Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6880 E. 2024/8759 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin işverenden talep ettiği fazla mesai ücretinin hesabına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak fazla mesai ücretinin hesabını yapması ve hüküm kurması usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/82 E., 2021/222 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 25.04.2008-13.05.2014 tarihleri arasında çalıştığını, davalı işveren tarafından 13.05.2014 tarihinde gönderilen fesih bildiriminde davacının iş sözleşmesinin 13.05.2014 tarihinde feshedildiğinin belirtildiğini, feshin haklı nedene dayanmadığını, davacının normal çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 07.30-17.30 arasında olduğunu, Ekim-Mart döneminde ayda en az 4 gün saat 20.00'ye kadar, Nisan-Eylül arasında haftada en az 2 gün saat 20.00'ye kadar fazla çalışma yaptığını, 2013 yılı Ocak ayı öncesi döneme ilişkin fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, 2013 yılı Ocak ayı sonrasında ise eksik ödendiğini, 2012 yılı Temmuz ayından önce ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirkete ait işyerinin mutfak bölümünde çalıştığını, işyerinde Şirket yönetiminin değiştiğini, işlerde disiplin sağlanmaya çalışıldığından eski düzenin devamını isteyen bazı çalışanların bu duruma tavır göstererek sorun çıkarttıklarını, departman amirlerinin talimatlarını aksattıklarını, davacının son olarak sosyal medyada departman amiri hakkında kötü sözler yazdığını, bu sözlerin mutfakta konuşulduğunu, mutfak şefinin durumu yönetime bildirmesi üzerine davacının savunmasının alındığını, davacının savunması yeterli ve haklı bulunmadığından departmanda huzursuzluk yaratması nedeniyle 6 günlük süre içerisinde davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının yaptığı fazla çalışmaların karşılığının bordrolarda gösterilmek suretiyle ve imza karşılığında ödendiğini, fazla çalışmanın son bir buçuk yılda yapıldığını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışılması durumunda karşılığının bordrolarda gösterilmek suretiyle ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Salihli 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli ve 2014/634 Esas, 2015/706 Karar sayılı kararıyla; davacının ... sosyal paylaşım sitesindeki yazışmalarının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (d) bendine göre işverenin başka işçisine sataşması olarak kabul edilmesi gerektiği, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceği, davalı tarafından ibraz edilen ihtirazı kayıtsız imzalı ücret bordrolarının tümünde fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunduğu, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispat edilemediği, 2012 yılı öncesinde bordrolarda gösterilen ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkin ücretin ödenmediği, ihtirazı kayıtsız imzalı puantaj kayıtlarında çalışılan ve çalışılmayan günler belli olduğundan imzalı puantaj kayıtlarına göre ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 20.02.2019 tarihli ve 2016/5197 Esas, 2019/3847 Karar sayılı kararıyla; davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; davalı işveren tarafından düzenlenen ücret bordroları ile davacı adına düzenlenen ücret hesap pusulalarının örtüşmediğinin, brüt ücretin değiştirilmesini gerektirir bir neden bulunmaması dolayısıyla davacının brüt ücretinin aydan aya aşağı/yukarı şekilde değişik tutarlarda tahakkuk ettirilerek aynı aya ait fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti dâhil edildikten sonra tahakkuk ettirilen net ücretin birbirine yakın rakamlar olduğunun, davacının net ücretle çalıştığının, davalı işveren tarafından hazırlanan ve davacının imzası bulunan ücret bordrolarında davacıya ödenmesi gereken aylık net ücretin bir kısmının aylık ücret, kalan kısmının da fazla çalışma ücreti olarak gösterildiğinin kabul edilmesi hâlinde, davalı işveren tarafından davacıya fazla çalışma ücreti ödenmemiş olduğu sonucu ortaya çıkacağından davalı tarafından ibraz edilen puantaj kayıtlarında da çalışma saatleri gösterilmemiş olduğundan davacının fazla çalışma ücreti ile ilgili iddiasını tanık dâhil her türlü delille ispatlamasının mümkün olacağının, davacı tanık beyanlarına itibar edilmesi durumuna göre hesaplamada zamanaşımına uğramamış olan 09.09.2009-31.12.2012 tarihleri arasındaki dönemin dikkate alındığının, 2013 yılı Ocak ayından sonra eksik fazla çalışma ücreti ödendiğine dair iddia konusu ile ilgili olarak dosyadaki delil durumu itibarıyla hesaplama unsurları tespit edilemediğinden hesaplama yapılmadığının belirtildiği, 2008 yılı Kasım ayından itibaren ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku bulunduğu, bu aydan önce fazla çalışma tahakkuku bulunmadığı, fazla çalışma tahakkuku bulunan bordrolardan 2010 yılı Aralık ayına kadar olanlarda fazla çalışma miktarı varken saatin 0 olarak gösterildiği, 2011 yılından itibaren bordrolarda fazla çalışma tahakkuklarının farklı saat ve miktar olarak gösterilmiş iken aynı net ücretin tahakkuk ettirildiği, ücret bordrolarına ilişkin bilirkişi raporunda belirtilen hususlar da dikkate alındığında fazla çalışma tahakkukları olarak gösterilen miktarların ücret olarak değerlendirilmesi ve davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 19.11.2019 tarihli ve 2019/115 Esas, 2019/300 Karar sayılı kararı ile; bozma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli ve 2020/638 Esas, 2020/3151 Karar sayılı kararıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek bozma kararına uyularak fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmasının yerinde olduğu; ancak dava dilekçesindeki 2013 yılı Ocak ayı öncesi fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği, 2013 yılı Ocak ayı sonrasında ise eksik ödendiği yönündeki açıklama gözetildiğinde 2013 yılı Ocak ayından itibaren fazla çalışma ücreti alacakları hesaplanmakla birlikte dosyaya sunulan ücret bordrolarındaki fazla çalışma tahakkuklarının mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyulmasına karar verilerek bilirkişiden ek rapor alındığı, 2013 yılı Ocak ayı sonrası sonrası mahsup edilecek fazla çalışma ücretinin hesabında Mahkemenin önceki kararında hesaplanan saatlik ücretten hareketle bulunan brüt ücretin netinden ücret bordrolarındaki asgari geçim indirimi hariç net tutarın düşüldüğü, kalan kısmın fazla çalışma ücreti olduğunun kabul edildiği, mahsup edilecek fazla çalışma ücretinin 339,84 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davanın tümden reddi gerektiğini, davacının talepleri brüt miktar olmadığı hâlde brüt miktarlara hükmedildiğini, davalıya ait işyeri termal otel olduğundan genelde kış aylarında yoğun çalışıldığını, davacının talebini aşar nitelikte tüm yıl fazla çalışma yapılıyormuşcasına fazla çalışma ücretinin hesaplandığını, bilirkişi raporunda tespit edilen fazla çalışma ödemelerinin Mahkemece mahsup edilmediğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun'un 41 ve 63 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.