Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5616 E. 2024/9224 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesindeki ücretlendirme maddesinin yorumundan kaynaklanan ücret farkı alacağının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde belirtilen "asgari ücretin belirli bir oran fazlası" ibaresinin, sadece kadroya geçiş ücretini belirlediği, sonraki dönemler için asgari ücrete endeksli bir artış öngörmediği ve davacının bu hususta işçi lehine yorum ilkesinden yararlanamayacağı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1295 E., 2024/367 K.

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/244 E., 2022/18 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Üniversite bünyesinde, bilgi işlem biriminde çalıştığını, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile kadroya geçtiğini, davacının kadroya geçişi sırasında düzenlenen 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde müvekkilinin brüt ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak 2019 yılından itibaren sözleşmeye aykırı olarak belirlenen artış oranı uygulanmadan eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ücret farkı alacağı, ilave tediye farkı alacağı ile fark ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Bilgi İşlem Daire Başkanlığı bünyesinde çalıştığını, 696 KHK uyarıca düzenlenen iş sözleşmesiyle Kurum bünyesinde sürekli işçi olarak görevine devam ettiğini, konuya ilişkin yasal düzenleme uyarınca; kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli işçi kadrolarına, mahalli idare şirketlerinde işçi statüsüne geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarına ilişkin haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümleri esas alınmak suretiyle belirlendiğini ve Bakanlık tarafından 12.04.2018 tarihinde ilan edildiğini, işbu ilan uyarınca ücret zammının işçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 oranında zam yapılarak belirleneceğinin düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçi ile davalı İdare arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinin 10 uncu maddesinde davacı işçinin ücret seviyesinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiği, bu suretle işçinin ücretinin; ilgili dönem asgari ücretlerinin belirli bir oran fazlasına 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret İle Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nde yer alan zammın uygulanması suretiyle belirlenmesi gerektiği, ayrıca ücretin günlük ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiği, davalı işveren tarafından ibraz edilen ücret bordroları incelendiğinde; davacıya ücretlerinin her dönem için belirlenen asgari ücrete oranlanarak zam yapılmadığı görüldüğünden ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarına hak kazanıldığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu ve hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun ve dolayısıyla Mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; 696 sayılı KHK hükümleri ile sürekli işçi kadrosuna geçen kişilerin ücret zamlarının uygulanmasında birlik sağlanması açısından Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına konu ile ilgili görüş sorulduğunu, ilgili Bakanlık tarafından işçilerin almakta oldukları ücrete %4 oranında zam yapılmak suretiyle ödeme yapılabileceğinin belirtildiğini, bu sebeple İdarece işlem tesisinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığını, kararın hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davalı Kurumda çalışırken sürekli işçi kadrosuna alındığı, 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 10 uncu maddesinde işçi ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiği iddia edilmiş ise de, taraflar arasında düzenlenen bireysel iş sözleşmesinin 10 uncu maddesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının temel ücret olarak takip eden dönemler açısından da belirleneceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, konuya ilişkin emsal içtihat da dikkate alındığında; davalı tarafça davacının ücretinin belirlenmesinde ve buna göre dava konusu alacakların hesaplanmasında hatalı yön bulunmadığı, bu itibarla davacının fark alacaklara hak kazanmadığı anlaşıldığından davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taraflar arasında davacının kadroya geçişi sırasında düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesinde açıkça artış oranı öngörüldüğünü, şayet oransal bir artış kararlaştırmak istenilmiyorsa belli bir rakam yazılması gerektiğini, ifadenin açık olduğunu, yorumlanması gerekse dahi işçi lehine yorum ilkesi uyarınca davalının her yıl için belirlenen yeni asgari ücretin belirli bir oran fazlasının ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılması gerektiğini, kaldı ki davalı Kurum tarafından eksik ödeme olgusu kabul edilerek bir dönem bakiye ödemede bulunulduğunu, emsal alınan kararın tam aksi yönünde tesis edilen kararlar da bulunduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.

3. Dairemizin uyuşmazlık konusuna ilişkin 07.12.2022 tarihli ve 2022/14581 Esas, 2022/16188 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:

"...

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinin 'Ücret' kenar başlıklı 10 uncu maddesinde 'işçinin aylık NET/BRÜT ücreti asgari ücretin %340 fazlasıdır. İşçiye günlük brüt 8,00 TL yemek ve günlük 8,00 TL yol bedeli çalışılan günler için ayrıca ödenir… ' hükmü bulunmakta olup asgari ücretin belli bir oranda fazlası dikkate alınarak belirlenen tutar davacının kadroya geçiş ücreti olarak belirlendikten sonra Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi zamları uygulanmıştır. Sözü edilen uygulama Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün görüş yazısına da uygun olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.01.2019 tarihi itibarıyla artan asgari ücretin iş sözleşmesinde yazılı belli bir oranı üzerinden ücret tespiti ile bu ücrete %4 artış uygulanması isabetli değildir. Davacının ücreti 2018 yılı asgari ücretinin hizmet alım sözleşmelerinde yer alan oranına göre belirlenmiş, 2018 yılı birinci ve ikinci dönem ücret artışları toplu iş sözleşmesi gereği uygulanmış ve 01.01.2019 tarihindeki %4 ücret artışı da 31.12.2018 tarihinde almakta olduğu ücrete tatbik edilerek belirlenmiştir. Davaya konu uyuşmazlıkta davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde açıkça her dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği öngörülmediğinden ve iş sözleşmesinin 10 uncu maddesinde öngörülen asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak belirlenen tutarın kadroya geçiş ücreti olarak belirlendiği nazara alındığında, davacı işçinin kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan bireysel iş sözleşmesinden kaynaklı fark işçilik alacaklarının bulunmadığı sonuca varmak gerekir.

... "

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.