"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/495 E., 2024/521 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nallıhan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2018/87 E., 2021/394 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30.12.2014 tarihinde Park Termik Elektrik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde maden sahasında yer altında tahkimatçı ünvanıyla işçi olarak çalışmaya başladığını, işyerinde 02.04.2017 tarihinde iş kazası yaşandığını ve müvekkilinin sağ omuzundan yaralandığını, birtakım ameliyatlar geçirdiğini, uzunca bir süre çalışamadığını, müvekkilinin omuz gücü gerektirmeyen başka bir bölüme geçmeyi talep ettiğini ancak talebinin kabul edilmediğini, aynı bölümde ağır şartlarda çalışması üzerine 20.10.2017 tarihinde ikinci kez ameliyat olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeniyle sürekli iş gücü kaybına uğradığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin henüz 45 günlük sağlık raporu devam ederken 25.12.2017 tarihinde davalı işvereni tarafından "çıkış kod 28: işveren tarafından sağlık nedeniyle fesih" olarak gösterilerek haksız şekilde feshedildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesi feshedildikten sonra işsizlik ücreti almak için Türkiye İş Kurumuna (İŞKUR) başvurduğunu, İŞKUR tarafından bu başvurusunun iş sözleşmesinin fesih tarihinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olma şartı sağlanamadığı gerekçesiyle reddedildiğini, yapılan araştırmada davalı işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) müvekkilinin ücretli izinli olduğu 16.09.2017 tarihinin "işyerine mazeretsiz olarak devamsızlık" şeklinde bildirildiğinin ve bu sebeple hizmet süresinin 1 gün eksik göründüğünün anlaşıldığını, müvekkilinin sağlık raporunun son gününün 15.09.2017 tarihi olduğunu, ağrılarının devam etmesi üzerine müvekkilinin 16.09.2017 tarihinde Şirket doktoruna başvurduğunu, Şirket doktoru tarafından kendisine 17.09.2017 Pazar günü için rapor verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin 16.09.2017 tarihli ücretli izin kâğıdını doldurduğunu, işyerine gidebilecek durumda olmadığından iş arkadaşı G.T. vasıtasıyla izin kâğıdını Şirket yetkilisine imzası karşılığı ilettiğini, müvekkilinin 18.09.2017 günü tekrar hastaneye gittiğini ve kendisine 30 günlük heyet raporu verildiğini, bu tarihten sonra da müvekkilinin birtakım ameliyatlar geçirdiğini ve 45 günlük sağlık raporu devam ederken işveren tarafından 25.12.2017 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek müvekkilinin 16.09.2017 tarihinde ücretli izinli olduğunun, devamsız olmadığının, 16.09.2017 tarihinin çalışılmış sayılan günlerden olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı işyerinde 30.12.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, 02.04.2017 tarihinde iş kazası geçirdiğini, davacıya başvurusu üzerine muhtelif tarihlerde doktor raporu verildiğini, davacının 06.09.2017 tarihinde doktora başvurduğunu ve doktor tarafından davacıya 10 gün rapor verildiğini, raporun bitiş tarihinin 15.09.2017 Cuma günü olduğunu, davacının çalışma günü olan 16.09.2017 tarihinde işyerine gelip işe başlamadığı gibi işvereni de haberdar etmediğini, 16.09.2017 Cumartesi günü davacının herhangi bir sağlık kurumuna başvurusu bulunmadığını, cumartesi günlerinde özel sağlık kuruluşlarının açık olduğunu, davacının 18.09.2017 tarihinde 17.09.2017 tarihi için bir günlük izin talebinde bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i, hak düşürücü süre, derdestlik, yetki, husumet itirazlarının bulunduğunu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince müvekkili Kurumun davalı sıfatının fer'î müdâhil olarak düzeltilmesi gerektiğini, işçilerin sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar toplam prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren kayıt ve belgelerin Kuruma bildirilmesi mecburiyetinin işverene ait bir yükümlülük olduğunu, bildirilmeyen kayıtlar için müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili Kurum dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının işe gelmediğine dair tutanağın 17.09.2017 tarihli olarak düzenlendiği ve davacının 16.09.2017 tarihinde izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın işe gelmediğinin belirtildiği, tutanağın nezaretçi N.T. ve vardiya amiri S.U. tarafından imzalandığı, N.T'nin duruşmada beyanının alındığı, davacı vekilinin iddia ettiği olaya ilişkin günlük izin formunun bir örneğinin Mahkemeye sunulduğu, yeşil renkli olan günlük izin formunda izin talep edenin davacı ... olduğu, ayrılış tarihinin 16.09.2017 tarihi olarak belirtildiği, servis amiri kısmında imza bulunduğu, ''N'' harfinin okunduğu, başka bir amirin imzasının bulunmadığı, davacı vekilince 15.10.2020 tarihli duruşmada izin formuna N.T. tarafından ''N'' yazarak paraf atıldığının belirtildiği, tanık N.T'nin 14.10.2021 tarihli duruşmada alınan beyanında davacının kendi çalışanı olduğunu, 16.09.2017 tarihli davacının işe gelmediğine dair tutanağı kendisinin tuttuğunu, vardiya amiri S.U'nun da imzası bulunduğunu, tutanak tarafına gösterildiğinde imzasının kendisine ait olduğunu, davacının o gün habersiz işe gelmediğini, 16.09.2017 tarihli günlük izin formundaki servis amiri yazan kısmın altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, imzasında büyük ''T'' harfi bulunduğunu, kesinlikle bu imzanın kendisine ait olmadığını, G.T'nin kendisine evrak teslim ettiğine dair birşey hatırlamadığını, günlük izin formu süresinde ibraz edilmiş olsa tutanak tutmayacaklarını, günlük izin formunda çift imza olması gerektiğini, iki nezaretçi veya bir nezaretçi, bir vardiya amirinin imzasının bulunması gerektiğini beyan etmiş olması karşısında davacı her ne kadar 16.09.2017 günü izin formunu düzenleyip gönderdiğini beyan etmiş ise de hangi saatte düzenlendiğinin belirtilmemiş olması, izin formunun düzenlenmesinin dahi tek başına yeterli olmayacağı, yasal mevzuat çerçevesinde usulüne uygun şekilde önceden işverene ibraz edilmesi, işverenin de izin talebini uygun bulması gerektiği buna ilişkin delil bulunmadığı, tanık G.T'nin beyanlarının çelişkili olması neticesinde davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin 16.09.2017 tarihinde izinli olduğunu ve izin formunun yetkili N.T'ye teslim edildiğini, sunulan izin formunun aslının N.T. tarafından imzalandığını, tanıkları G.T'nin beyanında hem davacıya ait izin talep kâğıdını hem de davacıya ait raporları teslim ettiğini beyan ettiğini, teslim ettiğini beyan etmiş olduğu raporlar işleme alındığından söz konusu günler için müvekkili hakkında devamsız kaydı işlenmediğini, sadece izin talep ettiği güne ilişkin olarak devamsız kaydı işlendiğini, bu durumun dahi davacı tanığının beyanlarının gerçek olduğunu gösterdiğini, müvekkili kanunen yükümlü olduğu şekilde izin formunu işverene ilettiyse de tanık N.T'nin işini gereği gibi yerine getirmemesinden dolayı müvekkilinin işsizlik aylığı başvurusunun reddedildiğini, tanık N.T'nin davalı işyerinde çalışmaya devam ettiğini, beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin söz konusu bir günlük devamsızlık nedeniyle işsizlik aylığı alamadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı 16.09.2017 tarihinde aslında ücretli izinli olduğunu ancak işverence devamsız olarak gösterildiğini, prim ödeme gün sayısının eksik gösterildiğinden işsizlik ödeneğinden yararlanamadığını ileri sürmüş ise de tanık N.T'nin davacının habersiz işe gelmediğini, sunulan izin kâğıdındaki imzanın kendisine de ait olmadığını belirttiği, tanık G.T'nin beyanlarının çelişkili olduğu, davacının 16.09.2017 günü için ücretli izin verildiğini somut ve inandırıcı delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 16.09.2017 tarihinde ücretli izinli olup olmadığına ve buna göre SGK kaydının düzeltilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4447 sayılı sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.