Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6713 E. 2024/9909 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşten çıkış kodunun düzeltilmesi ve manevi tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının işten çıkış kodunun, çıkış tarihinde yürürlükte olan genelgeye uygun olarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 26 olarak değiştirildiği, sonradan genelge ile değişen koda göre tekrar değişiklik talep edilemeyeceği ve davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinin kabul edilemeyeceği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/282 E., 2024/350 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/23 E., 2023/402 K.

Taraflar arasındaki tespit ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 15.09.2020 tarihinde işe başladığını, davalı tarafından 29.09.2020 tarihinde haksız şekilde 29 işten çıkış kodu ile işten çıkarıldığını, müvekkilinin bu sebeple kurumsal başvurularda sıkıntı yaşadığını, bu durumun müvekkilinin manevi olarak yıpranmasının yanı sıra kurumsal firmalarda daha iyi şartlarda daha iyi konum ve ücretle çalışabilecekken bu durumdan yoksun kalındığını ve bu hususun davacının maddi kaybına sebebiyet verdiğini, bu nedenle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yargılama konusu uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuğa başvurulduğunu, bu süreçte davalı tarafça işten çıkış kodunun 29'dan 26 koduna çevrildiğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedildiğini, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkilinin işten çıkış kodunun 26'ya çevrilmesinin mağduriyetini gidermediğini, yargılama konusu olayda Disiplin Kurulu kararını gerektirecek bir hâl mevcut olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için neticeten davalı işyerindeki çıkışına ilişkin düzenlenen 26 işten çıkış kodunun 48 olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 35.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 15.09.2020 tarihinde müvekkili ile iş sözleşmesi imzalayarak iletişim uzmanı/danışmanı olarak işe başladığını, iş sözleşmesinin imzalanmasından 10 gün sonra davacının bir daha işe gelmeyeceğini söyleyerek gittiğini, davacının işe gelmemesi ve yazılı bildirimde bulunmaması üzerine davalı tarafından 29.09.2020 tarihinde 26 kod ile işten çıkartıldığını, pandemi sebebiyle 23.09.2020 tarihinden itibaren kodlarda yapılan güncelleme sonucunda 26 kodun 29 kodu olarak değiştirildiğini, 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) göre 29 kod ile çıkarılma hâllerinin 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin ikinci fıkrasının ahlaka ve iyiniyet kurallarına uymayan hâller arasında sayıldığını, kodun pandemi sürecinde değiştirilmesinden dolayı müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin belirtilen tarihte davacıya en uygun olan kodu belirleyerek işten çıkartma işlemlerini yerine getirdiğini, bir kişinin hak ettiği konumda olmadığı madden ve manen yıprandığı bir durumda 2020 tarihinden 2022 tarihine kadar kodun değişmesinden kaynaklı mağduriyete uğradığını bilmesi, hiçbir yere başvuruda bulunmaması ve geçen uzun sürenin ardından dava açarak manevi tazminat talebinde bulunmasındaki amacın iyiniyetli olmadığını, müvekkilinin işten ayrılan işçilerinin değişen kodlarını takip ve kontrol etmek gibi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 15.09.2020-29.09.2020 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık gerekçesiyle davalı tarafından feshedildiği ve işten ayrılış sebebinin kod 29 olarak bildirildiği, dava açılmadan önce işverenin başvurusuyla işten ayrılış sebebinin kod 26 olarak değiştirildiği, her ne kadar davacı tarafça işten çıkış kodunun 26 olarak değiştirilmesinin davacının mağduriyetini gidermediği ve işten çıkış kodunun 48 olarak değiştirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de 26 kod numarasının, 07.10.2020 tarihinde Disiplin Kurulu kararıyla fesih olarak değiştirildiği, fesih tarihinde yürürlükte bulunan Genelge'ye göre kod 26'nın devamsızlık nedeniyle fesih olduğu, kod 48'in ise 01.04.2021 tarihli Genelge ile yürürlüğe girdiği, bu durumda, fesih tarihindeki düzenlemelere göre davacının işten ayrılış sebebinin kod 26 ile devamsızlık nedeniyle fesih olduğu ve davacının çıkış kodunun değiştirilmesine yönelik talebinin yerinde olmadığı, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ... tespit edilemediğinden manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının haksız olarak 29 işten çıkış kodu ile işten çıkarıldığını, davalı tanığı B.C'nin beyanında davacının çıkış nedeninin devamsızlık olduğunu söylediğini, davalı tanığı B.G'nin müvekkilinin 29 işten çıkış kodu ile çıkışını yaptıklarını beyanı ile doğruladığını, işten çıkış kodunun 29 olması hâlinde işverenlerin önyargı ile yaklaştığını, işe alım konusunda önyargılı davrandıklarını, müvekkilinin haksız yere işten çıkış kodu olan 29 ile tabir yerinde ise yaftalandığı, maddi ve manevi olarak yıprandığı ve zarar gördüğü sabit iken manevi tazminat talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından dava tarihindeki Genelge'ye göre fesih kodunun esas alınmamasının doğru olmadığını, davacının işten ayrılış sebebinin; dava tarihi en kötü ihtimalle ise arabuluculuk tarihindeki Genelge esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, davalının yargılama aşamasında “26- Disiplin kurulu kararı ile fesih” olgusununu ispatlayamadığını, davanın reddi hâlinde tek ve daha az ücrete hükmedilmesi gerekirken çift ve fazla vekâlet ücretine hükmedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı sebebiyle davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının işten çıkışından sonra Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) 2013/11 sayılı Genelgesi'ndeki düzenleme gereğince davacının işten çıkışının 29 kodu ile SGK'ya bildirildiği, SGK internet sayfasından ve SGK tarafından dosyaya gönderilen yazı cevaplarına göre Kurumun 29.06.2020 tarihinde Genelge ile çıkış kodlarında değişiklik yaparak 26 çıkış kodu "disiplin kurulu kararı ile fesih" iken "devamsızlık sebebiyle fesih kodu" olarak değiştirildiği, 07.10.2020 tarihli Genelge ile de tekrar 26 çıkış kodunun "disiplin kurulu kararı ile fesih" olarak değiştirildiği, 01.04.2021 tarihli Genelge ile de 2013/11 numaralı Genelge'deki 29 kodu olan "işveren tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranış nedeniyle fesih " kodu kaldırılarak 41 No.lu koddan sonra gelmek üzere 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin alt bentleri için ayrı fesih kodu oluşturulduğu, SGK tarafından gönderilen 07.06.2023 tarihli yazı cevabı ekinde davalı tarafın 13.12.2022 tarihli, davacının işten çıkış kodunun devamsızlık sebebiyle fesih olan 26 ve 48 kodu olarak değiştirilmesini talep eden iki dilekçesi bulunduğu, SGK tarafından davacının işten çıkış kodunun çıkış tarihindeki Genelge gereğince 26 olarak değiştirildiği, davacının hizmet cetveline bakıldığında; davacının davalı işyerinden çıkışının yapıldığı 29.09.2020 tarihinden sonra 21.10.2020 tarihinde işe girip 23.10.2020 tarihinde işten ayrıldığı, 01.12.2020 tarihinde tekrar işe girdiği, arabuluculuk aşamasında davacının çıkış kodunun fesih tarihinde geçerli kod olarak değiştirildiği, sonradan Genelge ile değişen koda göre tekrar değişiklik talep edilemeyeceği, dosyadaki delil durumuna göre davacının fesih kodu sebebiyle kişilik haklarının ihlal edilmiş olduğunun kabul edilemeyeceği, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 10 uncu maddesinin dördüncü bendinde "manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlenmesi dikkate alındığında, davacının manevi tazminat talebini maddi tazminat ya da parayla değerlendirilebilecek bir taleple birlikte açmadığından manevi tazminat talebi için ayrıca davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu, kararın bu açıdan düzeltilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle benzer sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesi istemine ve vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58 inci maddesi.

3. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 25 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Sigortalılığın sona ermesine ilişkin bildirimler, Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olanlar için Ek-5, (c) bendine tabi olanlar için ise Ek-5/A’da bulunan sigortalı işten ayrılış bildirgesiyle sigortalılığın sona ermesini takip eden on gün içinde e-sigorta ile yapılır. (Ek cümleler:RG-18/8/2021-31572) Sigortalı işten ayrılış bildirgesi Ek-5 ve Ek-5/A’nın açıklamalar bölümündeki işten ayrılış ve eksik gün nedenlerine ilişkin kodları belirlemeye ve bu kodlarda değişiklik yapmaya Kurum yetkilidir. Söz konusu düzenlemeler işverenlere Kurumca duyurulur."

4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.