Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7994 E. 2024/13191 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen işçinin, kadroya geçişle birlikte düzenlenen iş sözleşmesindeki ücret hükmünün yorumlanması, fark ücret ve diğer işçilik alacaklarının hesaplanması noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde ücretin yalnızca asgari ücretin belli bir oran fazlası olarak belirlenmesi halinde, bunun işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk ücreti olduğu ve işvereni sonradan ücret artışı yapmaya zorunlu kılmadığı, diğer yandan ücretin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödeneceğinin yazılı olması halinde ise bunun ileriye etkili bir hüküm olduğu ve işvereni ücret artışına mecbur ettiği gözetilerek davacı işçinin temyiz talebi reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince 23.09.2022 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Somut uyuşmazlıkta 696 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçen davacının hüküm altına alınan alacağının davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında müvekkilinin alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını; ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan bireysel iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle ücret farkı talebinin yerinde olmadığı, ücret bordroları, puantaj kayıtları, işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümleri ve mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamalarda alacakların ve ödemelerin sadece ilgili ay özelinde mahsup edilerek her ay için ayrı mahsup ve hesaplama yapılması gerektiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna da itibar edilerek davacının pandemi dönemi öncesinde ve sonrasında bir kısım alacaklarının ödendiği değerlendirilerek yapılan hesaplamaların kabulünün mümkün olmadığını, 11 saati geçen çalışmalar ile gece 7,5 saati geçen çalışmaların ödenmediğini, yılda 270 saati geçen fazla çalışmaların ödenmediğini, pandemi dönemi öncesinde de davacının fazla çalışma yapmama, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmama gibi bir serbestisinin bulunmadığını, davacının işyerinde yaptığı çalışmalar karşılığı hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre zamlı ödeme yapılması gerektiğini, davacının alacaklarının eksik hesaplandığını, davacının, gece 7,5 saatin üzerinde çalışma yapmak için yazılı onayı alınmadığı için söz konusu çalışmaların yasak çalışma kapsamında olduğunu, bu sebeple gece 7,5 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak değerlendirilip zamlı ödeme yapılması gerektiğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 ve 62 nci maddeleri dikkate alındığında ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının zorlayıcı sebeple fazla çalışma yaptığını ve denkleştirme esasına göre çalışma yaptığı sabit olduğundan fazla çalışma ücretine hak kazanamadığını, ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerektiğini, davacının haftada 24 saat dinlendiği sabit olduğundan hafta tatili ücretine de hak kazanamadığını, alacaklardan uygun oranda indirim yapılması gerektiğini, ayrıca davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren sendika üyeliği düşürülmüş olmasına rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılarak hesap yapılmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davacının sendika üyeliğinin düşürülmesinden sonra dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığı ve İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin ise süresinde istinaf başvurusunda bulunulmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile gece zammı ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı Kanun'un 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47, 63, 68 ve 69 uncu maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Somut uyuşmazlıkta davalı vekili davacının istinaf dilekçesinin kendisine tebliği üzerine aynı gün katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuş. Bölge Adliye Mahkemesi süresinde verilen katılma yoluyla istinaf başvurusunu hatalı bir kararla süreden reddetmiş, davalı vekili bu kararı temyize konu etmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin ret kararı usule ilişkin olduğu için bu aşamada reddedilen bir miktardan söz etmek mümkün değildir. Hâl böyle olunca kararın miktar bakımından kesinliğinden söz etmek de mümkün değildir. Açıklanan nedenle kararın kesin olmadığı ve temyizen incelenmesi gerektiği şeklindeki kanaatim nedeniyle, sayın çoğunluğun kararın miktar bakımından temyiz edilemez kararlardan olduğu şeklindeki görüşüne katılamıyorum.