Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7923 E. 2024/11886 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının Irak'taki işyerinde çalıştığı dönemde eksik ödendiği iddia edilen ücret, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri alacaklarının miktarının tespiti ve ispatı.

Gerekçe ve Sonuç: Dairemizin önceki bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda yapılan yargılama ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/422 E., 2024/24 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Taraf vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.09.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin davalı işverenin Irak'taki işyerinde 01.11.2011-19.04.2013 tarihleri arasında topoğraf olarak aylık net 3.100,00 USD ücretle çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, davacıdan tazminat ve ücretlerinin ödeneceği taahhüt edilerek ibraname alındığını ancak tazminata ilişkin kısmi bir ödeme yapıldığını, diğer alacaklarının hiç ödenmediğini, davacının 2012-2013 yılına ilişkin ücretlerinin eksik olarak yatırıldığını, davacının fazla çalışma yapmasına rağmen fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, tüm hafta tatillerinde çalıştığını, dinî bayramların ilk günü dışında ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ücretlerinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının davalı Şirkette 17.02.2004 tarihinde topoğraf olarak çalışmaya başladığını, 18.04.2013 tarihinde çalışma yaptığı projenin bitmesinden sonra davalı Şirkette fiilen çalışmadığını, davacının çalıştığı projenin sona ermesi üzerine davalı Şirketin farklı bir projede davacıya iş göstermiş olduğu hâlde davacının bu teklifi kabul ederek işe başlamadığını, 19.08.2013 tarihine kadar davacının çalışmasını bekleyen davalı Şirketin bu tarihte davacının iş sözleşmesini feshettiğini, davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarını ödediğini, davacının yurt dışı hizmet sözleşmesinde ücretinin brüt 600,00 USD olarak belirlendiğini ve tüm yasal haklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.01.2019 tarihli ve 2015/334 Esas, 2019/101 Karar sayılı kararı ile; işin bitmesinden sonra 18.04.2013 tarihinde davacının çalışmasına işveren tarafından son verildiği, fesih sonrasında davacıya kısmi kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı, davacının bakiye alacaklarının olduğunun anlaşıldığı, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılacak şekilde sona erdiği, davacının ücret alacaklarının 2012 ve 2013 yıllarında eksik ödendiğini ileri sürdüğü, ancak aylık ne kadar eksik ödendiğini ve ne kadar ücret alacağının olduğunu belirtmediği, davacının banka hesap ekstreleri incelendiğinde 2008-2014 yılları arasında ödemeler yapıldığının görüldüğü, davacının ücret alacağı talebinin açık olmaması nedeniyle bu alacağın reddine karar verildiği, davacının davalı işyerinde 17.02.2004 tarihinden 19.04.2013 tarihine kadar çalıştığı, son ücretinin dinlenen tanık beyanları, bordrolar, emsal yazı cevapları ve tüm dosya kapsamına göre net 2.780,00 USD olduğu, haklı nedenle fesih hâllerini ispat yükü kendisine düşen işverenin haklı fesih nedenlerini ispatlayamadığı, yıllık izinlerinin tamamının kullanıldığını işverenin ispatlayamadığı, davacı işçinin tanık beyanları ile fazla çalışma yaptığını ispatladığı, davacı işçinin haftalık 18 saat fazla çalışma yapıp ulusal ... ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinin bir kısmında çalıştığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 17.11.2022 tarihli ve 2019/1346 Esas, 2022/1895 Karar sayılı kararı ile davacı vekilince dava dilekçesinde müvekkilinin davalı işverenin Irak'taki işyerinde 01.11.2011-19.04.2013 tarihleri arasında topoğraf olarak çalıştığının beyan edildiği, sigorta kayıtlarına göre 17.02.2004-17.08.2013 tarihleri arasında çalıştığı kıdeminin 9 yıl 2 ay 2 gün olduğu, çalışma süresinin de buna göre tespit edilerek kıdeminin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, topoğraf olarak çalışan davacının yaptığı işin vasfı ve mahiyeti, çalışmanın yurt dışında ifa ediliyor olması, davacının ücret hususundaki iddialarının tanık beyanları ve emsal ücret araştırması sonuçları ile desteklenmesi ve Yargıtay onamasından geçen emsal ücretler birlikte değerlendirildiğinde davacının aylık net 2.780,00 USD ücret aldığına yönelik değerlendirmenin kabulü ile bilirkişinin hesaplama yapmasında bir isabetsiz olmadığı, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacak şekilde sona erdiğini ispat yükümlülüğünün davalı işverene ait olduğu, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin yapılmış olduğu anlaşıldığından bakiye alacaklarının hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik olmadığı, davalı tarafça tanığın gerçeği söylemediğine dair ciddi ve inandırıcı delil dosyaya sunulmadığı gibi bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtaydan incelenerek geçen emsal dosyalardaki delillerle de desteklenmiş olmakla Mahkemece bu beyanlara itibar edilmesinde herhangi bir hata görülmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yurda giriş çıkış kayıtlarının dikkate alınmak suretiyle bilirkişi tarafından değerlendirme yapıldığı, dinlenen tanıkların çalışma saat ve sürelerine ilişkin beyanları doğrultusunda hesaplama yapılmasında ve belirlenen alacakların hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 09.05.2023 tarihli ve 2022/2272 Esas, 2023/6792 Karar sayılı ilâmı ile; taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacı tanıklarının saat 17.00'den sonra çalışmaya ilişkin net beyanlarının olmadığı, bu nedenle bu saatten sonra çalışmanın ispatlanamadığı, tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının haftada 6 gün 07.00-17.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile fazla çalışma alacağının hesaplanması gerektiği, davalı tarafın davaya karşı zamanaşımı def'i de dikkate alınarak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil alacaklarının 24.06.2010 tarihinden itibaren hesaplanması gerekli iken bilirkişi tarafından farklı bir tarih dikkate alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, bilirkişi tarafından 01.11.2011-19.04.2013 tarihleri arasında 8 hafta üzerinden fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil alacaklarının hesaplandığı, ancak davacının yurda giriş çıkış kayıtları dikkate alındığında ve fazla çalışma bakımından sadece yaz aylarında fazla çalışma yaptığı kabulüne göre de davacının 8 haftadan daha fazla süre yurt dışında bulunduğu, davacının yurda giriş çıkış kayıtları dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılması gerektiği, tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, emsal ücret araştırması ve tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının ücretinin net 2.180,00 USD olarak kabul edilmesinin dosya kapsamına daha uygun düşeceği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılama sonucu aldırılan bilirkişi ek raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma bakımından yaz aylarında hesaplama yapılmadığını, bozma ilâmı doğrultusunda belirtilen saatlerde yaz kış ayrımı olmaksızın hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili; Mahkeme tarafından davacının ücretinin yanlış belirlendiğini, yanlış tespit edilen 2.180,00 USD üzerinden hükme bağlanan alacakların hesaplanmasının da hatalı olduğunu, davacı tanıklarının müvekkiline karşı işçilik alacağı davası açan ve birbirlerinin dosyalarına tanıklık yapan ortak menfaatleri bulunan kişiler olduğunu, ortak menfaatleri olması nedeniyle beyanlarına itibar edilemeyeceğini, kıdem ve ihbar tazminatını kabul etmediklerini, davacının iş sözleşmesinin miktar içeren ibraname ile sonlandığını ve ibranamede belirtilen tutarların da davacıya ödendiğini, davacının fazla çalışma ücreti hakkının bulunmadığını, davacının Türkiye'de bulunduğu süreler dışlanmadan hep yurt dışındaymış gibi hesaplama yapılmasının ve Mahkemece de bu hesabın kabul edilmesinin doğru olmadığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağının bulunmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ücret miktarının tespiti ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17,100.00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.