Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6673 E. 2024/8351 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve sözleşmeden kaynaklanan alacakların davalılardan tahsil edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte sendika üyesi olduğu ve 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesi gereğince ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozmaya uygun kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/179 E., 2024/619 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında Ankara 47. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.09.2019-31.01.2020 tarihlerini kapsayan dönemde Posta Telefon ve Telekomünikasyon İşçileri Sendikası (...) ile alt işveren ... Tekstil İnş. Mat. Tar. Ürü. San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Şirketi) arasında imzalanan toplu iş sözleşmesine bağlı olarak ayrım işçisi olarak çalıştığını, toplu iş sözleşmesinde yer alan çocuk, yemek, taşıt ve yakacak yardım ile öğrenim yardımının ödeneceğinin düzenlendiğini, söz konusu yardımların ödenmediğini, toplu iş sözleşmesi gereği %4 oranında zamlı ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, zamlı ücret farklarının ödenmediğini, yine toplu iş sözleşmesi gereği gece çalışmalarına karşılık ücretlerin %10 zamlı olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, fazla çalışma ücretlerinin %60 zamlı olarak ödenmediğini, işçilere kasım ayında 4 günlük ücret tutarında ikramiye ödeneceği kararlaştırılmasına rağmen bu ödemenin de yapılmadığını ileri sürerek yemek, yakacak, ücret zammı, gece çalışması, fazla çalışma ve ikramiye alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ (... AŞ) vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, davacının iş sözleşmesi imzaladığı yüklenici şirketlerin çalışanı olduğunu, ... ile diğer davalı ... Şirketi arasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesine müvekkilinin taraf olmadığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçilerden olmadığını, davacının 01.03.2018-31.07.2020 tarihleri arasında ... AŞ ile imzalanan doğrudan temin sözleşmesi kapsamında çalıştığını, 15.09.2019-31.01.2020 tarihlerini kapsayan ... ile davalı Şirket arasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından toplu iş sözleşmesinin karara bağlandığını, sözleşmenin belirtilen zaman aralığında çalışan sendikalı işçileri kapsadığını, davacının imza tarihinden sonra sendikaya üye olduğunu, bu nedenle toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını, belirtilen tarih aralığında dayanışma aidatı da ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 47. İş Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli ve 2021/889 Esas, 2022/319 Karar sayılı kararı ile; davalılar ... Şirketi ile ... AŞ arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının ... AŞ'ye ait işyerinde ayrım işçisi olarak çalıştığı, davalılar arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası gereği asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, ... ile davalı Şirket arasında Yüksek Hakem Kurulunun 25.06.2020 tarihli ve 2020/45 Esas, 2020/184 Karar sayılı kararı gereği 15.09.2019-31.01.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin bulunduğu, davacının imza tarihinden önce taraf Sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.05.2023 tarihli ve 2022/3537 Esas, 2023/1782 Karar sayılı kararı ile; davacının 15.09.2019-31.01.2020 tarihleri arasındaki döneme ilişkin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmesini talep ettiği, davacının sendikaya üyeliğinin alt işverene bildirilmediği ve dolayısıyla toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı ... Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/13963 Esas, 2023/19014 Karar sayılı ilâmı ile; dosya kapsamına göre davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Sendikaya 26.06.2019 tarihinde üye olduğu, dolayısıyla 15.09.2019-31.01.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte Sendika üyesi olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesinin açık hükmü karşısında davacının davalı işyerinde uygulanan söz konusu toplu iş sözleşmesinden ayrıca bir bildirime gerek bulunmaksızın yürürlük tarihinden itibaren yararlanabileceği kabul edilerek sonuca gidilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... AŞ vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili Şirket toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığından talep konusu alacaklardan herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili temyiz dilekçesinde; davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, davacının sendika üyeliğinin müvekkili Şirkete bildirilmediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ... Şirketinin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden davacının yararlanması ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklardan davalıların sorumlu tutulmalarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası ile 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.