Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8093 E. 2024/10527 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kamu kurumunun, alt işveren işçisinin ücretini hizmet alım sözleşmesi yoluyla düşürmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesine aykırılığı ve ücret farkı alacağının hesaplanma yöntemi.

Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmeleri yoluyla işçi ücretinin düşürülmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesine aykırı olduğu, ücretin asgari ücretin altına düşürülmemesi gerektiği, önceki dönemdeki ücretin asgari ücrete oranıyla bulunan katsayının korunarak yeni dönem ücretinin hesaplanması gerektiği ve istinaf dilekçesinde hesaplama yöntemine ilişkin itiraz bulunmamasının doğru olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1089 E., 2023/1328 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/874 E., 2020/479 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 02.11.2022 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma sonrası Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 07.06.2023 tarihli kararı ile direnme kararı verilmiştir. Direnme kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine, dosya Dairemizin 12.10.2023 tarihli kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2024 tarihli kararı ile, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Dairemizin bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına, uyulan kısımlar yönünden davalı vekilinin hükme yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kuruma bağlı kömür ocağında çalıştığını, davacının yaptığı işin asıl iş olduğunu, alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının Kurum işçisi sayılması gerektiğini, davacının muvafakati alınmaksızın ücretinin düşürüldüğünü ileri sürerek ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile Kurum arasında herhangi bir bağ ve sözleşme bulunmadığını, Kurumun ihale makamı olması sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, davacının ilave tediye alacağı hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Tavşanlı İş Mahkemesinin 24.06.2020 tarihli kararı ile; davalı Kurum ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisi muvazaalı olduğundan davacının başlangıçtan itibaren davalı Kurumun işçisi sayıldığı, öte yandan davalının iç yazışmalarına göre 2016 yılında asgari ücretin artması nedeniyle oransal olarak ücretin düşürüldüğü, esasen ve başlangıçtan itibaren muvazaalı çalıştırılan davacının yeni ihaleyi alan alt işverende davalının belirlediği talimatnameye göre çalışmak zorunda bırakıldığı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesine göre ücretinin düşürülmesine muvafakati olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 02.11.2022 tarihli kararıyla; periyodik bakım ve onarım ihalesi kapsamında çalışan davacının hizmet alım sözleşmelerine uygun şekilde çalıştırıldığı, alt işverene verilen işin doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alan bir iş olmayıp yardımcı iş kapsamında olduğu, bu nedenle ilave tediye alacağının reddi gerektiği, davacının aldığı ücretinin rızası alınmaksızın tek taraflı olarak düşürülmesinin 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesine aykırı olduğu ve işçiyi bağlamayacağı, bu nedenle eksik ücret farkının hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli ilâmı ile; arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra, ihtilaf konusu olan son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan tarih arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği, bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği ile davacının düşürülmeden önceki en son ücreti, sonraki dönemler için asgari olarak sabit şekilde ödenmesi gereken ücret miktarı olarak kabul edilerek, yeni ihalede asgari ücretle bağlantıda daha düşük bir katsayı belirlendiğinden yeni ihale ile belirlenen ücretin de altına düşmemek kaydıyla, asgari ücretle bağlantısı kesilen önceki ücretin uygulanmasına devam edilerek fark alacak hesabı yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2023 tarihli kararı ile; bozma kararının (2) numaralı paragrafında belirtilen bozma sebebine uyulmasına karar verildikten sonra, (4) ve (5) numaralı paragraflardaki bozma sebebine ilişkin olarak emsal Yargıtay kararlarına yer verilerek davalı Kurumun hizmet alım sözleşmeleri yoluyla ücretten indirim yapmasının 4857 sayılı Kanun’un 22 ve 62 nci maddelerine aykırı olduğu, somut olayda davacının ücretinin hem oran hem de miktar olarak düşürüldüğü, davacının düşürülmeden önceki ücretinin asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak kararlaştırılması nedeniyle yeni dönemde de bu ücretin korunması gerektiği, kamu idarelerinin tek taraflı olarak işçi aleyhine olacak şekilde önceki dönem hizmet alım sözleşmelerinden daha düşük oranda ücret belirlemesinin işçiyi korumadığı, bozma kararının süreklilik arz eden Hukuk Genel Kurulu kararlarına da aykırı olup sürpriz karar verme yasağı kapsamında hukuk güvenliğini ihlal ettiği, ayrıca davalı vekilinin istinaf dilekçesinde hesaplama yöntem ve tekniğine ilişkin bir istinaf sebebi belirtmediği, bu nedenle işçinin ücretinin usulüne uygun şekilde düşürülüp düşürülmediğinin istinaf incelenmesinde öncelikle ele alındığı ve ispatlanamayan bu istinaf sebebine itibar edilmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, zamanaşımı def'i ve hukuki yarar yokluğu itirazlarının bulunduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, istinaf dilekçesinde ücret farkı talebi ile bunun hesaplanma tekniğine itiraz ettiklerini, davayı tümden kabul etmemekle birlikte yapılacak hesapta en fazla gözetilecek hususun ücretin asgari ücretin altına düşmemesi olduğunu, brüt ücret üzerinden hüküm kurulmasının, faiz başlangıç tarihleri ile işletilen faiz türlerinin hukuka aykırı olduğunu, harcın tamamlanma tarihinden itibaren faizin işletilmesi gerektiğini, yargılama gideri, harç, arabuluculuk ücreti ve bunların iade-mahsubuna ilişkin belirlemelerin hatalı olduğunu, davacı lehine vekâlet ücretinin fazla belirlendiğini belirterek direnme kararının bozulmasına karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Dairemizin 12.10.2023 tarihli kararı ile temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2024 tarihli kararı ile; idari şartnamelerde davacının ücreti asgari ücretin belirli oran fazlası olarak kararlaştırıldığından bu oranın yeni dönemde de korunması gerektiği, buna göre davacının düşürülmeden önceki ücretinin asgari ücrete oranlanması ile tespit edilen katsayı esas alınarak sonraki dönemlerde de bu katsayı uyarınca hesap yapılması suretiyle fark ücret alacağının hüküm altına alınmasının isabetli olduğu, bununla birlikte Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf dilekçesinde hesaplama yöntem ve tekniğine ilişkin itirazın bulunmadığına dair gerekçesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına, uyulan kısımlar yönünden davalı vekilinin hükme yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dairemizce Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine temyiz incelemesine konu uyuşmazlık, hesaplamaya esas alınan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairemizin 05.04.2023 tarihli ilâmına kısmen uyularak yapılan yargılama üzerine verilen ve temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararı yönünden ise, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2024 tarihli kararı ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiş olduğundan, bu kararın gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Direnme Dışındaki Temyiz İtirazları Yönünden

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

B. Direnmeye İlişkin Temyiz İtirazları Yönünden

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2024 tarihli direnme kararının bozulmasına ilişkin kararı uyarınca bozma gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.