Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6099 E. 2024/8922 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediye ile alt işveren şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının işçilik alacaklarından davalı belediyenin sorumlu tutulup tutulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen muvazaa tespit raporunun davacıyı kapsamadığının ve davacının muvazaalı olmadığı kabul edilen ihale kapsamında çalıştığının tespit edilmesi gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/219 E., 2023/411 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ikinci kez İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... bünyesinde dava dışı ... Kent Hizmetleri AŞ (... AŞ) sigortalısı olarak çalıştığını, davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı hususunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporunda tespit edildiğini, davalının raporun iptali için İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyasında açtığı davada Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun tespiti ile davanın reddedildiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek ücret, ikramiye, ilave tediye, aile ve çocuk yardımı, yakacak yardımı, ramazan yardımı, kurban ve yılbaşı yardımı, izin yardımı, öğretim yardımı, yemek yardımı, giyim ve koruyucu eşya yardımı, sorumluluk yardımı, vasıta ücreti yardımı ile fazla çalışma ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde bahsi geçen muvazaa tespit raporunun iptaline ilişkin davanın kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dışı Şirket çalışanı olduğunu, müvekkili Belediye ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, zira söz konusu dava dışı Şirket ile yapılan ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na (4734 sayılı Kanun) uygun şekilde yapıldığını ve ihale konusu işleri 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesinde sayılan işlerden olduğundan üçüncü kişilere gördürülmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.06.2019 tarihli kararı ile; toplanan kanıtlar ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak kesinleşmiş muvazaa tespiti nedeniyle davacının, dava dışı Şirket nezdinde geçen çalışmaları yönünden başlangıçtan itibaren davalı Belediyenin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli kararı ile; İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2016/130 Esas, 2017/432 Karar sayılı kararı ile ... AŞ'nin aslında Belediyeye ait bir firma olduğu, gerçekte Şişli Belediyesine eleman temin ettiği, bu durumun da muvazaa olgusunu ortaya çıkardığının tespit edildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, sonradan yürürlüğe giren alt işveren işçilerinin asıl işveren nezdinde sürekli işçi kadrolarına geçişini düzenleyen 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin Bakanlığın muvazaa tespitine yönelik açılan iptal davasına bir etkisinin olmadığı, davalının muvazaa ve husumet itirazlarının yerinde görülmediği, Mahkeme kararının usul ve kanuna uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 17.11.2020 tarihli kararı ile; davacının çalışma dönemini kapsayan ihale sözleşmeleri dosya arasına celp edilerek, kesinleşen muvazaa tespiti dışında kalan davaya konu olan dönemler bakımından, söz konusu dönemlere ilişkin ihalenin kapsamının tespit edilmesi, 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 5393 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle ve her ihale dönemi kendi içinde değerlendirilerek davalı ile dava dışı ... AŞ arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin usulüne uygun olarak kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 01.11.2022 kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda bilirkişi raporu alındığı, alınan raporda 2009-2015 yılları arası hizmet alımlarına ilişkin tüm sözleşmelerin aynı içeriği haiz olduğu, yalnızca yürürlük süresi ve sözleşme bedeli ile çalıştırılacak işçi sayısı ve işin tanımı hususlarının değişkenlik arz ettiği, bunun dışında hizmet alımı sözleşmeleri içeriğine ilişkin herhangi bir değişiklik olmadığı, tüm sözleşme metninin birbirinin aynısı kopya ... olduğu, bu durum karşısında davalı ile dava dışı ... AŞ arasında değişik hizmetlerin ifasına yönelik hizmet alım sözleşmeleri uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisinde dava dışı alt işverenin fiilî olarak işverenlik sıfatının bulunmadığı, gerçek işverenin davalı ... olduğu, dinlenen tanık beyanları, bilirkişi raporları ve dosyadaki belgeler kapsamında asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalışmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanamayacağı, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında işin bölünerek alt işverenlere verilemeyeceği, hukuka uygun olarak kurulmuş herhangi bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davalı ... ile dava dışı ... AŞ arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunun kabulü ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.05.2023 tarihli ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesindeki muvazaa tespitinin dayanağını oluşturan Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporu ve ekindeki belgeler incelendiğinde; davacının adının, muvazaa tespiti yapılan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışan işçiler arasında olmadığı; aksine muvazaalı olmadığı kabul edilen Atlas İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. ile ... AŞ arasında yapılan 27.06.2012 tarihli "Şişli İlçesi Dahilindeki Cadde, Sokakların ve Pazar Yerlerinin Süpürülmesi, Yıkanması, Çöp Toplama ve Taşıma İşi"ne ilişkin hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçilerin arasında olduğu, bu durumda Mahkemece, taraflardan belgelere diyecekleri sorulup kesinleşen raporun davacıyı kapsayıp kapsamadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi yönündeki gerekçe ile bozma kararı verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma kararına uyularak davacının muvazaa olmadığı kesinleşen ihale kapsamında çalıştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davacının usuli kazanılmış hakkının ihlal edildiğini, davalı ile dava dışı Şirket arasındaki ihalelerin muvazaalı olduğunun kesinleştiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının tarafı olduğu asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8 inci maddesi, 5393 sayılı Kanun'un 67 ve 70 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.