Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6128 E. 2024/8207 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalılar arasında asıl işveren-alt işveren veya ihale makamı-müteahhit ilişkisi bulunup bulunmadığı, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün dava konusu alacaklardan sorumluluğu, davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve mevcut davanın kayıt kabul davasına dönüşüp dönüşmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu ve kararda hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine imkan olmadığı gözetilerek, davacı ve davalı şirket vekillerinin temyiz talepleri reddedilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/588 E., 2023/479 K.

KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü

MAHKEMESİ : Ankara 39. İş Mahkemesi

SAYISI : 2017/24 E., 2017/5 K.

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece ikinci bozma kararına karşı direnilmesine karar verilmiştir.

Direnme kararının davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.05.2018 tarihli ve 2018/22-432 Esas, 2018/998 Karar sayılı kararı ile usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, usule uygun direnme kararı verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2021 tarihli ve 2018/9(22)-1081 Esas, 2021/703 Karar sayılı kararı ile direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararından sonra Mahkemece bozmaya uygun olarak verilen kararda hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarın, Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı ... Müdürlüğünün temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı ve davalı ... İnşaat Taah ve Tic Elekt Üretim AŞ (... İnşaat Şirketi) vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Müdürlüğüne ait yol, köprü ve asfalt yapımı işinde davalı ... İnşaat Şirketi nezdinde 02.06.2006-07.05.2014 tarihleri arasında iş makinesi operatörü olarak aralıksız şekilde çalıştığını, ücretinin net 1.885,00 TL olduğunu, son üç aylık ücretinin ve son iki yıla ait ikramiyelerin ödenmediğini, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları tam olarak ödenmediğinden haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiğini, sürekli olarak emir ve talimatları veren ve denetimleri yapan kişilerin davalı ... yetkilileri olduğunu, davalı ... İnşaat Şirketinin alt işveren olduğunu, şantiyede kaldıklarını, davalı işyerinde 07.00-19.00 saatleri arasında çalışıldığını, akşam çıkış saati 19.00 olmasına rağmen çoğu zaman 20.00’ye kadar çalıştıklarını, genel tatil ve hafta tatili günlerinde de çalıştığını, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret, ikramiye, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davada talep edilen alacaklara ilişkin bilirkişi raporunda hesap edilen alacakların, ıslah edilen miktardan fazla olması nedeniyle fark alacakların tahsili için bu davanın açıldığını ileri belirterek fark kıdem tazminatı, bakiye ücret ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacının ücretinin ödenmediğine dair müvekkiline başvuruda bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere asıl işveren konumunda olan kamu kuruluşunun 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi gereğince üç aylık ücret hariç diğer alacaklardan sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... İnşaat Şirketi vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin davalı ... Müdürlüğüne ait Yerköy Ayrımı Yozgat-Sorgun Yolu 120-170 km yol inşaatı işini ve Manisa, Turgutlu, Çevre Yolu, Köprülü Kavşak inşaatı işini üstlendiğini, davacının 16.06.2012-12.05.2014 tarihleri arasında çalıştığını, en son ücretinin 1.885,00 TL olduğunu, davacının kendi isteği ile işyerinden ayrıldığını, işçilere ikramiye ödenmesine ilişkin işyeri uygulamasının bulunmadığını, işin durumuna göre nadiren yapılan fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olmadığını, davacı da dâhil şantiyede çalışan işçilerin tamamına yıllık izinlerin kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 18.11.2014 tarihli ve 2014/657 Esas, 2014/1209 Karar sayılı kararıyla; dava konusu alacakların belirlenebilir olması nedeniyle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.02.2015 tarihli ve 2015/974 Esas, 2015/2109 Karar sayılı ilâmı ile; davacının dava dilekçesi ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak 100,00'er TL kıdem tazminatı, yıllık izin, ikramiye, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep ettiği, 03.11.2014 harç tarihli ıslah dilekçesinde ise dava konusu alacakların belirli alacak olduğunu açıklayarak dava değerini artırdığı, bu durumda davanın kısmi olarak açıldığı, kısmi istekle dava açılmasına kanuni engel bulunmadığı da gözetilerek işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, davacı vekilinin duruşmadaki beyanından hareketle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinin hatalı olduğu şeklindeki gerekçeyle bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığı belirtilerek Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.03.2017 tarihli ve 2015/310 Esas ve 2017/217 Karar sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, davalı ... Müdürlüğünün ihale makamı, davalı Şirketin ise müteahhit konumunda olduğu, ödenmeyen ücret alacağı bulunduğundan davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı ... Müdürlüğünün ihale makamı olması nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi gereğince sadece ödenmeyen ücret alacağından sorumlu olduğu, davacı tanıklarının davalılar aleyhine açılmış davaları bulunması sebebiyle beyanlarına itibar edilemeyeceği, bu durumda davacının sadece kıdem tazminatı ve ücret alacağına hak kazandığı gerekçesiyle asıl davada kıdem tazminatının davalı Şirketten, ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri bakımından davanın reddi, birleşen davada ise kıdem tazminatının davalı Şirketten, ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, hafta tatili ücreti talebinin reddi suretiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.07.2017 tarihli ve 2017/35872 Esas, 2017/15912 Karar sayılı ilâmı ile; somut olayda davacının operatör olarak davalı ... İnşaat Şirketi işçisi olarak davalı İdare bünyesinde çalıştığı, davalılar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi incelendiğinde "Yerköy-Yozgat-Sorgun-Akdağmadeni-Yıldızeli yolları kesiminin yapım işi" olduğunun görüldüğü, söz konusu işin niteliği gereği sürekli bir iş olduğu, bu hâli ile anahtar teslimi bir iş olarak kabulunun mümkün bulunmadığı, davalı İdare ile davalı Şirket arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, yapılan sözleşme kapsamının, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olduğu, bu nedenle yazılı gerekçe ile davalı İdarenin ihale makamı olduğu kabulünün hatalı olduğu, Mahkemece davalılar arasındaki ilişki asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğundan dava konusu alacaklardan davalıların birlikte sorumlu olduklarının kabulü gerektiği, dosyada mevcut olan ancak hesaplamalara esas alınmayan bilirkişi raporunda aralık ve nisan ayları dışındaki çalışmalar için haftada altı gün 07.00-19.00 saatleri arasında çalışıldığı, günlük 3 saat fazla çalışma yapıldığı, ayda iki hafta tatili ile genel tatillerde çalışıldığının değerlendirildiği, nitekim gerek Dairenin 02.06.2016 tarihli ve 2016/7345 Esas, 2016/16301 Karar sayılı ilâmı, gerekse seri nitelikteki diğer dosyalarda aynı davalılara karşı dava açan işyeri çalışanlarına ilişkin dosyalarda da aynı doğrultuda yapılan hesaplamaların kabul edildiği, bu durumda davacının görevi, çalışma süresi, tanık beyanları ile emsal kararlar birlikte değerlendirildiğinde davacının, fazla çalışma hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin dosyadaki bilirkişi raporu esas alınarak kabulü gerektiği gerekçesiyle Mahkeme hükmünün oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 26.10.2017 tarihli ve 2017/442 Esas, 2017/548 Karar sayılı kararıyla; davalı Şirketin yol yapım işini üstlendiği, davalı ... Müdürlüğünün ihale ile kurulan bu yeni işyerinde işçi çalıştırmadığı, söz konusu yol yapım işinin tamamının davalı Şirkete verildiği, buna göre davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabul edilemeyeceği, davalı ...

Müdürlüğünün sadece üç aylık ücret alacağından sorumlu tutulabileceği, öte yandan bozma kararında geçen emsal kararda, dava konusu olan çalışma yerinin ve çalışma döneminin, davacının çalışma dönemi ve yerinden farklı olduğu, bu bağlamda bahsi geçen kararın emsal nitelikte olmadığı, ayrıca farklı nitelikteki işçilerin çalışma gün ve saatinin aynı olduğunun varsayılmasının da mümkün olmadığı, üstelik emsal kararda Mahkemece davalı taraf aleyhine açılmış davası bulunan tek tanık dinlenerek sonuca varıldığı, bu itibarla ispat yükü kendisinde olan davacının fazla çalışma yaptığını, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediği gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

E. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.05.2018 tarihli ve 2018/22-432 Esas, 2018/998 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece direnme kararında sadece "Bozma ilamına uyulmayarak mahkememizce tesis edilen önceki kararda direnilmesine," denilmekle yetinildiği, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar kurulmadığı, bu durumda, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü bulunmadığı, Mahkemece taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği gerekçesiyle direnme kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar

Mahkemenin 19.06.2018 tarihli ve 2018/153 Esas, 2018/346 Karar sayılı kararıyla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda usuli eksikliklerin giderildiği belirtilerek önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.

G. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2021 tarihli 2018/9(22)-1081 Esas, 2021/703 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece öncelikle davacının çalıştığı tüm işyerlerinin ünvanı, adresi, tescil belgeleri ile varsa ortak, adres değişimlerine ilişkin belgeler ve her iki davalı bakımından tüm kayıtların, davacının yaptığı iş ve yapılan işin davalılar ile ilgisi olup olmadığını gösteren kayıtların, davacının çalıştığı görünen tüm işyeriyle ilgili işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan temin edilmesi, 02.06.2006-07.05.2014 çalışma dönemine ilişkin tüm hizmet alım sözleşmeleri, genel, idari ve teknik şartnamelerin getirtilmesi, daha sonra hepsi birlikte değerlendirilerek davacının 02.06.2006-07.05.2014 tarihleri arasındaki tüm çalışmasını davalı Şirket nezdinde geçirip geçirmediği tüm çalışma dönemi boyunca hangi hizmet alım sözleşmesi kapsamında ve hangi işi yaparak çalıştığı çalışılan işlerin birbirinin devamı niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi için yapılan araştırma

sonucuna göre, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ya da ihale makamı müteahhit ilişkisi bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiği, bu araştırma sonucunda 2009 ila 2014 yılları arasında davacının hangi işveren nezdinde, nerede, hangi şantiyede çalıştığı belirlenebileceğinden dosyadaki mevcut delil durumuna göre yeniden yapılacak bir değerlendirme ile davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine hak kazanıp kazanamayacağına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı, nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal 2022/17171 Esas, 2023/350 Karar sayılı ilâmında davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı, davalı Şirketin üstlendiği yol yapım işinin tamamının davalı İdare tarafından ihale ile verildiği, davalılar arasındaki ilişkinin ihale makamı ve müteahhit ilişkisi olduğu gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın reddine dair verilen kararın kesinleşerek onandığı, ücret alacağı yönünden ihale makamı olan Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunun davacının son 3 aylık alacağı ile sınırlı olduğu ve davacının eksik ödenen ücret alacağından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, yıllık izin ve ikramiye alacaklarının reddi gerektiği, mevcut delil durumu itibarıyla fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri yönünden ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça dinlenen tanıkların davacı ile menfaat birliği içinde olan tanıklar olduğu, alacakları ispata yarar başkaca delil bulunmadığı göz önüne alınarak bu taleplerin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; hükmedilen alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, işçilerin fazla çalışma yaptığı hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştıklarını ve bu çalışmanın ispatı açısından tanıktan başka delilleri bulunmadığını, tanıkların dava açmasının taleplerin reddini gerektirmeyeceğini yıllık izin ücreti ve ikramiye alacağı taleplerinin de kabulu gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... İnşaat Şirketi vekili; kıdem tazminatı ve ücret alacağının kabulunun hatalı olduğunu, davacının hiçbir ücret alacağının kalmadığını, davacının kıdem tazminatı alacağının bulunmadığını mevcut dava müvekkili Şirketin iflas etmesi nedeniyle kayıt kabul davasına dönüştüğünden müvekkili aleyhine hükmedilen harçların maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Davalı ... Müdürlüğünün temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ya da ihale makamı ve müteahhit ilişkisi bulunup bulunmadığı, buna göre davalı ... Müdürlüğünün dava konusu alacaklardan sorumluluğu ile davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve mevcut davanın kayıt kabul davasına dönüşüp dönüşmediği hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2, 32, 36, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri.

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı ve davalı ... İnşaat Şirketi vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı ... Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı ve Davalı ... İnşaat Şirketi Temyizi Yönünden

Davacı ve davalı ... İnşaat Şirketi vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ... İnşaat AŞ'ye yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.