"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2062 E., 2023/4166 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 44. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/229 E., 2022/87 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; değişen alt işverenler nezdinde çalışan davacı ve aynı durumdaki diğer işçilerin asıl işveren davalıya karşı muvazaa iddiası ile dava açtıklarını, bu davalarda verilen muvazaanın tespitine dair kararların Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, böylece davacının başlangıçtan itibaren davalı asıl işverenin işçisi sayılarak üyesi olduğu Türkiye ... İşçileri Sendikası (... İş Sendikası) ile davalı ... arasında imzalanan toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılması gerektiğini, işbu davadaki alacak taleplerinin 2019 yılına ilişkin olduğunu ileri sürerek ücret farkı, ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, giyim, kira ve aydınlatma yardımı, iş riski primi, fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dışı ... Tekstil Makine Sağlık Hizm. Bil. İlaçlama Tem. İnş. Gıda İnsan Kayn. ve Taahhüt Otomotiv Tic. San. Ltd. Şti. (... Limited Şirketi) işçisi olduğunu, davalı Kurumun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na göre bu Şirketten hizmet satın aldığını, bu nedenle davanın anılan Şirkete ihbarını talep ettiklerini, asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa işi alan işverenin alt işveren değil bağımsız işveren olarak sayılması gerektiğini, ayrıca işyerinde verilen hizmetle veya yapılan üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda ortada iki bağımsız işveren bulunacağını, somut olayda emir ve talimatların Şirketin kendisi tarafından verildiğini, vardiya listesinin, giriş çıkış ve puantaj kayıtları Şirket tarafından düzenlenip davalının sadece ihale makamı olarak denetim yükümlülüklerini yerinde getirdiğini, belirtilen sebeplerle talep edilen alacakların tamamından dava dışı Şirketin sorumlu tutulması gerektiğini, faiz talebinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının numune alma işçisi olarak çalıştığı, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu ve davacının baştan itibaren davalı Kurumun işçisi olduğu, davacının çalıştığı Şirket ile davalı Kurum arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna yönelik kararların Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onandığı, dosya kapsamına göre davacının davalı işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği, davalı Kurumun zamanaşımı def'i de dikkate alınmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir mahiyette olduğu gerekçesiyle fark fazla çalışma ücreti alacağı reddedilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının dava dışı Şirket işçisi olduğunu, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, ihale sözleşmesinin muvazaalı olmadığını, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını, ücret ve ikramiye alacaklarında işletme kredisi faizine hükmedilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı davalı ile dava dışı Şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında dava dışı Şirket işçisi olarak çalışmış ise de asıl iş kapsamında çalıştığı, asıl işin bir bölümünün işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren durumda alt işverene verilebileceği, bu koşulun somut olayda bulunmadığı, davalı ile dava dışı Şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğu, konuya ilişkin emsal kararların bulunduğu (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/8918 Esas, 2021/950 Karar sayılı kararı), davacının dosya kapsamına göre davalının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olduğu, hükmedilen faiz türlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ile ihbar olunan Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığına, davacının davalı asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağına, alacakların hesap dönemi ile alacaklara işletilen faizin türü ve başlangıç tarihlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 32 ve 34 üncü maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. Maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri, 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (g) bentleri ile 4 ve 11 inci maddeleri ve 12 nci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Dairemizin 17.10.2022 tarihli ve 2022/13480 Esas, 2022/12661 Karar sayılı kararında da Dairemizin muvazaanın varlığı durumunda işçinin gerçek işveren tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşulları şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Somut uyuşmazlıkta olduğu gibi asıl alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının ya da geçerli olarak kurulmadığının ve işçinin çalışma süresinin en başından itibaren asıl işverenin işçisi olduğunun belirlendiği durumlarda; işçi, toplu iş sözleşmesinin imza tarihinde yetkili sendikaya üye olsa da gerçek işveren olan asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi; ancak taraf sendika üyeliğinin gerçek işverene bildirildiği tarihten itibaren mümkündür. Somut uyuşmazlık dönemi için davacının sendika üyeliği, toplu iş sözleşmesinin tarafı Sendika tarafından davalı Belediyeye bildirilmediği gibi davacının da toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebi ile davalı Belediyeye bir başvurusu olmamıştır.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında yer verilen Daire ilkesine uygun olarak davacının sendika üyeliğinin toplu iş sözleşmesinin tarafı ... İş Sendikası tarafından davalı Kuruma bildirildiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.