Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7321 E. 2024/9499 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı kurumdan ihale ile iş alan yüklenici firma bünyesinde çalışırken, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalı kurumdan talep edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurum ile yüklenici firma arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, asıl işverenin alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu ve davacının da toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu gözetilerek, davalı kurumun toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan sorumlu tutulması ve ilk derece mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/600 E., 2023/790 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Enerji Su ve Gaz İşçileri Sendikasının (... Sendikası) üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde alt işverenler bünyesinde çalıştığını, Yüksek Hakem Kurulunun 06.11.2018 tarihli ve 2018/1066 Esas, 2018/1825 Karar sayılı kararı ile 01.04.2018-31.03.2020 tarihleri arasında yürürlüğü bulunan toplu iş sözleşmesinin işyerinde uygulanmaya başlandığını; ancak belirtilen toplu iş sözleşmesi hükümlerinden davacının yararlandırılmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ikramiye, yakacak yardımı, bayram yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın iş bölümü, tahkim, yetki, derdestlik, görev, kesin hüküm, husumet, dava şartı noksanlığı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini, davacı ile aralarında iş ilişkisi bulunmadığını, davalının toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığını, davalı açısından bağlayıcı olmayacağını, işçilerin mali ve sosyal hakları (izin, kıdem tazminatı, izine ayrılmaları, vs.) özlük haklarının ihbar edilen firmanın sorumluluğunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli kararıyla; davacının dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı tarafından hizmet alım işinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiği, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre asıl işverenin kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu, davacının talep ettiği döneme ilişkin zamanaşımına uğrayan bir alacağının bulunmadığı, davacının sendika üyesi olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 37 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre toplu iş sözleşmesi uygulanan işyerlerinde işverenin değişmesinin toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına bir etkisinin bulunmadığı, davacının ibraz edilen belirli süreli iş sözleşmelerinde açıkça brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlasının ödeneceğinin kararlaştırıldığı, iş sözleşmesine uygun şekilde tespit edilen ücretlere toplu iş sözleşmesinde belirlenen tarihlerde ve belirlenen oranda ücret zamları uygulanarak fark alacakların hesaplandığı, dosyada bulunan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 02.03.2023 tarihli kararıyla; davacının davalıya ait işyerlerinde davalıdan ihale ile iş alan yüklenici firmalar nezdinde işletme teknisyeni olarak çalıştığı, davacının dava tarihi itibarıyla davalıya ait işyerlerinde çalışmasına devam ettiği, davalı ... tarafından hizmet alım ihalelerinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi gereğince yapıldığı, davacının somut olayda uygulanması gereken, Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığınca bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden önce ilgili işçi sendikasına üye olduğu, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi uyarınca toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren davacının bu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği, davacının söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığı, davacıya anılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hak ve alacaklarının ödenmediği, davalı ile davalıdan ihale ile iş alan yüklenici firmalar (gerçek ve/veya tüzel kişiler) arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, asıl işveren olan davalının 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası gereğince davacının alacaklarından sorumlu olduğu, davacının talep edilen alacaklara hak kazandığı, hesaplamalarda hata bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.09.2023 tarihli kararıyla; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile 03.03.2020 son tutanak tarihi ile hesaplama yapılan 31.03.2020 tarihi arasında kalan dönem için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı; ile bozma ilâmı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davalı ... Müdürlüğünün ihale makamı konumunda bulunduğunu, davacının çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini, aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki fiyat farkından kaynaklı ödemelerin bu madde kapsamındaki işlere ilişkin olduğunu, kendilerinin ihale ettiği işlerin ise 62 nci madde kapsamında yer almadığını, davalı Kuruma toplu iş sözleşmesinden kaynaklı müteselsil sorumluluk yüklenemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile talep edilen alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Kanun'un 37 ve 39 uncu maddeleri, 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.