Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7898 E. 2024/12865 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan şirkette çalışan davacının işçilik alacakları davasında dava şartının olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 675 sayılı KHK'nın 16. maddesi uyarınca, kapatılan şirketlere karşı 17.08.2016 tarihinden sonra açılan davalarda dava şartı yokluğu bulunduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 23.08.1996 tarihinde yemek ve temizlik işçisi olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği 23.08.2016 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, işyerinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılarak davalı Kuruma devredildiğini, bankaya yatan son ücretinin 1.785,00 TL olduğunu, ek olarak 500,00 TL elden ödeme yapıldığını, fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını ancak bu çalışmaları karşılığı hak ettiği ücretlerinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine ve Maliye bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının hiçbir belge sunmaksızın ... Defterdarlığı Millî Emlak Müdürlüğünden alacak talebinde bulunduğunu, yapılan incelemede kapatılan Şirketin KHK bürosuna teslim edilen belgeleri arasında davalıya ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılmadığı ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (670 sayılı KHK) 5 inci maddesinde aranılan şartlar gerçekleşmediğinden talebin reddedildiğini, buna karşı idari işlemin iptali için süresi içerisinde idare mahkemesinde dava açması gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedilmediğini, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (667 sayılı KHK) gereğince terör örgütü ile iltisakı nedeniyle kapatılan işyerinin hükmi şahsiyeti sonlandığı için çalışanların da iş sözleşmelerinin sonlandığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ve diğer alacak taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıya ait Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, davacının 15.10.2004-23.07.2016 tarihleri arasında 667 sayılı KHK ile kapatılan ... Özel Eğ. Öğr. Hiz. San. ve Tic. AŞ (... Şirketi) nezdinde çalıştığının anlaşıldığı, 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (675 sayılı KHK) dava ve takip usulü başlıklı 16 ncı maddesi çerçevesinde yapılan değerlendirmede dava şartının mevcut olmadığının görüldüğü, davacı tarafça her ne kadar kapatılan ... Şirketinin tüm hak ve borçlarıyla davalı Hazine ve Maliye Bakanlığına devredildiği ve bu nedenle davacının alacaklarından sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.03.2019 tarihli, 2019/107 Esas, 2019/193 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi davanın adlî yargıda görülmesi gerektiğini ve dava şartı yokluğuna ilişkin karar gerekçesinin yerinde olmadığını, Anayasa Mahkemesi tarafından 13.02.2020 tarihli ve 31038 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2018/90 Esas, 2019/85 Karar sayılı karar ile 7071 sayılı OHAL Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 34 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının iptal edildiğini, bu karar doğrultusunda müvekkilinin hak etmiş olduğu işçilik alacaklarının ödenmesi zorunluluğu doğduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14 üncü maddesinde; sözleşme ile tanınan hak ve özgürlükler konusunda hiç kimseye, hiç bir şekilde ayırımcılık yapılamayacağının, 17 nci maddesinde; hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması ya da öngörülenden fazla kısıtlanması sonucunu eylemde bulunacak şekilde yorumlanamayacağının düzenlendiğini, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 49 uncu maddesinde ise Devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağının düzenlendiğini, müvekkilinin hak etmiş olduğu hâlde ödenmeyen alacaklarının mülkiyet hakkını doğrudan ilgilendirdiğini, oysa mülkiyet hakkına ancak kanunla müdahale edilebileceğini, belirtilen düzenlemeler karşısında kararın açıkça usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalıştığı işyerinin 667 sayılı KHK ile kapatıldığı, belirtilen nedenle 675 sayılı KHK’nın 16 ncı maddesi uyarınca 17.08.2016 tarihinden sonra açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde ve verilen karar içeriğinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, istinaf sebepleri yeterince incelenmeden yanılgılı değerlendirme ile karar verildiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan Şirkette çalışan davacı tarafından işçilik alacaklarına yönelik olarak açılan eldeki davada, dava şartının mevcut olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

1. 675 sayılı KHK'nın "Dava ve takip usulü" kenar başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir:

“(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması sebebiyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.

(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükümleri düzenlenmiştir.

2. 670 sayılı KHK'nın 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.