"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2300 E., 2024/431 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/99 E., 2023/187 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 28.10.2020 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama yapan sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalılar ... ile ... (... Katı Atık Şirketi) vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2023 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Rize Belediye Başkanlığına ait işyerinde 11.04.1997 tarihinden itibaren davalı işverenin değişik işyerlerinde belirsiz süreli sözleşme ile çalışmaya başlayıp temizlik işlerinde çalışırken işçi teminine yönelik yapılan hizmet alım ihalesinin ... Katı Atık Şirketi üzerinde kaldığını, işitme engelli olan davacıya bir takım belgeler imzalatılmak istendiğini, bu belgelerin toplu iş sözleşmesi ve kanun hükümlerine aykırı olduğunu, bu bağlamda iş sözleşmesinin 31.12.2009 tarihinde feshedildiğini, davacının daha sonraki aşamada 01.10.2010 tarihinde ... Katı Atık Şirketinde işe girişi yapıldığını, muvazaalı işlemler ile haklarının alındığını, yine aynı işyerinde temizlik işlerinde kesintisiz olarak çalıştığını, davacının işe girdiği tarih ile işten çıkarıldığı tarih arasında Belediye İş ve Hizmet İş Sendikası ile imzalanmış toplu iş sözleşmesi hükümlerinin bulunduğunu, davacının 11.04.1997-31.12.2009 tarihleri arasında ... Ltd. Şti., 01.01.2010-21.07.2015 tarihleri arasında ise ... Katı Atık Şirketi işçisi olarak göründüğünü, her iki alt işveren ile asıl işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, bu nedenle Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini ileri sürerek davalı Kurum ile ... Ltd. Şti ve ... Katı Atık Şirketi arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti ile fark ücret ve faizi, ikramiye ve ilave tediye alacağı ile faizi, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatili ücreti ile faizi, kıdemli işçilik teşvik primi ve faizi, ücretten bağımsız sosyal yardım ve faizi ile kırtasiye ve öğrenim yardımı, gıda, yakacak, giyim, bayram yardımı alacakları ile faizleri, fazla çalışma ücreti ve faizi, yıllık ücretli izin ve faizi, sorumluluk zammı ve faizi, gece zammı ve faizi alacakları ile kıdem tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunarak davacının muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, çalıştığı dönemlere ilişkin tüm alacaklarının işçiye ödendiğini, davacının engelli olması sebebiyle sadece gündüz vardiyasında çalıştığını, hiçbir zaman vardiyaya çıkmadığını, davacının Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Katı Atık Şirketi ile ... vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunarak davacının 01.01.2010-21.07.2015 tarihleri arasında 07.30- 16.00 saatleri arasında çalıştığını, bu süreçte hiçbir şekilde toplu iş sözleşmesine dayanan bir çalışması olmadığını, haftalık çalışmasının 45 saat olduğunu, tüm izinlerini kullandığını, emeklilik nedeniyle işten ayrılmayı talep ettiğini, davacının tüm izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı asıl işveren Belediye ile diğer davalı Şirketler ve dava dışı ... Şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, bu nedenle davacının davalı Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı alacak talepleri olan kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı yönünden ise Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi yerine davacının fesih tarihindeki ücret bordrosuna göre tespit edilen son günlük brüt ücretinin dikkate alınması gerektiği, buna göre yapılan ödemelerin mahsup edilmesi ile bakiye kıdem tazminatı alacağının bulunduğu, davacının kullanılan 125 günlük yıllık ücretli izin süresinin mahsup edilmesi ile bakiye 219 gün yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesince kararın ortadan kaldırılmasından önce davalı Şirketler yönünden verilen ret kararının davacı tarafça istinaf edilmediği, bu nedenle oluşan usuli kazanılmış hakkın korunması gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince davalılar arasında muvazaa bulunmadığına karar verilmesinin emsal Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararları gözetildiğinde hatalı olduğunu, davacının Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğini, alacakların reddinin hatalı olduğunu, kabul edilen alacakların davacının toplu iş sözleşmesine göre alması gereken son ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili; davacının kıdem tazminatı alacağının tüm dönem dikkate alınarak hesaplanamayacağını, işverence yapılan ödemelerin mahsup edilmediğini, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... ile davacının çalıştığı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının davalı Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”
3. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan işçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun
'un 1 vd. maddeleri.
4. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) "Tanımlar" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi şu şekildedir:
"Muvazaa:
1) İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesini,
2) Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile kurulan alt işverenlik ilişkisini,
3) Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya devam ettirilmesini,
4) Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını
kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemleri, ihtiva eden sözleşmeyi" ifade eder.
5. Yönetmelik'in “Muvazaanın incelenmesi” başlıklı 12 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
" Muvazaanın incelenmesinde özellikle;
a) Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,
b) Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı,
c) Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı,
ç) Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,
d) İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı,
e) Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı,
f) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,
g) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı, hususları göz önünde bulundurulur."
6. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) “Amaç” kenar başlıklı 1 inci maddesi “Bu Kanunun amacı, belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esaslarını düzenlemektir.” şeklindedir. 5393 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde belediyelerin görev ve sorumlulukları; 15 inci maddesinde belediyelerin yetkileri ve imtiyazları düzenlenmiştir. “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” kenar başlıklı 67 nci maddede ise “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” hükmü mevcuttur.
7. 5393 sayılı Kanun’un “Şirket kurulması” kenar başlıklı 70 inci maddesinde yer alan “Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usûllere göre şirket kurabilir.” hükmü ile belediye şirketlerinin normatif dayanağı ihdas edilmiştir. Belirtilen hükmün madde gerekçesinde yer alan “Madde ile bir taraftan belediyelerin hizmetlerini daha etkili, verimli ve ekonomik şartlarda sunmasına ve kaynak yaratmalarına yardımcı olmak amacıyla sermaye ortaklığı kurmasına izin verilmekte; diğer taraftan kurulacak ortaklığın belediyenin görev alanıyla ilgili olması şartı getirilerek şirket kuruluşunun disiplin altına alınması ve belediyelerin haksız rekabete yol açmalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır” açıklaması ile belediye şirketlerinin kuruluş amaçları ifade edilmiştir.
8. 5393 sayılı Kanun’un 70 inci maddesi ile uyumlu şekilde 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 26 ncı maddesinde de büyükşehir belediyesinin kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabileceği düzenlenmiştir.
9. 4857 sayılı Kanun'un 32, 59 ve 120 nci maddeleri ile mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
10. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2022 tarihli ve 2022/9-546 Esas, 2022/1345 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
"47 ... Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre ... Ltd. Şti’nin ortaklarının ..., ..., ... Belediye Başkanlıkları ile ... olduğu, ... ve ... Belediye Başkanlıklarının altışar, ... Belediye Başkanlığının yirmi dört, davalı ... Başkanlığının ise yüz on dokuz bin dokuz yüz yirmi sekiz hisseye sahip olup en büyük pay sahipliğinin davalı ... Belediyesine ait olduğu görülmüştür.
48. Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarından iş makinesi operatörü olan davacının davalı Belediyeye ait makine parkında, park ve bahçe işlerinde dava dışı ... Ltd. Şti’nin işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim belirtilen yasal düzenlemeler karşısında dava dışı şirket işçilerinin davalı Belediyenin faaliyet alanındaki işlerde çalıştırılması, emir ve talimatları davalı ... yetkililerinden alması ve davalı ... işçileri ile benzer işlerde çalıştırılmaları muvazaa kriteri olarak değerlendirilmemiştir.
49. Bu itibarla somut olayda davalı ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığı anlaşıldığından davacının muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
... "
11. Dairemizin 25.01.2023 tarihli ve 2022/13469 Esas, 2023/1368 Karar; 2022/12779 Esas, 2023/1369 Karar kararları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlgili Hukuk kısmında yer verilen yasal düzenlemeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı birlikte değerlendirildiğinde; davalı ... ile dava dışı ... Şirketi arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığının anlaşılmasına göre hüküm, usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.