Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6279 E. 2024/10390 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhtiyari arabuluculuk tutanaklarının geçerliliği ve irade bozukluğu iddialarının ispatı hususunda bölge adliye mahkemeleri kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Her bir dosyadaki iddia, savunma ve delil durumuna göre irade bozukluklarının ispatı hususunun farklılık gösterebileceği, ispatın her dosya için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği ve bölge adliye mahkemelerinin dosya kapsamındaki deliller ve somut olayın koşullarını gözeterek karar vermesi nedeniyle, bölge adliye mahkemeleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun'un 35. maddesi kapsamında giderilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı gözetilerek uyuşmazlığın giderilmemesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

I. BAŞVURU

1. Başvuruculardan işçi vekili Avukat dilekçesinde özetle; 12.11.2021 tarihinde işverence 21 işçinin iş sözleşmelerinin geçerli neden olmaksızın feshedildiğini, bu işçilere işe iade davası açmalarının engellenmesi amacıyla işyerine davet edilen arabulucu ile yeterli süre olmaksızın ve işe iade ile ilgili herhangi bir konu görüşülmeden işverenin hâkimiyet alanında psikolojik ve ekonomik baskı uygulanarak ihtiyari arabuluculuk tutanaklarının imzalatıldığını, bu tutanakların irade sakatlığı nedeniyle geçersiz olduğunu, bu nedenle müvekkili işçilerce işe iade davalarının açıldığını, söz konusu davalarda birbiri ile çelişen kararların ortaya çıktığını belirterek İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararı ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3, 9 ve 19. Hukuk Dairesi kararları arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

2. Başvuruculardan işveren vekili Avukat dilekçesinde özetle; müvekkili işveren ile bir kısım işçiler arasında ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını, sürecin anlaşma ile sonuçlanmasına rağmen arabuluculuk anlaşma tutanağının geçersizliği ileri sürülerek işe iade davalarının açıldığını, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından üzerinde tarafların anlaşmaya vardıkları hususlarda dava açılamayacağına dair açık düzenlenmenin dikkate alınmadığını ve sonucunda benzer davalarda birbiri ile çelişen kararların ortaya çıktığını belirterek İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararı ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3, 9, 15 ve 19. Hukuk Dairesi kararları arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 27.12.2023 tarihli ve 2023/10 Esas sayılı kararı ile; talep dilekçelerinde belirtilen kararların incelendiği, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesi düzenlemesi gereğince başvurucu işçi ve işveren vekillerinin sunduğu dilekçeler ile taraflar arasında görülen işe iade davalarında davalı tarafın aynı olması, söz konusu davalar hakkında verilen kararların istinaf aşamasının neticelenerek kararların kesinleşmesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3, 9 , 15 ve 19. Hukuk Dairesi kararları aynı yönde olduğu hâlde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının aksi yönde verilmesi hususları gerekçe gösterilerek uyuşmazlığın giderilmesi yönündeki taleplerin kabulü ile verilen kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak Yargıtaydan talepte bulunulmasına, yazı ve eklerinin Yargıtaya gönderilmesine karar verilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 18.04.2023 Tarihli ve 2023/306 Esas, 2023/676 Karar Sayılı Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesinin talep edildiği, davacıya aynı gün içinde fesih bildirimi, çalışma belgesi, ihtiyari arabuluculuk tutanakları, son bordro, ibraname, kıdem ve ihbar tazminatı bordrosu gibi evrakların imzalatıldığı, 12.11.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağına göre dava konusu işe iade ve yasal/mali sonuçları hakkında görüşme yapılarak anlaşmaya varıldığı, anlaşma belgesinde (sözleşmede) davacının işe iade davası ve sonuçları yönünden dava açmayacağının kararlaştırıldığı, 21 işçinin arabuluculuk görüşmesinin aynı gün 3 saat içinde yapıldığı, arabuluculuk başvurusunun işveren tarafından yapıldığı belirtilmesine rağmen dosyada başvuru belgesi bulunmadığı, davalı tarafın dosyaya sunduğu kamera görüntülerinden davacının işyerinde bulunan İnsan Kaynakları birimine çağrılması, iş sözleşmesinin feshi, arabuluculuk evraklarının imzalanması ve işyerini terk etmesi sürecinin yaklaşık 45 dakika sürdüğü, bu bilgiler ışığında davacı tanıklarının beyanları, arabuluculuk görüşmesinin gerçekleştiği yer ve zaman ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının serbest iradesi ile değil işverenin baskısı altında arabulucuk görüşmesini gerçekleştirdiği ve tutanağı imzaladığı gerekçe gösterilerek davanın kabulü yönünden verilen kararda bir hata bulunmadığından bahisle davalının yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.

B. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2023/802 Esas, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2023/607 Esas, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2023/428 Esas, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 2023/543 Esas Sayılı Kararları

Yukarıda esas numarası verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararları ile; davacı tarafından davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin bu kararı; ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersiz olduğu, ekonomik ve psikolojik baskı altında imzalandığı gerekçeleri ile istinaf ettiği, dosya kapsamı, dosyadaki yazı, bilgi ve belgeler, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 18 inci maddesinin beşinci fıkrası hükmü, diğer kanuni gerektirici sebepler, dosyadaki delil durumu, ispat külfeti hususları dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinin yerinde olduğu ve emsal olduğu belirtilen dosyalar bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.

C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 02.10.2023 Tarihli ve 2023/1756 Esas 2023/1693 Karar Sayılı Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin bu kararı istinaf ettiği, dosya kapsamına göre iş sözleşmesinin 12.11.2021 tarihinde sonlandığı, taraflar arasında aynı tarihte düzenlenen ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağında 33.466,89 TL brüt kıdem tazminatı, 14.551,47 TL brüt ihbar tazminatı, 4.566,78 TL brüt ek ödeme olarak toplam brüt 52.585,17 TL'nin davacıya tek seferde ödenmesinin kararlaştırıldığı, ayrıca tutanakta davacının işe iade davası ve sonuçları yönünden dava açmayacağının kararlaştırıldığı, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında irade fesadı iddialarının ispatlanamadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşılan hususlarda dava açılamayacağından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi kararı verilmesi gerektiği ve emsal dava dosyaları bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine kesin olarak karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Uyuşmazlık, arabuluculuk anlaşma belgelerinin geçerliliğinin belirlenmesi noktasında Bölge Adliye Mahkemeleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi bağlamında giderilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunup bulunmadığına ilişkindir.

B. İlgili Hukuk

1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.

2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma ... bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:

“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”

4. 6325 sayılı Kanun'un 3, 8, 9, 11, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddeleri.

5. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39 uncu maddeleri.

C. Değerlendirme

1. 5235 sayılı Kanun ile bu Kanun'da sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme ..., mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı hâlinde, Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.

2. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.

3. Bu açıklamalar ışığında belirtmek gerekir ki, başvuru konusu uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu davalarda, her bir dosyadaki iddia, savunma ve delil durumuna göre irade bozukluklarının ispatı hususu farklılık gösterebilir. Bu hâlde uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu kararlar birbiri ile çelişir gözükmekte ise de bu çelişki; dosya kapsamı, sunulan deliller ve dosyalardaki ispat durumu ile ilgilidir. İspat ise, her bir dosya yönünden ayrı ayrı ele alınması gereken bir husustur. Taraflarca hazırlama ilkesinin uygulandığı davalarda, taraflarca dosyaya sunulan delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, deliller çerçevesinde iddia ile savunmanın ispat edilip edilemediği hususunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği muhakkaktır. Bu bağlamda uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu Bölge Adliye Mahkemeleri ve istinaf incelemesine esas İlk Derece Mahkemeleri kararları incelendiğinde; uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu dosyalardaki delil ve ispat durumunun aynı olduğu ve buna rağmen farklı sonuca ulaşıldığı hususu belirlenememektedir. Bölge Adliye Mahkemelerince dosya kapsamında yer alan deliller ve somut olayın koşulları gözetilerek hüküm tesis edilmesi, bir diğer ifade ile somut olaya özgü nitelikte kararlar verilmesi durumunda, bölge adliye mahkemeleri kararları arasında giderilmesi gereken bir uyuşmazlığın bulunduğundan söz edilemez.

4. Şu hâlde başvurucuların dilekçelerinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi Daireleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.

5. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

V. KARAR

1. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 27.12.2023 tarihli ve 2023/10 Esas sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,

2. Dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.