Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5682 E. 2024/8755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işverenden ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin ücretinin bir kısmının elden ödendiği iddiası karşısında, ücretin ödendiğini ispat yükü işverende olduğundan ve davalı işveren elden ödemeleri ispatlayamadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2910 E., 2023/896 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi

SAYISI : 2017/525 E., 2019/227 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 24.01.2008-13.10.2017 tarihleri arasında doktor olarak kesintisiz ve aralıksız çalıştığını, davacının haksız, önelsiz ve tazminatsız şekilde işten çıkarıldığını, davacının laboratuar sorumlusu olarak Doç. Dr. ünvanı ile çalışmaktayken bir yıl kadar önce yerine bir uzman doktor görevlendirilerek davacı yetkilerinin kaldırıldığını, bundan sonra davacının mesleki kıdem ve akademik ünvan olarak kendi seviyesinde olmayan uzman doktorun mahiyetinde çalışmasının sağlandığını, davalı Kurumun amacının davacıyı rencide ederek kendiliğinden işi bırakmasını sağlamaya yönelik olduğunu, etik dışı tutum ve psikolojik tacize (mobbing) rağmen davacının görevine özveri ile devam ettiğini, çalıştığı süre boyuncu davacının yıllık ücretli izin kullanmadığını, resmî tatil ve bayramlarda çalıştığını, hafta içi ve cumartesi günlerinde fazla çalışma yaptığını, ücretinin 3.500,00 TL'lik kısmının bankaya yatırıldığını, geri kalan 6.500,00 TL'nin elden ödendiğini ancak son 2 aylık ücretinin hiç ödenmediğini, 16 aylık ücretinin ise eksik ödendiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık ücretli izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, hiç ödenmeyen 2,5 aylık ücret alacağı ile eksik ödenen aylara ilişkin ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tüm alacak talepleri yönünden zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 2008 yılında işe giriş yaptığını ve en son 19.04.2016 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin imza altına alındığını, sözleşme içeriğinde görüleceği gibi davacının tüm ücret ödemelerinin yapıldığını, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ve bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanmadığını, davacının ödemeyen ücret alacağı bulunmadığı gibi diğer hak ve alacaklarına ilişkin taleplerinin de yersiz olduğunu, iş sözleşmesine son verilinceye kadar davacının ücret alacaklarıyla ilgili hiçbir talepte bulunmadığını ve ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin sonlandırılmasının söz konusu olmadığını, davacının hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; biyokimya uzmanı olan davacının yaptığı iş, kıdemi ve Türkiye İstatistik Kurumu verisi dikkate alınarak net 10.000,00 TL ücretle çalışabileceğinin kabul edilmesi gerektiği, ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin kanıtlanamadığı, bu çerçevede davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanacağı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayan davacının bu çalışmaları kayda dayanmadığından hastalık ve mazeret gibi sebeplerle indirim yapılması gerekeceği, yıllık ücretli iznin kullandırıldığının ya da fesihte karşılığının ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça davacının 2,5 aylık ücret alacağının ödendiğinin kanıtlanamadığı, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça davacının haftalık 45 saati aşan çalışması olduğunun ve hafta tatili gününde çalıştığının kanıtlanamadığı, davacı tarafça fark ücreti olan ve elden ödenen 6.500,00 TL tutarındaki miktarın 16 ay boyunca davacıya ödenmediği iddia edilmiş ise de başka bir dava nedeniyle Mersin 4. İş Mahkemesinin 2016/763 esas sayılı davasında 13.09.2017 tarihinde tanık olarak ifade veren davacının işyerinde ücretlerin düzenli ödendiğini beyan ettiği hususu dikkate alındığında fark ücret alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesinin ücret alacağının reddine ilişkin kararının usul ve yasaya, dosya içeriğine ve delilere aykırı olduğunu, davacının ücetinin net 10.000,00 TL olduğunun Mahkemece kabul edildiğini; ancak davalı taraf ücretin tamamını ödediğini yasal deliller ile kanıtlayamadığı hâlde Mahkemenin müvekkilin tanık olarak başka bir dosyada verdiği beyanının hatalı şekilde değerlendirilerek delil olarak dikkate alınmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davalı tarafın 13.11.2017 havale tarihli cevap dilekçesinde böyle bir belgeden bahsetmediği gibi açıkça delil olarak da böyle bir belgeye dayanmadığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından süresi içerisinde delil olarak bildirilmeyen ve sonradan sunulmasına açıkça muvafakatleri bulunmayan başka bir Mahkeme zaptının delil olarak hükme esas alınmasının doğru olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının ücret alacağının reddine dair hüküm yönünden ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın ücretinin 10.000,00 TL olduğunu bunun 3.500,00 TL'sinin banka aracılığıyla kalanının elden ödendiğini, 2017 Ağustos, Eylül, Ekim ücretlerinin hiç ödenmediğini, 2017 Ağustos öncesi 16 aylık elden ödemelerin yapılmadığının iddia edildiği, ücretin ödendiğinin ispat yükünün davalı işverende olduğu, davacının Mersin 4. İş Mahkemesinin 2016/763 Esas sayılı dosyasının 13.09.2017 tarihli celsesinde tanıklık yaptığı ve ''...Bildiğim kadarıyla iş yerinde maaşlar düzenli ödenirdi." şeklinde beyanda bulunduğu, Mahkeme tarafından bu beyanın işçinin elden ödenen ücretinin ödendiğini ikrar beyanı olarak kabulünün hatalı olduğu zira beyanın genel bir ifade olduğu, davacının tüm ücretlerinin ve işyerindeki çalışanların tüm ücretlerinin ödendiği şeklinde yorumlanamayacağı, davacının tanıklık beyanının devamında işyerinde elden ödemeyi doğruladığı, o dosya davacısı doktorun da 2 ya da 3 aylık ücretini alamadığını beyan ettiği, davacı lehine 2017 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim ücretlerine hükmedilirken bu beyanın gözetilmeyip Ağustos öncesi son 16 ayda elden yapılması gereken ödemeler yönünden gözetilmesinin de gerekçeyi kendi içinde çelişkili hâle getirdiği, davacının ücret konusundaki tanıklık beyanının içeriği kendisini bağlayan ikrar mahiyetinde bir delil olarak değerlendirilemeyeceği, ücretin tam ve eksiksiz ödenmesi noktasında ispat külfeti üzerinde olan işveren tarafın davacının 2017 Ağustos ayı öncesi elden ödenen 16 aylık 6.500,00'er TL'lik ücretin ödendiğini yazılı ya da kesin delil ile ispatlayamadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının alacaklarından davalının sorumlu olmadığını, davacının ücretinin 10.000,00 TL olarak kabulünün hatalı olduğunu, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanamayacağını, yıllık ücretli izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunmadığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı tarafından istinaf edilmediği dikkate alındığında uyuşmazlık, davacının ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile davalı tarafından kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.