Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6820 E. 2024/8221 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Daha önce aynı taraflar arasında görülen ve kesinleşen bir davanın, eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının daha önce açtığı ve temyizden feragat etmesiyle kesinleşen davanın, tarafı, konusu ve sebebi itibariyle eldeki dava ile aynı olması nedeniyle kesin hüküm oluşturduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/25 E., 2024/55 K.

DAVA TARİHİ : 23.11.2015

KARAR : Davanın usulden reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine kararın üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlık bünyesinde 30.10.1991 tarihinde geçici işçi olarak çalışmaya başladığını, 02.02.2001 tarihinde ise kadroya alındığını, kadroya alınışı sırasında geçici işçi statüsünde çalıştığı süre dikkate alınmaksızın işe yeni başlamış gibi kademe ve derece verildiğini, ücret ve diğer haklarının da yeni işe başlamış gibi değerlendirildiğini ileri sürerek öncelikle geçici işçi statüsünde geçen süreler dikkate alınarak kademe ve derecesinin tespiti ile dava tarihinden geriye dönük 5 yıl için fark ücret, yasal ilave tediye ücreti, akdi ilave tediye ücreti ve yıpranma primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, aynı konuda Ankara 19. İş Mahkemesinin 2014/967 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesin hüküm teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2017 tarihli ve 2016/480 Esas, 2017/328 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 27.02.2018 tarihli ve 2017/2924 Esas, 2018/434 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 12.01.2021 tarihli ve 2020/3637 Esas, 2021/324 Karar sayılı ilâmı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen hizmet süresinin nasıl belirlendiği, hangi görev pozisyonu dikkate alınarak bu tespitin yapıldığı hususlarının denetime açık olmadığı, ayrıca Mahkeme kararlarının infazda güçlük yaratmayacak derecede açık, net ve anlaşılır olması gerektiği, Mahkeme kararının gerekçesinde fark alacakların dayanağı olan derece kademe tespitinin gösterilmesinin de zorunlu olduğu, kararın bu yönüyle usule aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2022 tarihli ve 2021/233 Esas, 2022/165 Karar sayılı kararı ile; davacının fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark ilave tediye alacağı, fark yıpranma primi alacağının varlığını ispatladığı, bu ücretlerin ödendiğini ispat yükünün davalıya ait olduğu, davalının bunu ispatlayamadığı, davacının fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark ilave tediye alacağı ile fark yıpranma primi alacaklarına hak kazandığı, bilirkişinin raporuna göre de davacının talep edebileceği fark ücret alacağının brüt 8.322,46 TL, fark ikramiye alacağının brüt 1.655,30 TL, fark ilave tediye alacağının brüt 1.383,39 TL, fark yıpranma primi alacağının brüt 1.418,37 TL olduğu, bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve delillere uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16433 Esas, 2022/16631 Karar ilâmı ile; bozma gereğinin tam olarak ifa edilmediği ve davalı lehine oluşan müktesep hakkın gözetilmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2023 tarih ve 2023/128 Esas, 2023/397 Karar sayılı kararı ile; işyeri kayıtlarından davacının 01.01.2010 tarihi itibarıyla derece/kademesinin 5/12 olduğu, davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem hizmet süresi 2.537 gün (7 yıl 17 gün) olup toplu iş sözleşmeleri hükümleri gereği 1 tam yıl hizmet için 1 kademe ve 2 tam yıl hizmet için de 1 derece alacağının kabulü ile 3 derece ve 7 kademe eklenmek suretiyle derece kademesinin 8/19 olarak belirlendiği, bu tarihten sonra da hizmet süresi dikkate alınarak her iki tam hizmet yılı için 1 derece, bir tam hizmet yılı için de 1 kademe eklenmek suretiyle güncel derece ve kademesinin belirlendiği, düz işçi pozisyonunda çalışan davacının 08.10.2014 tarihi itibarıyla pozisyonunun büro görevlisi olarak değiştirildiği, büro görevlisi pozisyonunun derece karşılığının 3-13 olduğundan davacının bu tarih itibarıyla hizmet süresi karşılığı yeni derece ve kademesinin 11/23 olarak güncellendiği ve dava tarihi itibarıyla derece/kademesinin 11/24 olduğu, talep konusu alacaklar derece ve kademesi gereği davacıya ödenmesi gereken ücret miktarı üzerinden hesaplanmak ve yapılan ödeme tutarları mahsup edilmek suretiyle davacının bakiye fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark ilave tediye alacağı, fark yıpranma primi alacağının varlığını ispatladığı, bu ücretlerin ödendiğini ispat yükünün davalıya ait olduğu, davalının bunu ispatlayamadığı, davacının fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark ilave tediye alacağı ile fark yıpranma primi alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.09.2023 tarihli ve 2023/14962 Esas, 2023/12220 Karar ilâmı ile; davacının davalıya karşı eldeki dava ile aynı konuda Ankara 19. İş Mahkemesinin 2013/903 Esasına kayıtlı davayı açtığı ve bu davada bozmadan sonra Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararı temyiz ettiği, daha sonra 29.06.2015 tarihli dilekçesi ile de temyiz isteminden feragat etmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 06.07.2015 tarihli ve 2015/3808 Esas, 2015/23291 Karar sayılı ilâmı ile davacının temyiz isteminin reddine karar verildiği, bu durumda davacının daha sonra tarafı, sebebi ve konusu aynı olduğu anlaşılan eldeki davayı açmasının usule ve kanuna aykırı olduğu, davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafı, sebebi ve konusu aynı olan taraflar arasındaki uyuşmazlığın daha önce Ankara 19. İş Mahkemesinde açılan ve yargılaması yapılan dava dosyasında kesin hükümle sonuçlanmış olduğu gerekçesiyle kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Ankara 19. İş Mahkemesinin 2013/903 Esas sayılı dosyasında davanın usulden reddine karar verildiğini, bu kararın gerekçesinde "Davacının üyesi olduğu Sendika ile davalı işveren arasında imzalanmış bir TİS mevcuttur. Davacı sendika üyesi olmakla TİS ve geçici 4. madde tüm taraflar için bağlayıcıdır ve öncelikle uygulanmak zorundadır." denilmek suretiyle davacının varsa alacağının toplu iş sözleşmesi ve geçici 4 üncü madde uyarınca dava dışı ödenmesi gerektiğinin vurgulandığını, davalı işverene yazılı başvuruda bulunularak müvekkilinin intibakının yapılması ve toplu iş sözleşmesi uyarınca müvekkilinin alacaklarının hesaplanarak ödenmesinin talep edildiğini, taleplerinin reddedildiğini, bunun üzerine eldeki davanın açıldığını, 19. İş Mahkemesi kararının esas yönünden kesin hüküm niteliğinde olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; Ankara 19. İş Mahkemesinin 2013/967 Esas sayılı dosyasında verilen kararın eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı; buradan varılacak sonuca göre kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un 114 ve 115 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.