"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1394 E., 2024/125 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/179 E., 2022/67 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiğini ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilere de uygulanacağının hüküm altına alındığını, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesine göre davacıya her ay brüt asgari ücretin belirli bir oranda fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılması gerektiğinin düzenlendiğini, ayrıca davacının ücretine toplu iş sözleşmesi uyarınca %4 oranında zam yapılması gerektiğini, ancak davalı tarafça 01.01.2019 tarihinden itibaren müvekkiline yazılı veya sözlü herhangi bir bildirim yapılmadan ve muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğünü ve iş sözleşmesi dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olduğunu, 01.01.2019 tarihinden itibaren ücretlerin Bakanlıktan alınan görüş yazıları doğrultusunda 31.12.2018 tarihinde almakta oldukları ücretlerinin %4 zamlı hâli ile ödendiğini, davacının herhangi bir ücret alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadroya geçişi esnasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücretinin brüt asgari ücretin belirli bir oranda fazlası olarak belirlendiği, ancak 01.01.2019 tarihinden itibaren iş sözleşmesinde yer alan hükmün uygulanmadığı ve davacı ücretinin asgari ücretin belirli bir oranda fazlası olarak tahakkuk ettirilmediğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, buna göre davacının ücret farkı isteminde haklı olduğu, davalı tarafça davacının ücret farkının ödendiğine dair herhangi bir yazılı delil sunulmadığı gerekçesiyle bilirkişi raporu ile hesaplanan fark ücret alacağının hüküm altına alınmasına ve davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; müvekkili Kurumca tesis edilen işlemlerin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 25.01.2019 tarihli yazısı kapsamında gerçekleştirildiğini, buna göre 01.01.2019-30.06.2019 tarihleri arası ücret zammının, işçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 oranında zam yapılmak suretiyle belirlendiğini, işçinin asgari ücretle ilişiği kesilerek kadroya geçişinin yapıldığını, ücretin belirlenmesinde hata bulunmadığını, işverenin zam yapma yükümlülüğünün işçi ile işveren arasında akdedilen iş sözleşmesi hükümlerinde düzenleme bulunması hâlinde mümkün olabileceğini, 02.04.2018 tarihinden itibaren asgari ücretin altında kalmamak şartıyla yılda iki kez %4 oranında toplu iş sözleşmesi zammı uygulanarak ücret, ilave tediye, ikramiye ve sosyal hakların düzenli olarak ve eksiksiz ödendiğini, davanın reddi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının kadroya geçişi sırasında imzalanan iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde ücretin asgari ücretin belirli bir oranda fazlası olarak belirlendiği, 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının belirlenmesinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinden yararlanacakları, bireysel iş sözleşmesinde belirlenen temel ücrete, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ocak ve temmuz aylarında öngörülen %4 oranındaki zamların ilavesiyle ücretin belirlendiği, buna göre davacının fark ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve alacağın hesaplanması hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde ile 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesinin (j) bendi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Harç, kamu düzenine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince hüküm fıkrasında davalı ... aleyhine harca hükmedilmesi hatalı olup davalının harçtan muaf olduğu gözetildiğinde peşin harç, başvuru harcı ile ıslah harçlarının davacıya iade edilmesi gerekmektedir.
3. Mahkemece davalının harçtan muaf olduğuna karar verildikten sonra, bir sonraki bentte davalı Kurum aleyhine yargılama harcına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olmuştur.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin harç ve yargılama giderine ilişkin "Davacı tarafından yapılan 651,70 TL mahkeme masrafı ile 146,41 TL peşin, ıslah ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," şeklindeki beşinci alt bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "Davacı tarafından yapılan 651,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 68,31 TL peşin harç ve 18,80 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 146,41 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde davacıya iadesine," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.