"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/30 E., 2024/74 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 9.583,22 TL olup bu miktarın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, karar tarihi itibarıyla İlk Derece Mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 28.250,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 22.06.2011 tarihinden itibaren davalı ... bünyesindeki Destek Hizmetleri Müdürlüğünde dava dışı ... AŞ sigortalısı olarak çalıştığını, davalı ... ile dava dışı ... AŞ arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı hususunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişlerince yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı muvazaa raporunda tespit edildiğini ve bu tespitin Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve mali alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, yemek yardımı, sosyal paket yardımı, giyim yardımı, sorumluluk primi, eğitim yardımı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsi geçen muvazaa tespit raporunun iptaline ilişkin davanın kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dışı Şirket çalışanı olduğunu, müvekkili Belediye ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, zira söz konusu dava dışı Şirket ile yapılan ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhaleleri Kanunu'na (4734 sayılı Kanun) uygun şekilde yapıldığını ve ihale konusu işlerin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesinde sayılan işlerden olduğundan üçüncü kişilere gördürülmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2019 tarihli kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşmiş muvazaa tespiti nedeniyle davacının dava dışı Şirket nezdinde geçen çalışmaları yönünden başlangıçtan itibaren davalı Belediyenin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle ıslah zamanaşımı def'i de dikkate alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesinin 14.09.2022 tarihli kararı ile; davacının 22.06.2011 tarihinden dava tarihine kadar dava dışı Şirket sigortalısı olarak davalı işyerinde çalıştığı, davacının başka bir alt işveren nezdinde çalışmasının bulunmadığı, davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı hususunda kesinleşmiş yargı kararının bulunduğu, bu sebeple muvazaa kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi değerlendirmesinin yerinde olduğu; davanın kısmi dava olduğu dikkate alındığında davalı tarafça süresi içerisinde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınmasında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.12.2022 tarihli ilâmı ile; davacının çalıştırıldığı hizmet alım sözleşmelerinin türü ve süresi netleştirilerek ve 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı muvazaa tespitine dair müfettiş raporu tüm ekleri ile birlikte kül hâlinde kapsama alınarak kesinleşen muvazaa tespiti dışında kalan davaya konu dönemler bakımından, söz konusu dönemlere ilişkin ihalenin kapsamı tespit edilerek ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 5393 sayılı Kanun’un 67 nci maddesi, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun (5216 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi ile 11.09.2014 tarihli ve 29116 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun (6552 sayılı Kanun) ile 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun (4735 sayılı Kanun) 8 nci maddesinde yapılan değişiklikler de dikkate alınarak her ihale dönemi için davalı ... ile dava dışı Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığının tespiti ile sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda hizmet alım sözleşmeleri, teknik ve idari şartnameler kapsama alınarak İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2014/468 Esas ve 2015/225 Karar sayılı ilâmı ile kesinleşen müfettiş raporuyla muvazaaya dayalı olduğu tespit edilen sözleşme dönemleri dışında kalan dönemler açısından yeniden değerlendirme yapılmış olup kapsama alınan bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda, davacının sendika üyelik tarihi de dikkate alınmak suretiyle 01.10.2011-20.06.2012 tarihleri arasında muvazaaya dayalı taleplerinin yerinde olduğu kanaatine varılarak dava ve ıslah zamanaşımına uğramayan alacak talepleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; bozma ilâmında yer alan her bir ihale döneminin muvazaaya dayalı olup olmadığının ayrı ayrı değerlendirilmesine ilişkin bozma sebebinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin aynı konuya ilişkin diğer içtihatlarıyla çelişir nitelikte olduğunu, çalışma ve bağlı olunan şirketlerde bir değişiklik olmadığında tekrar tekrar muvazaa incelemesi yapılmasına gerek olmadığını, muvazaanın sonraki dönemlerde de kabul edilmesi gerektiğini; ayrıca ... Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan ... Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletmesi Müessesesi (EGO) Genel Müdürlüğüne açılmış aynı içerikte bir davanın yargılama süreci sonunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen 21.06.2023 tarihli ve 2023/9-88 Esas, 2023/685 Karar sayılı ilâmda belirtilen hususlar dikkate alındığında taraflar arasındaki muvazaalı ilişkinin 02.01.2018 tarihine kadar devam ettiğinin kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte dahi belirli bir uzmanlıktan ve hukuksal bağımsızlıktan yoksun olan dava dışı ... AŞ şirketinin yönetim hakkının davalı ... tarafından kullanıldığını, ilgili dava dışı Şirketinin durumunda bugün dahi bir değişme meydana gelmediğini; ayrıca muvazaalı işlem hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağından ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hâle gelmeyeceğinden, zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı kalınmaksızın her zaman talepte bulunulabileceği dikkate alınmadan İlk Derece Mahkemesince zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının tarafı olduğu asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve zamanaşımı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6552 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri, 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kanun'un 8 nci maddesi, 5393 sayılı Kanun'un 14 üncü ile 67 nci maddeleri, 5216 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi dâhil ilgili hükümleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası ile 32 nci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE ,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.