davacı taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davacının ücretinin toplu iş sözleşmesi hükümlerine ve mevzuata uygun belirlendiğini ve eksik ödeme iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli kararı ile; Ankara 3. İş Mahkemesinin dava dosyasında; 1l, 12, 13 ve 14. Dönem Toplu İş Sözleşmesi ücret artışlarının ve iyileştirmelerin tam olarak uygulanmadığı iddia edilerek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacağının tahsilinin talep edildiği, 21.02.2019 tarihinde verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu kararda itibar edilen bilirkişi ek raporunda, davacının 14.12.2008 itibarıyla ödenmesi gereken yevmiyesinin 49,12 TL olduğu ve ödenen 38,80 TL yevmiyesine göre 10,32 TL fark ücretinin tespit edildiği ve buna göre dava konusu dönemlerin fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının hesaplandığı, işyeri kayıtlarına ve yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre davacının hak ettiği ancak ödendiği ispatlanamayan alacak kalemlerinin bilirkişi raporunda hesaplandığı, ıslah tarihine göre zamanaşımına uğrayan bir alacağının bulunmadığı, dosya içeriğine uygun, denetime elverişli bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 02.11.2021 tarihli kararıyla; işyeri kayıtlarına ve yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre davacının hak ettiği ancak ödendiği ispatlanamayan alacak kalemlerinin bilirkişi raporunda hesaplandığı, raporun dosya kapsamı ile uyumlu ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.03.2022 tarihli kararı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, aynı hükmün ikinci fıkrası uyarınca da arabulucuya başvurulmadan dava açılması hâlinde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği, somut uyuşmazlıkta; arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 04.10.2019 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açıldığı, hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki hesaplamaların ise 25.10.2019 olan dava tarihi esas alınarak yapıldığı, arabuluculuk faaliyetinin tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirildiği ve son tutanak tarihinden sonraki dönem yönünden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda resen hesaplama yapıldığı, taraflar arasında imzalanan arabuluculuk son tutanak tarihi olan 04.10.2019 tarihinden önce muaccel olan talep edilebilecek fark ücret alacağının belirlendiği ve bu miktar fark ücret alacağının hüküm altına alındığı, bu tarihe göre muaccel olmayan fark ücret alacağı yönünden 7036 sayılı Kanunu'nun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden usulden reddine karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; karara yönelik olarak temyiz başvurusunun yasal süre içerisinde yapıldığını, Mahkemece eksik ve hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, cevap ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin incelenmediğini, gerek zamanaşımı gerek kıdem terfinin 2002 yılından sonra uygulanma kuralı uyarınca hesaplamanın daimi işçi olduğu 2001 tarihinden itibaren yapılmasının makul olmadığı gibi hukuka da uygun olmadığını, kabule ilişkin kararın hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, zira Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 03.05.2005 tarihli ve 15606 sayılı yazısı ile toplu iş sözleşmelerinin kapsamında olsun ya da olmasın zamların ancak ileriye dönük uygulanabileceğinin belirtildiğini, işçinin ücret zammının uygulanmasının gecikmesi değil, haksız bir ödeme olmaması yönünde düzenlemelerin uygulandığını, bunun aksine olan bilirkişi raporuna dayalı şekilde karar verilmesi hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, 01.01.2013–31.12.2014 yürürlük süreli 5. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 2 nci maddesinde "Geçmiş yıllarda ödenen ücretin fazla olduğunun tespiti halinde TİS ile yapılacak zamlarla olması gereken ücreti ile eşitleninceye kadar bu ücretler dondurulmuştur." hükmünün uygulanarak yevmiye tespit çizelgesi hazırlandığını ve taraf sendikaca itiraza uğramadığını, buna dayalı olarak yapılan ödemelerin hatalı olduğu yönünde verilen kararın, hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonraki dönem için arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine ve alacakların hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 ve 34 üncü maddeleri.

3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.

4. 7036 sayılı Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

5. 7201 sayılı Kanun'un "Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesi, Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5 inci ve 9 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. İlk Derece Mahkemesince verilen 18.10.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.