Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5860 E. 2024/9314 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı dönemdeki ücretinin tespiti, brütleştirilmesi, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile kıdem, ihbar ve yıllık izin tazminatı alacaklarının hesaplanması ve davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsubu konusunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yurt dışında çalıştığı ve Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan bir ülkede bulunduğu gözetilerek, ücretinin brütleştirilmesinde sadece %5 genel sağlık sigorta primi eklenmesi gerektiği, ayrıca dava tarihinden sonra ödenen fazla mesai ücretleri için hüküm kurulması gerekirken mahsup işlemi yapıldığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/789 E., 2023/2176 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. İş Mahkemesi

SAYISI : 2015/459 E., 2019/664 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı olmak üzere esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillinin 06.03.2013-25.02.2015 tarihleri arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde ekipbaşı dizel motor ustası olarak çalıştığını, aylık ücretinin net 2.000,00 USD olduğunu, üç öğün yemek ve barınma yardımının davalı işverence karşılandığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından iş bitimi gerekçe gösterilerek haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, davalıya ait işyerinde fazla çalışma yapıldığını ve müvekkili davacının 7 gün boyunca 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, ayda ortalama bir gün hafta tatili kullandırıldığını, dinî bayramların birinci veya ikinci günleri hariç tüm ulusal bayram ve genel tatillerde de çalışmaya devam ettiğini, bu çalışmaları karşılığı hak ettiği ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi karşılığı ücretlerinin de ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davaya konu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirket nezdindeki çalışmasının fasılalı olduğunu ve 06.03.2013-10.03.2014 ve 24.06.2014-26.02.2015 tarihleri arasında iki dönem hâlinde çalıştığını, her iki çalışma döneminin ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, ücret konusundaki iddianın gerçeği yansıtmadığını; yurt dışı hizmet sözleşmesinde de kararlaştırıldığı üzere saat ücretinin 5,35 USD olduğunu ve aylık 1.204,00 USD ücret aldığını, iş sözleşmesini kendi isteği ile istifa etmek suretiyle fesheden davacının, son çalışma süresi bir yılı aşmadığı için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, imzalı bordrolarından da anlaşılacağı üzere tüm haklarının eksiksiz olarak kendisine ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 06.03.2013-10.03.2014 ile 24.06.2014-25.02.2015 tarihleri arasında toplam 1 yıl 8 ay 6 gün süre ile davalı nezdinde çalışması olduğu, fasılalı çalışmalar arasında on yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden ve önceki dönem tasfiye edilmediğinden davacının çalışmalarının birleştirildiği, denetime elverişli olmayan tüm raporlara davacı yanca itiraz edildiği, dizel motor ustası olarak çalıştığı sabit olan davacının ücreti konusundaki iddiasının dosyaya celbedilen banka kayıtları ve tanık beyanları ile uyumlu olduğu, emsal ücret araştırmasının da davacı iddiasını doğruladığı, davacıya sağlanan yemek, barınma, ısıtma ve aydınlatma gibi sosyal yardımların da aylık 200,00 USD olarak giydirilmiş brüt ücrete ilave edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, dava tarihinden sonra yapılan ödemenin hesaplanan kıdem tazminatı ve yıllık izin alacakları ile faizlerini karşıladığı, davalının yaptığı ödemenin mahsubundan sonra davacının bakiye ihbar tazminat alacağının bulunduğu, tanık beyanlarına göre hesaplanan fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile hesaplanan tutarlarda hüküm altına alındığı, ancak bilirkişinin fazla çalışma alacağı hesabında hafta tatili çalışılan günler ile hafta tatili kullanılan günlere ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğu, söz konusu hatanın Mahkemece resen yapılan hesaplamaya göre düzeltildiği, davalı tarafından haricen yapılan ödemelerin mahsubu sonucu bulunan alacakların hüküm altına alındığı açıklanarak kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti bakımından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer alacaklar bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; bilirkişi raporunda davacının ücretinin eksik tespit edildiğini, mahsubun hatalı yapıldığını, fazla çalışma alacağının eksik hesaplandığını, rapora karşı itirazlarının gözetilmeyerek bordrolardaki gerçeğe aykırı tahakkuklara itibar edilerek fazla çalışma ücreti alacağından tahakkuk ettirilen miktarların indirildiğini, dönem dışlaması yapılmaması yerinde ise de tahakkukların gerçek bir ödemeye ilişkin olmaması nedeniyle mahsup da yapılamayacağını, davalının gerçekte müvekkiline hak kazandığı fazla çalışmaları ödemediğini, müvekkilin sabit ücretinden avans, prim gibi kesintileri yaptıktan sonra kalan miktarı banka hesabına ödediğini, herhangi bir fazla çalışma ve/veya tatil günü çalışması karşılığı ücret ödemesi yapılmadığını, paranın Türkiye'de davacı yakınları tarafından tahsil edilmesi nedeniyle ihtirazı kayıt koyma imkânlarının olmadığını, konuya ilişkin emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere bordro hilesi yaptığı aşikâr olan davalının fazla çalışma ödemesi yapmamasına rağmen, bordrolarda yer alan tutarın mahsubu ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, uygulanan indirim oranının fahiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının reddine ilişkin kısımları yönünden kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, iş sözleşmesinin davacının istifası ile sona erdiğini ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, fasılalı çalışmaların birleştirilemeyeceğini, davacının yurt dışında çalıştığı gözetilmeden ücretin brüte çevrilmesine ilişkin hesabın hatalı olduğunu, kabul edilen ücret tutarının gerçeği yansıtmadığını, davacının saatlik ücret ile çalıştığını ve ücret tutarının iş sözleşmesi ve ücret bordroları ile de sabit olduğunu, davacı tanıklarından Y.Ç'nin müvekkili Şirket aleyhine aynı talepler ile dava açtığını ve davacı ile menfaat birliği içindeki tanık anlatımlarına itibar edilemeyeceğini, tazminat hesabına esas brüt ücret tutarına ilave edilen yan ödemelerin hatalı hesaplandığını ve kabul edilen tutarın dayanaksız olduğunu, çalışma süreleri konusunda tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu; davacının normal çalışma ile varsa tüm fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışması karşılığı ücretlerinin kanuna uygun olarak arttırımlı ödendiğinin ücret bordroları ile de sabit olduğunu, davacının talebini aşar tutarlarda hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aylık ücretin tespiti ve brütleştirilmesi, kıdem ve ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispatı ve hesaplanması, ödemelerin mahsubu hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24 ve 27 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47, 59 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesinin atfıyla uygulanmaya devam olunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesi.

4. 5510 sayılı Kanun'un "Bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar" kenar başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi şu şekildedir:

"(Ek: 17/4/2008-5754/3 md.) Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.(Ek cümle: 13/2/2011-6111/24 md.) Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır."

5. 5510 sayılı Kanun'un "Prim oranları ve Devlet katkısı'" kenar başlıklı 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (f) bentleri sırasıyla şöyledir:

"a) Malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %20'sidir.Bunun % 9'u sigortalı hissesi, % 11'i işveren hissesidir.

c) (Değişik: 10/1/2013-6385/9 md.) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %2’sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Bu oranı %1,5 oranına düşürmeye ya da %2,5 oranına artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.

f) (Değişik: 17/4/2008-5754/48 md.) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tâbi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın %12,5’idir. Bu primin %5’i sigortalı, %7,5’i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tâbi olanlar ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ve bu Kanunun geçici 13 üncü maddesinde belirtilenlerin genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın %12’sidir. (Ek cümle: 23/2/2017-6824/15 md.) Ancak, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendine tabi olanlar için genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın %3’ü olup, bu oranı %12’ye kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir."

6. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/8410 Esas, 2022/16915 Karar; 16.06.2022 tarihli ve 2022/4874 Esas, 2022/8023 Karar; 27.04.2021 tarihli ve 2021/4622 Esas, 2021/8596 Karar sayılı ilâmları.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacının net ücretinin brüt ücrete çevrilmesi hesabında yapılacak kesintilerin ne olması gerektiği hususu uyuşmazlık konusudur. Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinden isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunanlardan Türkiye’de ikamet şartı aranmamaktadır. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen 5510 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda işçinin net ücretine yurt içinde çalışan işçiler gibi %14 oranında Sosyal Güvenlik Kurumu primi ve %1 oranında işsizlik primi eklenmek suretiyle brüt ücret hesaplaması yapılması hatalı olur. O hâlde davacının Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan bir ülkede çalıştığı dikkate alınarak ücreti brütleştirilirken dosya kapsamından tespit edilen net ücretine 5510 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince yalnızca %5 oranında genel sağlık primi eklenmek sureti ile sonuca gidilmesi gerekmektedir. Belirtilen husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Mahkemece, dava tarihinden sonra davacıya ödenen fazla çalışma ücreti bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin ödeme tarihine kadar faiz hesaplanmak suretiyle mahsup yapıldıktan sonra bakiye miktar için hüküm kurulması isabetsizdir.

4. Diğer taraftan dosya içeriğinde yer alan imzasız ücret bordrolarının incelenmesinde, her ay değişen tutarlarda fazla çalışma ücreti tahakkuklarının yer aldığı, söz konusu tutarların ay bazında değişkenlik gösterdiği görülmektedir. Bununla birlikte taraflar arasında davacının gerçek ücret miktarı ihtilaflı olup tanık anlatımları ile ispatlanan ve davacının gerçek ücreti üzerinden hesaplanan fazla çalışma ücretinden, imzasız bordrolarda yer alan fazla çalışma ücreti tahakkuklarının mahsup edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece karar gerekçesinde davalı Şirketçe bordro hilesi yapıldığı ve bu nedenle ödenen tutarın mahsubu yoluna gidildiği yönünde gerekçeyle oluşturulması hatalı ise de yapılan mahsup işlemi yerinde olduğundan bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.