"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1013 E., 2024/528 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 51. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/23 E., 2021/163 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yurt dışında bulunan şantiyesinde 01.01.2011 - 03.12.2015 tarihleri arasında ambar kısım şefi yardımcısı olarak çalıştığını, son ücretinin net 2.200,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini, fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını ancak karşılığı ücretlerin ödenmediğini, belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin çalışma izninin uzatılmaması sebebiyle feshedildiğini, zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, davacının çalıştığı süre boyunca tüm ücretlerinin eksiksiz olarak ödendiğini ve davacı tarafından müvekkili Şirketin ibra edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Türk vatandaşı olan davacı işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışında çalıştırılmaya gönderilmesinde gönderen kişi ya da şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile organik bağı bulunması hâlinde uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiği, davalı tarafça Türkmenistan hukukuna ilişkin ilgili mevzuatın da sunulmadığı, davalı tarafça iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğinin ispat edilemediği, tanık beyanlarında göre davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeni ile sona erdiği, dosyada mevcut çalışma belgesi ve tanık beyanları göz önüne alındığında davacının ücretinin 2.200,00 USD olduğunun belirlendiği, tanık beyanları ile dosya içerisinde bulunan çalışma düzeni başlıklı belgeler bir arada değerlendirildiğinde davacının haftanın 6 günü 08.00-19.00 arası çalıştığı, 1 Ocak ve dinî bayramların birinci gününde çalışmasının bulunmadığı, davacının ayda iki hafta tatilinde çalışmaya devam ettiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanamayacağını, hizmet süresinin hatalı tespit edildiğini, giydirilmiş brüt ücretin hatalı belirlendiğini, net ücretin brüt ücrete hatalı çevrildiğini, davacıya ihbar tazminatının ödendiğini, kıdem tazminatının hatalı hesaplandığını, davacı ile menfaat birliği içindeki tanık beyanına itibar edildiğini, tanık beyanlarına davacı ile çalıştıkları süre dikkate alınarak itibar edilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından cevap dilekçesi ile yabancı hukuk uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmadığı, taraflar arasındaki sözleşme belirsiz süreli olduğundan davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavanı dikkate alınarak hesaplama yapılmasında hata bulunmadığı, Mahkemece aylık ücretin doğru belirlendiği ve brütleştirilmesinin Yargıtay uygulamasına uygun olduğu, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının çalışma sürelerine ilişkin iddialarını ispatladığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle benzer gerekçeleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanması gereken hukuk, fesih, kıdem ve ihbar tazminatının hesabı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücretinin ispatı ve hesabı ve davacının ücreti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 4857 sayılı Kanun’un 17, 23, 32, 41, 44, 46, 47 nci maddeleri.
4. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun (5718 sayılı Kanun) 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle ileri sürülen temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.