Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6295 E. 2024/7985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yetki tespitine itiraz ve sendikanın yetkisinin düştüğünün tespiti taleplerinin hukuki dayanağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Toplu görüşme sürecinin henüz başında ve grev aşamasına gelmeden birleşen davanın açılması nedeniyle 6356 sayılı Kanun'un 75. maddesinin altıncı fıkrasının uygulanamayacağı ve yetkinin düştüğüne dair yasal bir dayanak bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/208 E., 2024/447 K.

KARAR : Davacı ... davalı Bakanlığın ek kararlara yönelik istinaf başvurularının esastan reddi, asıl karar bakımından davacının istinaf başvurusun esastan reddi, davalı Bakanlığın istinaf başvurusunun kabulü ile asıl davanın usulden reddi, birleşen davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/150 E., 2023/321 K.

MAHKEMESİ : Aydın 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/183 E., 2023/221 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz istemine ilişkin asıl dava ile tespit istemine ilişkin birleşen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2023 tarihli ek kararı ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2023 tarihli ek kararı ile tashih talebinin reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2023 tarihli ek kararının davacı vekili, 29.11.2023 tarihli ek kararının davalı ... (Bakanlık) vekili, asıl kararının davacı vekili ile davalı Bakanlık vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ek kararlara yönelik istinaf başvurularının esastan reddine, asıl karar bakımından davacının başvurusunun esastan reddine, davalı Bakanlık vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın usulden reddine birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; Bakanlık tarafından işçi sayısının hatalı belirlendiğini, yarıdan fazla çoğunluğun sağlanmadığını, tespitin hatalı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 12.04.2023 tarihli ve 244108 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın yetki tespit başvurusu tarihindeki üye sayısının dörtte üçünden fazlasını kaybettiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı Sendikanın yetkisinin düştüğünün tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Bakanlık vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde; davacı tarafın işbu davayı açarken itirazını yasal süresi içerisinde görevli makama kaydettirmediğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, verilen kararın hukuka uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davaların reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... Metal İş Sendikası vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde; itirazın yasal süre içinde kaydettirilip kaydettirilmediğinin araştırılması gerektiğini, hak düşürücü sürede açılmamış ise davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesindeki tüm iddiaların soyut nitelikte olduğunu, somut delillerin sunulmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davaların reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından kanuni süre içerisinde dava açılmış ise de altı iş günlük süre içerisinde itiraz dilekçesinin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne kaydettirilmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2023 tarihli ek kararı ile; daha önce talep üzerine ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmişse de; davanını esası hakkında yapılan yargılama neticesinde 27.09.2023 tarihinde hükümle birlikte asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı usulden reddine karar verildiği dikkate alındığında ihtiyati tedbirde haklılık durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2023 tarihli ek kararı ile davalı Bakanlığın hükmün vekâlet ücreti bakımından tashihi gerektiği yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2023 tarihli ek kararına karşı davacı vekili, 29.11.2023 tarihli ek kararına karşı davalı ... (Bakanlık) vekili, asıl kararına karşı davacı vekili ile davalı Bakanlık vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemece esasa girilmeden usulden ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın hem 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na (Anayasa), hem kanunların ruhuna, hem de hak arama özgürlüğüne aykırılık teşkil ettiğini, altı iş günlük hak düşürücü sürenin koyulma amacı ve sonuçları Mahkemece değerlendirilmeden karar verildiğini, bahse konu kanun maddesinin açıkça Anayasa'ya aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek ve dava dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı Bakanlık vekili vekâlet ücreti bakımından hükmün hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 15.11.2023 tarihli ek karara yönelik istinaf dilekçesinin değerlendirilmesinde; davacının dava şartını yerine getirmeden dava açtığı, bu kapsamda Bakanlık tarafından verilen yetki belgesinin de usulüne uygun olduğunun belirlenmesi karşısında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin durdurulmasına yönelik tedbir kararının itiraz edilmesi üzerine kaldırılmasına ilişkin Mahkeme ek kararında hata bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesine 28.07.2020 tarihli 31199 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun'un 38 inci maddesiyle eklenen fıkra ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) bendi uyarınca davacı vekilince 15.11.2023 tarihli ek karar yönünden yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Davalı Bakanlığın 29.11.2023 tarihli ek kararın istinafı yönünden; 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrası ile hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıkça düzenlendiğinden ve esasen Bakanlığın tashih dilekçesindeki taleplerini katılma yoluyla istinaf dilekçesinde de ileri sürüldüğü dikkate alınarak hukuki yararının da kalmadığı gözetildiğinde, Mahkemece Bakanlığın vekâlet ücretinin miktarına yönelik tashih talebinin reddine ilişkin kararda hata bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

3. Asıl dava bakımından İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu, birleşen dava bakımından süreç içerisinde sendikanın üye işçilerinin belirli bir oranda kaybetmesi nedeniyle toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin düşeceğine ilişkin yasal bir dayanağın bulunmadığı gerekçesiyle davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davalı Bakanlık vekilinin asıl dava ve birleşen davadaki vekâlet ücretine yönelik başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davaların reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz ve yetkinin düştüğünün tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Anayasa’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme ...” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6356 sayılı Kanun'un 44 üncü ve 75 inci maddeleri.

6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut uyuşmazlıkta yetki belgesinin düzenlenmesinden sonra toplu görüşme sürecinin henüz başında ve grev aşamasına gelmeden birleşen davanın açıldığının anlaşılmasına göre, belirtilen aşamada 6356 sayılı Kanun'un 75 inci maddesinin altıncı fıkrasının uygulanması olanaklı olmadığından, birleşen davanın reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla isabetlidir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.