"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1999 E., 2024/498 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/779 E., 2022/303 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının Rusya'da bulunan şantiyesinde Amur projesinde 06.06.2019-11.07.2020 tarihleri arasında boru montaj saha sorumlusu olarak çalıştığını, iş bitimi sebebiyle işten çıkarıldığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini, davacının ücretinin 3.200,00 USD olduğunu, 3 öğün yemek ve barınmanın davalı tarafından sağlandığını, davalı firmanın her ne kadar yabancı ülkede faaliyet gösterse de işçilik alacakları yönünden Türk kanunlarına tâbi olduğunu, yurt dışında aylık 250,00-300,00 USD avans alan davacının geri kalan ücretinin bankaya yatırıldığını, müvekkilinin sabah saat 07.30'da çalışmaya başlayıp akşam 20.00-22.00 saatlerine kadar çalıştığını, bu çalışma şeklinin haftada 7 gün sürdüğünü, davacının tüm hafta tatili günlerinde çalıştığını, karşılığı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacı ile davalı arasında doğrudan ya da dolaylı olarak hiç bir surette iş ilişkisi kurulmadığını, aralarında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacıya davalı Şirket adına herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı ile davalı Şirket arasında organik herhangi bir bağ bulunmadığını, davacının sadece yurda giriş çıkışlarına dayanarak hizmet iddiasının ispat edilemeyeceğini, hizmete ilişkin ispata yarar herhangi bir delil bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının iş sözleşmesinin işverence sonlandırıldığı, davalı tarafından haklı fesih olgusunun ispatlanamadığı ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, dava dışı Piramit Endüstriyel İmalat Montaj Taah. ve Tic. Ltd. Şti.ne (Piramit Endüstriyel Şirketi) ait çalışma belgesinde davacının işten ayrılışının iş bitimi şeklinde kayıtlı olduğu, dava dışı bu Şirket ile davalı Şirket arasında herhangi bir ilişki bulunup bulunmadığı hususunda her iki Şirkete de müzekkere yazıldığı, dava dışı Piramit Endüstriyel Şirketi tarafından davalı ile arasında herhangi bir alt işveren sözleşmesi bulunmadığının belirtildiği; ancak davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen beyan dilekçesinde; davalı Şirketin Amur bölgesinde iş yaptığına dair bir görselin bulunduğu, bunun dışında davacının şantiye şefi olan Z.M. isimli kişinin sosyal paylaşım sitesinden alınan deneyim yazısında ... AŞ de Amur-Rusya'da Aralık 2018-Temmuz 2020 tarihleri arasında çalıştığının yazılı olduğu, davacının çalışma belgesi ve yaka kartı asıllarının dosyaya ibraz edildiği, dava dışı Piramit Endüstriyel Şirketine ait sosyal medya hesabından alınan sertifika örneğinin sol üst köşesinde Renaisance ünvanının bulunduğu, dava dışı Piramit Endüstriyel Şirketi ile davalının yurt dışı Şirketi olan Renaisance arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, somut olaya Türk hukukunun uygulandığı, davacının en son aldığı ücretin net 3.200,00 USD olduğu, davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili günlerinde çalıştığını tanık deliliyle ispatladığı ve bu alacaklara %30 indirim uygulandığı zamanaşımına uğrayan bir tutarın bulunmadığı gerekçesiyle hükme elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, organik bağ sınırının aşıldığını, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanamayacağını, mutad işyeri hukuku uygulanması gerektiğini, hizmet süresinin hatalı belirlendiğini ... kayıtlarına göre hüküm kurulamayacağını, ücretin brüte çevrilmesinin hatalı olduğunu, Rusyada çalışan işçiler için Sosyal Güvenlik Kurumu primi yatırılmadığını, görgüye dayalı bilgisi olmayan tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, hayatın olağan akışına aykırı çalışma iddiasının kabul edilemeyeceğini, alacakların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı nezdindeki çalışmasının Rusya'da geçtiği, cevap dilekçesinde uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanacağına ilişkin bir beyan bulunmadığı, Türkiye İş Kurumundan gelen cevapta taraflar arasında düzenlenmiş yurt dışı hizmet sözleşmesi bulunmadığının bildirildiği, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı, tanıkların davalı Şirketin Amur'daki rafineri inşaatı şantiyesinde beraber çalıştıklarını bildirdiği, dosyaya sunulan internet çıktılarının bu beyanları desteklediği, davalı ile dava dışı Rusya'daki çalışmaların yürütülmesi için kurulan ... arasında organik bağ bulunduğuna ilişkin kesinleşen yargı kararları dikkate alındığında husumet ve organik bağa ilişkin istinaf sebebine değer verilmediği, ücretin brütleştirilmesi ve alacakların belirlenmesinin dosya kapsamı ve emsal kararlar ile uyumlu olduğu, hafta tatili ve fazla çalışma iddialarının ispatlandığı, bu alacaklara %30 indirim uygulanarak kabul kararı verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; yabancı hukuk itirazlarının bulunmadığını, Türk hukuku uygulanarak davanın reddini talep ettiklerini, davacının müvekkili Şirket nezdinde çalışmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının hizmet süresini, iddialarını ispat edemediğini, yurt dışında çalışan bir işçinin çalışma süresinin sadece ... kayıtları ile ispat edilemeyeceğini, davacının çalışmaları yurt dışında geçtiğinden net ücretin brüte çevrilemeyeceğini, davacının belirli süreli bir projede çalıştığını süre dolunca iş ilişkisinin kendiliğinden son bulduğunu, kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamayacağını kıdem tazminatının döviz olarak talep edilemeyeceğini, görgüye dayalı bilgisi bulunmayan davacı tanıklarına göre hesaplama yapılamayacağını, davacının çalışma koşullarına dair iddiası ve tanık beyanlarının kabul edilemeyeceğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirket bünyesinde ödenmeyen alacağı bulunmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk, husumet, zamanaşımı, hizmet süresi, ücretin brütleştirilmesi, davacının dava konusu alacak kalemlerine hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 ve 27 nci maddeleri.
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 46 ve 63 üncü maddeleri ile ek 3 üncü maddesi, aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgiliye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.