"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1448 E., 2024/472 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/83 E., 2022/139 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı işyerinde 24.07.2020 tarihli gemiadamı belirli süreli (6 ay süreli) hizmet sözleşmesi uyarınca; 24.07.2020-06.09.2020 tarihleri arasında uzun yol kaptanı olarak çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin bitiş tarihi 23.01.2021 olmasına rağmen davalı işveren tarafından 06.09.2020 tarihinden itibaren sefere çıkartılmadığını ve haklı bir sebep olmaksızın iş sözleşmesinin sona erdiğini, işverence sürelere uyulmamasından dolayı müvekkilinin belirli süreli iş sözleşmesinin bitiş tarihine kadar bakiye süre ücreti alacağı bulunduğunu, aylık toplam ücretinin 5.500,00 USD olduğunu ileri sürerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince bakiye süre ücreti tutarında tazminat ve haksız fesih tazminatı alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirkete ait ... isimli gemide 23.07.2020-06.09.2020 tarihleri arasında uzak yol gemi kaptanı olarak görev yaptığını, davacının 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun (854 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca işveren vekili konumunda olduğunu, gemi işletmeciliği uygulamasında 6 aylık iş sözleşmesi yapıldığını, uygulamada 6 aylık bir çalışmanın söz konusu olamayacağını, yük buldukça geminin yola çıktığını, süreklilik bulunmadığını, davacının sözlü olarak istifa ederek işten ayrıldığını, işveren vekili konumunda bulunan davacının iş güvencesi hükümlerinden faydalanamayacağı, bakiye süre ücreti tutarında tazminat ve haksız fesih tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde 23.07.2020-06.09.2020 tarihleri arasında 1 ay 12 gün (42 gün) kesintisiz şekilde gemi kaptanı olarak çalıştığı, dosyaya sunulan ve taraflar arasında imzalanmış "Belirli Süreli Gemi Adamı Hizmet Sözleşmesi" başlıklı belgenin incelenmesinde; belgenin matbu bir belge olup işe başlama tarihinin 24.07.2020 tarihi olduğu, sözleşmenin bitiş tarihinin 23.01.2021 tarihi olduğu, davacının kaptan olarak çalışacağı, ... adlı geminin İzmir Sicil Limanına bağlı olduğunun görüldüğü, aylık taban ücretinin 3.207,00 USD, fazla çalışma ücretinin 1.984,83 USD, aylık izin ücretinin 308,24 USD olduğu, buna göre aylık toplam ücretinin 5.500,00 USD olduğunun belirtildiği, davacı tarafından iş sözleşmesine işveren tarafından haksız olarak son verildiği iddiasına karşın, davalı işveren tarafından davacının kendisinin işten ayrıldığı savunmasında bulunulduğu, dinlenen davalı tanıklarının da davacının işten kendisinin ayrılmak istediğini beyan ettikleri görülmekle birlikte, fesih konusunda ispat külfeti üzerinde olan davalı işverenin davacının istifa ettiğine dair herhangi bir istifa dilekçesi veya benzeri belge sunmadığı, davacının işe gelmediği ya da devamsızlık yaptığına ve iş sözleşmesinin bu sebeple feshedildiğine dair de delil sunulmadığı, davacının işi bırakıp gitmesinin ve işverenin de hiçbir belge almadan bunu kabul etmiş olmasının, işin mahiyeti ve ciddiyeti itibarı ile hayatın olağan akışına uymadığı kanaatiyle işçinin işine işveren tarafından haksız olarak son verildiği sonucuna varıldığı, davacının aylık çıplak ücretinin 3.207,00 USD olduğu, hesaplamaların bu ücret üzerinden yapıldığı, davacı vekilinin 06.10.2021 tarihli beyan dilekçesinde davacının 21.12.2020 tarihinde işe başladığını beyan etmesi karşısında bakiye süre ücretine yönelik hesaplamanın 06.09.2020-21.12.2020 tarihleri arasında 105 günlük yapılarak bu hesaplamada %30 indirim yapıldığı, haksız fesih tazminatının ise 3 aylık ücreti tutarı olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacı işçinin aylık ücretinin belirlenmesinde aylık toplam ücretin esas alınması gerektiğini, uygulamada işçi fazla çalışma yapsa da yapmasa da aylık ücretinin tam ücret üzerinden ödendiğini, bakiye süre ücreti tutarında tazminat alacağı bakımından faiz başlangıç tarihinin temerrüt tarihi olması gerektiğini
ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davacının müvekkiline ait gemide kaptan olarak çalıştığını ve işveren vekili sıfatının bulunduğunu, davacının iş sözleşmesini kendisinin feshederek gemiden ayrıldığını, 6098 sayılı Kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığını, ayrıca davacının hem bakiye süre ücreti tutarında tazminat hem de haksız fesih tazminatını aynı anda talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, alacağın döviz cinsinden ödenmesi yönündeki kararın da hatalı olduğunu savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı, dosyadaki yazı, bilgi ve belgeler, kanuni gerektirici sebepler, deliller, dosya kapsamındaki taraflar arasındaki sözleşme, sözleşmenin ilk defa yapılması ile sözleşmenin niteliği, fesih kapsamında ispat yükünün davalı işverene ait oluşu, yasal hükümler kapsamında takdiri indiriminin gözetilişi, ücrette fiili çalışmaya bağlı hususların gözetilemeyecek oluşu, sözleşmede yabancı para üzerinden ücretin belirlenişi, İlk Derece Mahkemesince delillerin toplanması ve değerlendirilmesi ve tüm dosya içeriği ile İlk Derece Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; istinaf başvuru nedenlerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın reddine karar verilmek üzere bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ile buna bağlı olarak davacının bakiye süre ücreti tutarında tazminat ve haksız fesih tazminatı talep edip edemeyeceğine, ücret miktarına ve faiz başlangıç tarihine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi, 854 sayılı Kanun'un 5 ve 7 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Gemiadamı ile işveren veya işveren vekili arasındaki iş sözleşmesinin yazılı olması, 854 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin bir gereğidir. Aynı Kanun'un 7 nci maddesi uyarınca iş sözleşmesi belirli bir süre veya sefer için yahut süresiz olarak yapılabilir. Belirli bir süre için yapılmış iş sözleşmesi kural olarak bu sürenin bitiminde sona erer. Ancak Kanun'da, sürenin gemi seyir hâlinde iken bitmesi hâline de yer verilmiş olup bu durumda iş sözleşmesinin, geminin ilk limana varmasına ve güvenlik altına alınmasına kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. Belirli sefer için yapılmış iş sözleşmesi ise, sözleşmede yazılı seferin sonunda geminin vardığı limanda yükünü boşaltmasıyla sona erer.
3. 6098 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinde belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesinin işverence haksız feshi hâlinde, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde bildirim süresine ait ücret tutarındaki tazminat, belirli süreli iş sözleşmelerinde ise bakiye süre ücreti tutarı tazminat düzenlendikten sonra, hem belirli hem de belirsiz süreli iş sözleşmelerinin işveren tarafından haksız feshinde söz konusu olan ayrı bir tazminat daha öngörülmüştür. Anılan Kanun’un 438 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre “Hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir; ancak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık ücretinden fazla olamaz."
4. Somut uyuşmazlıkta davacı, 24.07.2020 tarihli ve 6 ay süreli gemiadamı belirli süreli iş sözleşmesi çerçevesinde davalıya ait gemide kaptan olarak görev yapmıştır. Davacı taraf iş sözleşmesinin belirli sürenin bitiminden önce 06.09.2020 tarihinde işverence haksız feshedildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının sözlü olarak istifa etmek suretiyle ayrıldığını savunmuştur.
5. İlk Derece Mahkemesince fesih konusunda ispat külfeti üzerinde olan davalı işverenin davacının istifa ettiğine dair herhangi bir istifa dilekçesi veya benzeri belge sunmadığı, davacının devamsızlık yaptığına ve iş sözleşmesinin bu sebeple feshedildiğine dair de delil sunulmadığı, davacının işi bırakıp gitmesinin ve işverenin de hiçbir belge almadan bunu kabul etmiş olmasının, işin mahiyeti ve ciddiyeti itibarı ile hayatın olağan akışına uymadığı kanaatiyle iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiği sonucuna varılarak bakiye süre ücreti tutarında tazminat ve haksız fesih tazminatı hüküm altına alınmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince benzer gerekçelerle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
6. Dosya kapsamında bulunan iş sözleşmesinin süresinin 23.01.2021 tarihinde sona ereceği anlaşılmaktadır. Davacı sefere alınmayarak sözleşmesinin sona erdirildiğini iddia etmiş ise de yargılama sırasında dinlenen davalı tanıkları, davacının kendisinin işten ayrılmak istediğini beyan ederek davacının istifasına dair işveren savunmasını doğrulamışlardır. Ayrıca davalı işverence Sosyal Güvenlik Kurumuna (03) istifa çıkış kodu ile çıkış bildirimi yapıldığı da sabittir. Davacı tarafça istifa olgusunun aksini ispatlayacak herhangi bir bir delil sunulmadığı gibi tanık da dinletilmemiştir. Şu hâlde dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile davalı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde belirli süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından sürenin bitiminden önce haksız feshedildiğinin kabulü gerekmektedir.
7. İş sözleşmesinin davacı işçi tarafından feshedilmesi karşısında davacının 6098 sayılı Kanun'un 438 inci madde kapsamındaki bakiye süre ücreti tutarında tazminat ve haksız fesih tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.