Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6988 E. 2024/8714 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçi tarafından açılan kıdem ve ücret alacakları davasında, işçinin daha önce açtığı işe iade davasındaki işe başlama talebinin samimi olup olmadığı ve bu durumun eldeki davayı etkileyip etkilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin işe iade davasında işe başlama talebinin samimi olmadığına dair Yargıtay tarafından onanmış kesin karar bulunması ve bu kararın, işçinin işe iade talebinin geçersizliğini ortaya koyarak fesih işlemini geçerli hale getirmesi ve boşta geçen süre ile kıdem tazminatı taleplerinin reddini gerektirmesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/962 E., 2024/144 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 21.02.2001-15.06.2011 tarihleri arası aylık 15.000,00 Amerikan doları (USD) ücretle çalıştığını, İstanbul 8. İş Mahkemesinin 15.12.2011 tarihli ve 2011/815 Esas, 2011/831 Karar sayılı kararı ile davacının işe iadesine karar verildiğini, Yargıtay tarafından kararın onandığını, yasal süresi içerisinde işe başlama başvurusunun yapıldığını, bu talebinin kabul edildiğini, davacının insan kaynaklarına başvuru yapması gerektiğinin ihtar edildiğini, davacının işe başlamak için işyerinde hazır bulunduğunu, ancak davalı işverenliğin işe başlatma konusunda samimi olmadığını, davacının bunun üzerine 4 aylık iş güvencesi tazminatı ve fazla çalışma ücretleri için dava açtığını, İstanbul 14. İş Mahkemesinin 2013/190 Esas sayılı dosyasında iş güvencesi tazminatı açısından davanın kabulüne karar verildiğini, bu dosyada düzenlenen 2 ek ve 2 kök raporun tamamında davalının işe başlatma konusunda samimi olmadığı sonucuna ulaşıldığını beyanla bakiye kıdem tazminatı ve ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının gerçek iradesinin işe başlamak olmadığını, davacının işe başlamak için talepte bulunduğu sırada dava dışı işveren nezdinde çalışmasının devam ettiğini ve bunun davacının işe başlama iradesinin bulunmadığını gösterdiğini, davacının işe başlamak için koşul ileri sürdüğünü, ücretinin 15.000,00 USD olduğuna ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2018 tarihli ve 2017/118 Esas, 2018/374 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 26.05.2021 tarihli ve 2018/2967 Esas, 2021/1106 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.06.2021 tarihli ve 2021/8239 Esas, 2021/14476 Karar sayılı kararı ile; davacının 29.01.2013 tarihinde davalıya karşı açtığı davanın sonucunun eldeki dava yönünden verilecek hükmü etkileyecek nitelikte olduğu ve söz konusu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğine yönelik olarak kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bekletici mesele yapılan dosyada davacının işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı gerekçesi ile dava konusu iş güvencesi tazminatının reddine karar verildiği, dosya kapsamında davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığına dair Yargıtay tarafından onanmış kesin karar bulunduğu, buna göre işe iade davasında geçersizliği tespit edilen feshin geçerli hâle geldiği ve işe iadenin sonuçlarından olan dava konusu boşta geçen süre alacağı talebinin reddi gerektiği, yine boşta geçen süre alacağı bulunmadığından buna ilişkin 4 aylık sürenin de davacının kıdeminden sayılamayacağı ve fark kıdem tazminatı talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, bekletici mesele yapılan dosyada davacının samimi bir işe başlama isteği olmadığı yönünde verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının samimi bir işe başlama isteği olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.