"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3823 E., 2024/533 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında Ankara 44. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekirken 01.01.2019 tarihinden itibaren 22 ay boyunca davalı tarafından sözleşmeye aykırı ücret belirlendiğini ve eksik ödeme yapıldığını iddia ederek fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak %4 oranında zam yapıldığını, ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini ve hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacı tarafça istenilen faiz türü ile faiz başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 44. İş Mahkemesinin 07.10.2021 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli kararıyla; kadroya geçirildiği sırada yapılan bireysel iş sözleşmesinde ücretin asgari ücretin belli oranda fazlası olacağına dair düzenlemenin mevcut bulunduğu, sözü edilen düzenlemenin her asgari ücret artış dönemi için bağlayıcı olduğu, ücret bordroları dikkate alındığında tahakkuk ve ödemelerde aylık ücretin eksik belirlendiğinin ve bu şekilde ücret farkı alacağının bulunduğunun anlaşıldığı ancak arabuluculuk faaliyetinin tarafların anlaşamadığına dair düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar bakımından gerçekleştirildiği, son tutanak tarihinden sonraki döneme ilişkin istemlerin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu, dosyada mevcut raporda yer alan hesap verileri üzerinden arabuluculuk son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklarla sınırlandırılarak belirlendiği belirtilerek resen yapılan hesaplama doğrultusunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile kamu düzenine aykırılık bakımından resen yapılan inceleme neticesinde İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.10.2023 tarihli kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden resen yapılan inceleme neticesinde, arabuluculuk faaliyetinin tarafların anlaşamadığına dair düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar bakımından gerçekleştirildiği, son tutanak tarihinden sonraki döneme ilişkin istemlerin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu belirtildikten sonra davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verildiği, ne var ki bu yöntemle hüküm kurulmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesi düzenlemesinin başvurunun esastan reddi ile aynı anda yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına imkân tanımaması sebebiyle hatalı olduğu, yanı sıra Bölge Adliye Mahkemesi tarafından arabuluculuk son tutanak tarihinin 16.02.2021 olması nedeniyle bu tarihten sonraki dönem bakımından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle 16.02.2021 olan arabuluculuk son tutanak tarihine dek yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davacının talebini 01.01.2019-01.11.2020 tarihleri arasındaki 22 aylık dönem ile sınırladığının gözetilmemesinin taleple bağlılık kuralına aykırı olması nedeniyle kararın bu yönüyle de isabetsiz bulunduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda, taleple bağlı kalınarak 01.01.2019-01.11.2020 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olmak üzere İlk Derece Mahkemesinin yargılaması aşamasında düzenlenen bilirkişi raporundaki veriler üzerinden yapılan hesaplama gereğince ve faiz başlangıç tarihi noktasında davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın korunduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu, ücretin düşürülmesi söz konusu olmadığından davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacaklara hak kazanamayacağını, faiz başlangıç tarihinin ve türünün hatalı belirlendiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu fark ücret alacağının hesap dönemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.