Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6107 E. 2024/10217 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinin feshi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı ve miktarı ile ücretinin doğru tespiti noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda, davacının tanık listesinde adı geçmeyen ve beyanına ulaşılamayan bir kişinin ifadesine yer verilmesi ve tanık beyanlarındaki çelişkiler nedeniyle fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin hesabında doğru sonuca ulaşılamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2584 E., 2024/133 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi

SAYISI : 2016/61 E., 2019/400 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2012-2015 yılları arasında davalının yurt dışı projelerinde kule vinç operatörü olarak en son 2.400,00 USD net ücretle çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini, davalı işyerinde 07.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, iki haftada bir gün hafta tatili kullandığını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, davacının yol (işyerinden eve, evden işyerine, Türkiye'ye gidiş dönüş uçak biletleri vb.), 3 öğün yemek, barınma, ısınma, aydınlatma, temizlik vb. her türlü giderin davalı işveren tarafından karşılandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının 03.03.2007-14.11.2007 ve 21.10.2013-01.02.2015 tarihleri arasında en son 1.350,00 TL net ücretle çalıştığını, davacının her iki dönem iş sözleşmesini istifa etmek suretiyle sona erdirdiğini, davalı işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, istisnai hâllerde fazla çalışma yapılması hâlinde karşılığının ödendiğini, davalı işyerinde genel tatil günlerinde çalışılmadığını, her işçinin hafta tatilini kullandığını belirtilerek açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde, davacının haftada 15 saat fazla çalışma yaptığı ve karşılığının ödenmediği, davacının ayda iki kez hafta tatillerinde ve bir kısım ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, karşılığının ödendiğinin işveren tarafından ispatlanamadığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri konusunda bilirkişi ek raporunun usul ve kanuna uygun olduğu, davacının işi bıraktığı ya da istifa ettiğini davalı tarafın ispat edemediği, talep artırım dilekçesine karşı zamanaşımı def'ini ileri sürmüş ise de davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, belirsiz alacak davalarında zamanaşımı süresinin tüm alacak için dava tarihi itibarıyla kesildiğinden talep artıtım ile artırılan kısımların zamanaşımdan etkilenmeyeceği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerektiğini, zira belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, hatalı ve eksik araştırma neticesinde hazırlanan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağını, tanıkların ifadelerinin sadece kendi çalıştıkları döneme ışık tutabileceğini, davacının müvekkili Şirket nezdinde 03.03.2007-14.11.2007 ve 21.10.2013-01.02.2015 tarihleri arasında çalışmış olmakla birlikte her iki dönemde de iş sözleşmesini kendi isteği ile istifa etmek sureti ile sona erdirdiğini, haklı sebep olmaksızın istifa eden bir işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, giydirilmiş ücretin temelini oluşturan hususlarla ilgili araştırma yapmaksızın davacının ücretine yemek ve yol karşılığı olarak fahiş miktarda 200,00 USD ilave edilmesinin hatalı olduğunu, brüt ücret hesaplamasının hatalı yapıldığını, çalışmaların ve ücretlerin eksik bildirilmesi ya da hiç bildirilmemesi gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını, davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını, müvekkili Şirket aleyhine işçilik alacakları ödenmediğinden bahisle derdest davası bulunan davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının, müvekkili Şirketten ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili alacağı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücretinin hatalı tespit edildiği belirtilerek davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile istinaf aşamasında alınan 12.12.2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; tanıkların ifadelerinin sadece kendi çalıştıkları döneme ışık tutabileceğini, davacının müvekkili Şirket nezdinde 03.03.2007-14.11.2007 ve 21.10.2013-01.02.2015 tarihleri arasında çalışmış olmakla birlikte her iki dönemde de iş sözleşmesinin kendi isteği ile istifa etmek sureti ile sona erdirdiğini, haklı sebep olmaksızın istifa eden bir işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının ücretinin hatalı belirlendiğini, davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunmadığını, davacının müvekkili Şirketten ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili alacağı bulunmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş sözleşmeisnin fehi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispatı ve hesaplanması ile davacının ücretinin tespiti hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirâzi kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirâzi kayıtsız olması durumunda işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirâzi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

6. Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.

7. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde bulunan veya işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

8. Somut olayda, davacı davalı işyerinde 07.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, iki haftada bir gün hafta tatili kullandığını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını iddia etmiş; davalı taraf ise davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına ilişkin iddialarının yersiz olduğu savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının tanık listesinde adı yer almayan, beyanına fiziki dosya içerisinde ve elektronik ortamda rastlanmayan davacı tanığı olduğu belirtilen M.Ş.K. isimli kişinin beyanlarına yer verilip beyanlarının hesaplamalara esas alındığı görülmüştür. Bölge Adliye Mahkemesince de bu hususta bir düzeltme yapılmamıştır.

9. Davacı tanığı M.A. ''... 08.00'de mesai başlar, akşam 18.00'e kadar devam ederdi, eldiven değişimi diye tabir ettiğimiz vardiya biçimi ile çalışırdık, saat 18.00'de diğer vardiye başlar sabah 08.00'e kadar devam ederdi, bu saatler düzenli çalışma saatlerimizdi, bu saatlerin dışına çıkılmazdı, davacı ile davalı şirketin Moskova Sit Projesinde 2012-2013 yılları arasında yaklaşık 1 yıl kadar çalıştık, ...'' şeklinde beyanda bulunmuş, davacı tanığı Z.G.Ş. ise ''... Davacıyla davalıya ait şirkette birlikte çalıştık, ben 2013 yılının 10. ayında işe başladım, 2016 yılının 1. ayında işten çıkarıldım, .... mesai sabah 07.00'de başlar ortalama 20.00-21.00'e kadar çalışırdık, bazen 22.00'ye kadar çalıştığımız da oluyordu, davacının düzenli bir yemek molası yoktu öğlenleri kule vinçleri aşağı indirmezlerdi, ...'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Görüldüğü üzere davacı tanıklarının çalışma düzenine ilişkin beyanlarında açık bir farklılık bulunmaktadır.

10. Yukarıda yapılan açıklamalara göre öncelikle bilirkişi raporunda beyanlarına nasıl ulaşıldığı anlaşılmayan M.Ş.K. isimli, tanık listesinde adı yer almayan kişinin beyanlarının hükme esas alınamayacağı Mahkemece göz önünde bulundurulmalıdır. Dinlenen tanık beyanları yönünden ise beyanlardan davacı ile tanıkların birlikte çalıştığı süre net olarak tespit edilememektedir. Tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları dönem dışında davacının çalışma düzenini bilmeleri mümkün değildir. Bu nedenle davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıkları süre tespit edilerek, beyanların arasındaki çalışma düzenine ilişkin farklılıkların nedeni ortaya konulmalı ve tüm dosya kapsamına göre fazla çalışma alacağı yeniden belirlenmelidir.

12. Hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması bakımından da aynı durum dikkate alınarak davacı ile tanıkların birlikte çalıştığı dönemler tespit edilerek sonucuna göre dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre hesaplama yapılması gerekmektedir.

13. Belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.