"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2068 E., 2024/403 K.
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 29. İş Mahkemesi
SAYISI : 2015/419 E., 2022/566 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... bünyesinde dava dışı ... Kent Hizmetleri AŞ (... AŞ) sigortalısı olarak çalıştığını, davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı hususunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) iş müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporunda tespit edildiğini, davalının raporun iptali için İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyasında açtığı davada Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun tespiti ile davanın reddedildiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde bahsi geçen muvazaa tespit raporunun iptaline ilişkin davanın kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dışı Şirket çalışanı olduğunu, müvekkili Belediye ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, zira söz konusu dava dışı Şirket ile yapılan ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na (4734 sayılı Kanun) uygun şekilde yapıldığını ve ihale konusu işlerin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesinde sayılan işlerden olduğundan üçüncü kişilere gördürülmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... ile dava dışı ... AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren ... işçisi sayılması gerektiği, bu nedenle davalının husumet itirazına itibar edilmediği, ıslaha karşı süresi içinde ileri sürülen zamanaşımı def'inin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davaya cevap dilekçesinde zamanaşımı iddiasında bulunulmadığını, sonradan ileri sürülen itirazın hakkın kötüye kullanımı olduğunu, yemek bedeli talebinin reddinin ve davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davaya cevap dilekçesi ve aşamalarda savunduğu ve dayandığı hususları tekrar ederek davacının dava dışı ... AŞ çalışanı olduğunu, toplu iş sözleşmesi olan yerde muvazaadan söz edilemeyeceğini, davacı tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, davacı tanıklarının davalı ... aleyhine açılmış aynı konuya ilişkin davalarının mevcut olduğunu, davacının davasının kısmi dava niteliğinde olduğunu, ücret alacaklarına ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, husumet nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulü yönündeki kararların hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından hakkın kötüye kullanılması hususunun dikkate alınmadığını, her bir dosyada birbirinden bağımsız olarak muvazaa olgusunun araştırılması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının ÇSGB iş müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporunun muvazaa tespiti yapılan ihale kasamında çalışan işçilerin listelerinde bulunmadığı, aksine davacının ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporuna göre davalı ile dava dışı ... İnşaat San. Tic. Ltd. Şirketi arasında yapılan ve muvazaalı olmadığı tespit edilen 27.06.2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçiler arasında olduğunun görüldüğü; bu hâlde, davacının fark alacaklarına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken muvazaa tespitine dayalı olarak karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davacının başından beri ... AŞ'de çalıştığını, kayıtlardan bu durumun anlaşılacağını, ... İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. işçisi olmadığını, muvazaa kapsamında olduğunu, emsal kararlara aykırı karar verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının tarafı olduğu asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8 inci maddesi, 5393 sayılı Kanun'un 67 ve 70 inci maddeleri.
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
4. Dairemizin 05.12.2022 tarihli ve 2022/14769 Esas, 2022/16010 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.