"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/4377 E., 2024/14 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/112 E., 2022/259 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.06.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde 22.06.2015-29.11.2016 tarihleri arasında ince işler formeni olarak çalıştığını, aylık net 2.500,00 USD ücret aldığını, ücretinin bir kısmının bankadan, kalan kısmın elden ödendiğini, davacının son 6 aylık çalışmasının 4.000,00 USD'lik kısmının ödenmediğini, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının haftanın 7 günü 07.30-18.00 saatleri arası çalıştığını, işin yoğunluğuna göre saat 21.00'e kadar çalışmasının sürdüğünü, ulusal bayram ve genel tatil günlerinin tamamında çalıştığını ancak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve karşılığının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmasının bulunmadığını, davacı ile müvekkili Şirket arasında işçi işveren ilişkisi oluşmadığını, davacının taleplerine karşı zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının kendisine ait veya kiralamış olduğu iş makinesiyle müvekkili Şirkete alt işverenlik yaptığını, tüm hak edişlerinin ödendiğini, müvekkili Şirketin Türkmenistan şantiyesinde çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 08.00-17.00 saatleri arası olduğunu, pazar günleri çalışma yapılmadığını, çalışma yapılması hâlinde fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının karşılığının ücret bordrolarına yansıtılarak ödendiğini, Türkmenistan'daki bayram ve anma günlerinin, Türkiye'deki ulusal bayram ve genel tatil günlerinden daha fazla olduğunu, Türkmenistan'daki bayram ve anma günlerinde çalışma yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davacı davalı işyerinde işçi olarak çalıştığını iddia etmiş ise de; sigorta kayıtlarında davalı işyerinde çalışmasının görülmediği, davacı tarafından davalıda çalışma olduğu iddia edilen dönemin bir kısmında başka bir işverende çalışma kaydının bulunduğu, yine davacının iddia ettiği dönem yönünden Bağ-Kur kapsamında tescilinin bulunduğu, davalı Şirketin; davacının Şirkette herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, kendisine ait veya kiralamış olduğu iş makinesiyle Şirkete alt işverenlik yaptığını ve davacının tüm hak edişlerinin ödendiğini savunduğu, hak ediş raporu ibraz edildiği, bu rapora göre 18.431,66 USD hak ediş tahakkuku yapıldığı, banka kayıtlarına göre davacıya hak ediş bedelinin ödendiği, davacının davalıya ait Türkmenistan şantiyesinde kendi iş makinesi ile alt işveren olarak çalıştığı, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı, davacı tanığının davacı ile aynı birimde çalışmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğini bilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkeme kararının delillerin takdiri ve değerlendirilmesi noktasında hatalı olduğunu, davacının sigorta kayıtlarında farklı bir işyerinde kaydı gözükmesine ve hatta Bağ-Kur kaydı olmasına karşın çalışmasını fiilen davalı işyerinde gerçekleştirdiğini, sözde hak ediş raporunun ispat vesikası olarak geçerliliğinin kabul edilemeyeceğini, alt işverenlik ilişkisinin ispatı açısından davalı tarafından sunulan bir delil bulunmadığını, geçerli bir alt işverenlik ilişkisi kurulabilmesi için birbirinden bağımsız nitelikte, kendi ad ve hesaplarına işçi çalıştıran iki ayrı işverenin olması gerektiğini, davalının davacının ücretlerini eksik ödemiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sigorta kayıtlarında davalı tarafından davacının bildirilen sigortalı çalışması olmadığı, ekonomik ve kişisel bağlılık unsurlarının gerçekleştiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, davalı tarafça dosyaya sunulan "yapılan işlerin maliyeti" başlıklı galeri kazısı yapım işine dair hak ediş raporuna göre davacının davalı Şirkete iş temin ettiği, aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve buna göre davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.