"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/703 E., 2024/192 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tespit ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... (...) Rektörlüğü bünyesinde yurt görevlisi danışma personeli olarak çalıştığını, ancak alt işveren Şirket çalışanı olarak gösterildiğini, bu işlemin muvaazalı olduğunu, davacının muvazaa nedeniyle başından beri davalı ... çalışanı sayılması gerektiğini, bu nedenle ödenmeyen ve eksik ödenen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek ücret fark alacağı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacakları ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, davacının talep ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalının ihale makamı olduğunu, müvekkili ile ihale alan Şirketler arasında muvazaa bulunmadığını, yapılan işin asıl iş olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandırılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2022 tarihli kararı ile; davacının çalıştığı işte davalı işverenin kadrolu çalışanlarının bulunduğu, aynı işi yaptıkları, davalı Kurumun imkanlarından (servis, yemek vs.) yararlandıkları, çalışma saatleri, çalışma koşulları, çalışma yerlerinin davalı Kurum tarafından belirlendiğinin tüm dosya kapsamı ve alınan tanık beyanları ile sabit olduğu, davacının muvazaalı şekilde çalıştırıldığı, uygun ve yeterli bulunan gerekçeli bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2023 tarihli kararı ile; hizmet alımının muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin tamamından faydalanması için tek başına yeterli olmadığı, davacının sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilmemesi nedeniyle, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığı, işçinin sendikasız çalışan emsal işçi ücretine göre hesaplanan ve hüküm altına alınan ilave tediye ve ücret fark alacağına hak kazandığı, Mahkemenin muvazaa tespiti ile alacakların kısmen kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 01.11.2023 tarihli ilâmı ile; tarafların diğer itirazlarının reddine, davacı 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arasındaki dönemde, hizmet alım sözleşmesine uygun şekilde çalıştırıldığından davalı Kurum ve dava dışı alt işveren Şirket arasındaki ilişkinin Kanuna uygun olarak kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı, bu nedenle 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arasındaki ihale döneminde davacının muvazaa nedeniyle kabul edilen alacaklarının reddi gerektiği, kabule göre de; dava dilekçesinin davalıya tebliğine ilişkin belge dosya ve UYAP kapsamında bulunamadığından davalının cevap dilekçesinin ve dolayısıyla zamanaşımı def'inin süresinde sunulup sunulmadığı hususunun da değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının cevap dilekçesinin süresinde sunulduğu tespit edilerek ve 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arasındaki dönem dışlanarak re'sen yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kararın gerekçesiz olduğunu, davalının cevap dilekçesi ve delillerini süresinde sunmadığını, reddedilen kısımlar bakımından kararın hukuka aykırı olduğunu, kabul edilen kısımlar bakımından da eksik karar verildiğini, davacının başından beri davalının işçisi olarak çalıştığını, ücret alacağı ve ilave tediye alacağının eksik hesaplandığını, faiz ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün hatalı olduğunu belirterek davanın tamamen kabulü istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; müvekkili Kurumun dava konusu olayda ihale makamı olduğunu, işveren olmadığını, sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı döneme ilişkin alacaklarını dava dışı Şirketlerden talep etmesi gerektiğini, borca ve faize itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Kurum ve dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesine göre bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu ve özellikle emsal olmayan işçinin bordrosu esas alınarak hesaplama yapılması hatalı ise de bu hususun açıkça temyiz konusu yapılmamış olmasına göre kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.